Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

1 Mayıs’ın polis şehidinin hikayesi

Yıldıray Oğur; Bu yıl da 1 Mayıs, “Taksim, göstericiler, polis şiddeti, abluka, gözaltı” haberleriyle geçti. 77'de Hayatını kaybeden 36 kişiden 32’si izdihamda, dördü kurşunla ölmüştü. O dört kişiden biri de bir polis memuruydu.

1 Mayıs’ın polis şehidinin hikayesi

Bu yıl da 1 Mayıs, “Taksim, göstericiler, polis şiddeti, abluka, gözaltı” haberleriyle geçti.

Türkiye’de ilk olarak 1921’de kitlesel olarak kutlanan 1 Mayıs, 1925’de partiler, sendikalar, grevler, gösterileri yasaklayan Takrir-i Sükun Kanunu ile “Bahar ve Çiçek Bayramı” ilan edilerek yasaklanmıştı.

(1 Mayıs meydanına Atatürklü bayraklarla gelenlere ek bilgi)

İlk kitlesel 1 Mayıs bundan ancak 51 yıl sonra 1976’da DİSK’in öncülüğünde Taksim’de kutlanabildi.

Şimdi kimsenin hatırlamadığı görkemli, olaysız bir kutlamaydı.

 

1977 1 Mayıs’ında diğer rakip sol örgütleri ille de Taksim’e çıkmaya motive eden de bu ilk kutlamanın büyüklüğüydü.

“Devletin ve dış güçlerin Türkiye’deki solu bitirmek, ülkeyi darbe havasına sokmak için kana buladığı” iddia edilen 77 1 Mayıs’ından sonraki yıl, yani 1 Mayıs 1978’de de Taksim’de 1 Mayıs kutlandığından bugün çok az kişi bahsediyor.

Devlet kutlamalara izin vermiş, yine yarım milyon insan toplanmış, sloganlarda yasaklı Türkiye Komünist Partisi’ne özgürlük istenmiş, 1977 1 Mayıs’ında ölenler anılmış, hiçbir olay olmadan da kalabalık dağılmıştı.

https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/05/Ekran-Resmi-2025-05-03-12.45.11-832x1024.png

1979’da ise Başbakan Ecevit’ti, sıkıyönetim ilan edilmişti.

İstanbul’da hiçbir gösteriye izin verilmiyordu.

1 Mayıs’ın yine Taksim’de kutlanması ısrarı CHP iktidarı ile DİSK’i karşı karşıya getirmişti.

DİSK, “CHP ağırlıklı iktidar DİSK’in işçilerle askerleri karşı karşıya getireceğini ileri sürerek üstlendiği görevin sorumluluğundan kurtulabileceğini sanmakta” gibi sert açıklamalar yapmış, Sıkıyönetim Komutanlığı DİSK Genel merkezini basıp aramış, 1 Mayıs’a günler kala da DİSK Genel başkanı ve yöneticileri de gözaltına alınmıştı.

Yine de 1 Mayıs’ta sokağa çıkan, Taksim’e gitmek isteyen aralarında TİP Genel Başkanı Behice Boran’ın olduğu yüzlerce kişi ise polisin çok sert müdahalesiyle karşılaşmıştı.

https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/05/Ekran-Resmi-2025-05-03-12.46.08.pnghttps://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/05/Ekran-Resmi-2025-05-03-12.46.18-728x1024.png

O günü DİSK’in açıklamasından okuyalım:

“1 Mayıs günü İstanbul’da askerlerin aradan çekilmesiyle polis insanlık dışı bir saldırıya geçmiştir. Çeşitli yerlerde yakalananlara, kadın, kız demeden gereksizce ateş açılmış, meydan dayağı çekilmiştir. 1972’de Şili’de faşist darbeden sonra emekçilerin stadyumlara doldurulmasını anımsatır biçimde insanlar stadyumlara, toplama merkezlerine doldurulmuşlardır. (…) 1 Mayıs’ın emeğin bayramı olduğu gerçeğini gizlemeye yönelik bütün bu anti-demokratik baskıları bir kez daha şiddetle protesto ediyoruz.”

1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına şimdi eski Türkiye diye övülen 80’ler, 90’lardaki iktidarlar izin vermediler.

AK Parti iktidarı 2009’da 1 Mayıs’ı resmi bayram ilan etti. Ve şimdi birilerinin bütün kötülüklerin başı olarak gördüğü Yetmez ama Evet referandumundan aylar önce de 31 yıl sonra 2010’da Taksim’de 1 Mayıs’a izin verdi.

2010, 2011, 2012 yıllarında üç yıl Taksim’de büyük ve barışçıl eylemler oldu. Kimsenin burnu kanamadı.

Sonra 2013’de “inşaat var” gerekçesiyle gelen yasak, ardından Gezi travmasıyla Taksim tüm gösterilere kapatıldı ve “turizm merkezi” ilan edildi.

Bu yıl DİSK ve CHP Taksim için ısrar etmediler, Kadıköy’deki 1 Mayıs’a çağrı yaptılar, TKP, TİP, EMEP, DSİP gibi sol partiler de Kadıköy’e gitti.

Taksim’e çıkmak isteyen daha radikal gruplar ise polis barikatlarıyla karşılaştılar. Yine polis sert müdahale etti, 400’ü aşkın kişi gözaltına alındı.

Sabah saatlerinde ise yine izin verilen sendikalar Taksim’e geldi, Kazancı yokuşunda 1977’de ölen 36 kişi için anma yaptı.

O günkü DİSK’e de hakim olan TKP’den geriye kalan TÜSTAV, 1 Mayıs 1977’de ölenlerle ilgili DİSK’in hazırladığı raporları ilk kez yayınladı.

O raporlara göre ölü sayısı 36 değil, 40.

Yine TÜSTAV’daki otopsi raporlarına göre ölenlerden sadece 4’ü kurşun yarasıyla, geri kalanların hepsi “ezilerek” ölmüşlerdi.

Kurşun yarasıyla ölen üç kişi Ziya Baki, Hasan Yıldırım ve Kahraman Alsancak, DİSK’liydi, Uzel Fabrikası işçileriydi ve mitingde yan yana kurşunlara hedef olmuşlardı.

Kurşunla ölen dördüncü kişi ise polisti.

26 yaşındaki toplum polisi Nazmi Arı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Toplum Zabıta Müdürlüğü kadrosunda görevliydi, evliydi ve bir çocuğu vardı.

Bianet’ten Tuğçe Yılmaz’ın çok başarılı bir gazetecilik örneği olan yazı dizisine göre “Otopsi raporunda ölüm nedeni ateşli silah, mermi yarasına bağlı aort ve akciğer delinmesine bağlı iç kanama”ydı.

İstanbul’da Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan 1 Mayıs 1977 ile ilgili davanın duruşma savcısı Çetin Yetkin, Yeniçağ gazetesinde 3 Mayıs 2010’da Nazmi Arı’nın “başının yan tarafından gelen ve yapılan incelemeye göre de çok yakın bir atış olan mermiyle vurulduğunu” yazdı.

Bu bir 1 Mayıs günü de memleketi Afyonkarahisar’ın Şehit Gaziler Derneği’ni her yıl olduğu gibi onu andı:

“1 Mayıs 1977 tarihinde İstanbul’da yaşanan olaylarda görevi sırasında şehit olan Sandıklı ilçesi Ekinhisar köyü nüfusuna kayıtlı Şehit Polis Memuru Nazmi ARI’yi vefatının 48. seneyi devriyesinde saygı, rahmet ve dualarla anıyoruz. ARI, Sandıklı ilçesi Ekinhisar köyünde doğmuş ve burada yaşamını sürdürmüştür. Olaylarda gösterdiği kahramanlık ve görevini yerine getirme azmi, tüm şehri derinden etkilemiştir.”

 

Devamı >>>



Anahtar Kelimeler: Mayıs’ polis şehidinin hikayesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER