Tarih: 08.03.2023 16:42

1959’daki selde Hatay’a yerleştirilen Çaykaralılar, depremin ardından Trabzon’a geri dönüyor

Facebook Twitter Linked-in

Kuzey Ekspres Gazetesi’nden Meryem Akgün’ün haberini aktarıyoruz.

Trabzon’un Çaykara ilçesinde meydana gelen sel afetlerinden sonra 1974’te Hatay Kırıkhan’a muhacir olarak giden Mustafa Şahin ve ailesi, 6 Şubat depremi ile memleketleri Çaykara’ya döndü:

“1950 Çaykara doğumluyum. Çaykara’da ilkokul, ortaokulu bitirdim. Öğretmen okulunu Trabzon’da okudum. Daha sonra işte 1959 yılında Çaykara’da üç ayrı köyde Şahinkaya Kabataş ve Ulu Cami köylerinde bir sel felaketi oldu. O zaman devlet buradan 408 haneyi Hatay’ın Kırıkhan ilçesine naklettirdi. Hatta orada herkese bir ev, yirmişer dönüm de tarla Amik Ovası’ndan verdi.

Çaykara’nın kaderi gibi

“1965’te devletin verdiği evlerin inşası ancak bitti. 1965’ten sonra göçler başladı buradan. Büyük bir göç oldu. O zaman da kamyonlarla, hatta hayvanlarını bile götürmüşler. 1974 yılında oraya ben de gittim. Uzun yıllar orada kaldık. Bu bizim Çaykara’nın bir kaderi göç. 1929 yılında Çaykara’da olan sel milat olarak kabul edilir. Şöyle ki diyelim ki doğum tarihleri o zaman pek bilinmiyor. Diyor ki selden önce, selden sonra gibi tabirler kullanılmaya başlanmış.

Yine Hatay’a döneceğiz

“Bu şekilde bizim köyün bir kaderi gibi. Şimdi çok garip bir tecelli. Hatay’da yani buradan sel felaketi sebebiyle gittik. Oradan da deprem sebebiyle tekrar köyümüze gelmek durumunda kaldık. Ama orayla ilişkimizi henüz koparmadık. Gene gitmeyi düşünüyoruz oraya. Ama tabii şu anda gidecek gibi değil. Büyük bir yıkım oldu bizim ilçede.

29 Çaykaralı vefat etti

“Çaykaralılardan 29’u vefat etti bu depremde. Ancak bunların tamamı şehirde, apartmanlarda oturanlar. Yani bizim mahalledeki evler biraz daha küçük, kalorifer yoktu. Biz Hatay’ın Kırıkhan ilçesi 408 evler mahallesindeydik. Çaykara’dan 408 hane oraya gittiği için mahallemizin adı da 408 evler mahallesiydi.

“6 şubat sabahı tarifi olmayan bir uğultu ile başladı deprem. O an ‘tamam evimiz yıkıldı’ dedim. Hanım benden önce çıktı dışarıya. Bana ‘gel’ diyor ama ne fayda. Çıkamıyorum ki, öyle bir sallantı var ki yani bir köşeden bir köşeye vuruyor. Böyle hayat durdu denebilir. Birinci gün sıkıntılıydı. İkinci günden sonra yardımlar gelmeye başladı. Psikolojik etki bıraktı insanda. Gece uyurken acaba bir şey oluyor mu? Her zaman böyle hazır vaziyette dışarıya çıkabilmek için bekliyoruz. Buradan giden bir kızımız vardı. Oranın yerlisiyle evlenmişti. Bebekleri de vardı. Maalesef anne, baba ve bebek enkazda can verdi.”

Abdullah Şahin de, sel felaketi ile gidip deprem felaketi ile Çaykara’ya dönenlerden. O da yaşadıklarını şöyle anlatıyor: 

“Yani yaşamak çok zor, anlatmakla anlatamam. Ben de buradan sel afetiyle 12-13 yaşlarında gittim, ortaokul liseyi orada okudum. Okuduğum okulda da görev yaptım. Yirmi beş sene memurluk yaptım. Depremin etkisini anlatırken gözlerim doluyor. Korkudan mı dersin, ne dersen de. Trabzon’a eşim ve kızımla döndüm. Tekrar geri dönmeye niyetliyiz tabii ki. Varımız yoğumuz orada. 60 senedir orada yaşıyoruz.

Yine Çaykara’dan Kırıkhan’a sel nedeniyle dedeleri göç eden ve orada doğup büyüyen aslen Çaykaralı olan Nilgün Yazar yaşadığı süreci şu sözlerle anlattı:

“Dedelerimiz buradan oraya muhacir olarak gitti. Orada önceden tabii ki biraz sıkıntılar yaşadı büyüklerimiz. Ama ondan sonra bayağı düzeldik. Tarla, ev verdi bize hükümet. Şimdi de böyle oldu. Yapacak bir şey yok. Geri döndük ama biz yine Hatay’a gideceğiz. Güzel bir yaşantımız vardı orada ama Rabb’im bu kadar müsaade etti. Oranın halkından arkadaşlarımızı kaybettik. Bizden de kayıplar oldu. İki tane oğlum var benim. İkisinin de evleri yıkıldı.”

Nilgün Hanımın oğlu Hüseyin Yazar ise enkazdan 12 kişiyi sağ kurtardıklarını ve bir çocuğun cansız bedenine ulaştıklarını aktarırken şunları söyledi:

“Sallantıyla kalktık. Bir an önce kendimizi o evden can havliyle attık. Ondan sonra zaten yollar çok kötüydü. Kırıkhan’da 12 kişiyi çıkardık enkazdan. Toplamda on üç kişi vardı, orada bir tane on yaşında kızımızı enkaz altında maalesef kaybettik. İş yerinden çalıştığım arkadaşlarımdan da altı kişiyi kaybettik. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Allah bu dünyayı onlara aratmasın. Yani bir afet. Yani yüzyılın afeti diyorlar, deprem bölgesinde yaşıyoruz. Bununla yaşamayı öğreneceğiz. Tedbir alacağız.”

 

Kaynak: serbestiyet.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —