Devlet Bahçeli’nin PKK’ya “silahları bırakın” çağrısında bulunmasından bu yana 10 ay geçti. Gelinen noktaya ve atılan adımlara bakınca, oldukça mesafe alındığı görülüyor. Bahçeli’nin çağrısına Öcalan olumlu karşılık verdi ve süreç başladı. Öcalan üzerindeki tecrit hafifledi.

Heyetler gidip gelmeye başladı. PKK Öcalan’ın çağrısına uyarak önce silahları bıraktığını açıkladı, ardından kendini fesh etti. Sonunda konuyu çözmek amacıyla İyi Parti hariç Meclis’teki tüm partilerin temsilcilerinin katılmasıyla bir komisyon kuruldu. Komisyon düzenli çalışıyor şu ana kadar, “Nasıl bir çözüm olabilir? ve “Ne yapmalı?” konusunda tarafları dinledi.
Şimdiki adım çözüm formülleri üzerinde yoğunlaşacak. Kürtlerin iki temel talebi bulunuyor: Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve ana dilde eğitim. Kimlik meselesi. Türk milliyetçi eğilimi henüz bu konuları hazmetmeye uygun değil. En azından bir kesim milliyetçiler böyle bir adımın Türkiye’yi böleceğini düşünüyor. Tabii bu arada hepimizi kaygılandıran CHP’ye yönelik baskılar. CHP’li belediyelerin baskınlarla ve tutuklamalarla işlemez hale getirilmesi bazılarının sandığının aksine süreci olumsuz etkiliyor. Komisyon’da dinlenen Barış Anneleri anadilleri olan Kürtçe konuşmak istediler. İzin verilmedi.
Yani iki temel meseleden birisi olan Kürtçe eğitim şimdilik uygun değil. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ise bugün izlenen kayyum siyaseti nedeniyle imkansız görünüyor. Evet çok ciddi adımlar atıldı. Mesafeler kısaldı. Kürtler geçmişe göre kendi kimlikleriyle var olabiliyorlar. MHP’nin çözüm safında olması başlı başına bir ağırlık. Ancak temel zihniyet kolay değişmeyecek. Yolun çoğu bitti, ama zoru kaldı. Kürtler şu an itibarıyla sürece yüzde 80 destek veriyorlar. Ancak yaşamakta oldukları olaylar onları ihtiyatlı davranmaya itiyor.
Türkiye’yi yöneten irade de süreci sanki zoraki kabul ediyor gibi. Şimdiye kadar bir şeyi kabul etmiş de değil. CHP İstanbul il merkezindeki olaylar acaba süreci nasıl etkileyecek? DEM Parti Grup Başkan Vekili Sezai Temelli dün yaptığı açıklamada gelişmeleri nasıl yorumladıklarına ilişkin bir ipucu verebiliyor: “Maalesef iktidar hem kayyum uygulamaları hem bu gözaltı dediğimiz şafak operasyonlarından vazgeçmedi. Bunun ikisinin bir arada yürümeyeceğini herkes kabul ediyor.”
“Herhangi bir yerdeki adaletsizlik her yerdeki adaleti tehdit eder.”
Martin Luther King 1929-1968