Zihnimde çılgın sorular dolanıp duruyor.
Google yalnız sorduğumuz sorulara cevap bulmada yardımcı olmakla kalmıyor, gelişen haberler konusunda erken uyarı vazifesi de onda. Birkaç ana konuda sağda-solda çıkan haberleri bildirmesini kendisinden istemiştim, o konulardan biri içinde ‘Tayyip Erdoğan’ ismi geçen haberlerdi. Google bu sabah uzun bir haber listesi gönderdi.
Merak edebileceklere birkaç başlık sunayım:
Washington Post gazetesi (ABD): “Türk mahkemesi Erdoğan’ın rakibini görevlilere hakaretten mahkum etti.”
NBC News televizyonu (ABD): “Türk mahkemesi Erdoğan’ın rakibine hapis cezası ve siyasi yasak getirdi.”
Haaretz gazetesi (İsrail): “Türkiye seçimlerine 6 ay kala, Erdoğan’ın rakibi hapis cezasına çarptırıldı.”
New York Times gazetesi (ABD): “Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhtemel rakibine siyaset yasağı getirdi.”
Listede İngiliz Independent, Yahoo haber, Reuters ve Associated Press haber ajansları ve Yunan Greek Reporter gibi sitelerde çıkan ve gelişmeyi yukarıdaki başlıklara benzer biçimde aktaran haberler de yer alıyor.
Ne dersiniz, ilginç değil mi?
İlginçlik, yabancı medyanın konuya yaklaşımında.
Dün, Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’na, kendisini muzaffer çıkaran yerel seçim sonrasında içişleri bakanı Süleyman Soylu’nun başlattığı sözlü sataşmalar sırasında, ondan ödünç alarak kullandığı bir sözcük –‘ahmak’ sözcüğü- yüzünden, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi.
Cezası istinaf mahkemesi ve Yargıtay tarafından onaylanırsa, Ekrem İmamoğlu, tıpkı birkaç ay önce CHP’nin İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun başına geldiği gibi, siyaseten yasaklı hale gelecek.
Dünya medyası konuyu bu biçimde ele alana kadar İmamoğlu’nun muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olduğunu biliyor muyduk?
Hayır, bilmiyorduk.
Tersine, İmamoğlu’nun mensubu olduğu CHP’nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iki büyük kentin -İstanbul ve Ankara’nın- partisinden seçilmiş büyükşehir belediye başkanlarının aday olarak düşünülmediğini açıklamıştı.
Hem de ısrarla.
Yabancı medya mahkemenin bu kararıyla Erdoğan’ın karşısına çıkacak muhtemel rakibi siyaseten yasaklı kıldığı görüşünü nereden çıkarıyor olabilir?
Acaba mahkeme başkanını değişik tarihlerde AK Parti yönetim kademesinden isimlerle aynı karede gösteren iki fotoğraftan haberdar mıydı yabancı medya?
Sanmıyorum.
O fotoğraflar AK Partili yöneticilerin sosyal medya hesaplarından titiz bir araştırma sonucu ortaya çıkartılmış.
Bizim medya o konuda yabancı meslektaşlardan daha mahir.
Her sabah ilk okuduğum gazetelerden ‘Karar’ın yazarları da konuyu yabancı medyanın öne çıkardığı yönüyle işlemiş. Akif Beki, yazısına başlık olarak seçtiği ‘İmamoğlu da muhtar bile olamayacak desenize?’ sorusuyla 28 Şubat (1997 ve sonrası) günlerinde okuduğu bir şiir yüzünden siyasi yasaklı hale getirilmiş Tayyip Erdoğan ile Ekrem İmamoğlu’nun başına gelen arasında paralellik kuruyor. Mustafa Karaalioğlu da, ‘Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?’ sorusunu çekmiş yazısına başlık olarak; böylece Erdoğan-İmamoğlu kader arkadaşlığını vurgulamak için milli şairimiz Mehmet Akif’in şiirinden yararlanmış.
Demek, yabancılar Erdoğan’ın karşısına İmamoğlu’nu aday çıkarmakta ve mahkeme kararını bu gelişmeyi önleme tedbiri olarak yorumlamakta yalnız değil.
Eminim, karar sonrası haber kanallarında da benzer yorumlar yer almıştır.
Bir AK Parti MKYK üyesi –Şamil Tayyar– Erdoğan’ın rakibini mahkemenin belirlediğini takipçileriyle paylaşmış zaten.
AK Parti’nin itibarına sahip bir yazar-yorumcu da –Rasim Ozan Kütahyalı-, yalvaran ifadelerle, bu kararla yapılan yanlışlığın düzeltilmesi ricasında bulunmuş.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan…
‘Demokrasi adına bir yalvarma’ olduğunu belirterek…
Hürriyet gazetesinin 28 Şubat günlerinde siyaseten önü kesilmek istenen Tayyip Erdoğan’la ilgili verilmiş mahkeme kararını ‘Muhtar bile olamaz’ başlığıyla duyurması ve sonradan meydana gelişmeler siyasetle ilgilenen herkesin hafızalarında taze.
‘Muhtar bile olamaz’ denilen Erdoğan sonradan muhtar olamadı, ancak önce milletvekili, ardından başbakan olabildi, şimdi ise sekiz yıldır -iki dönem- cumhurbaşkanı.
Ak Partili yetkililer, konuya “Bağımsız yargının kararı” diye yaklaşsalar bile -AK Parti grup başkan vekili Muhammed Emin Akbaşoğlu öyle yaklaştı- hepsinin zihinlerinde iki olay arasında kolayca kurulabilecek benzerliğin yattığı belli oluyor.
Kararı veren yargıç bugünkü gazetelerde konuya bu yönüyle yaklaşılan haber ve yazıları görünce “Ne yaptım ben?” şaşkınlığı yaşayacak mıdır?
‘6’lı masa’ liderleri “Bizim cumhurbaşkanı adayımız İmamoğlu” açıklamasını bugün mü yoksa ilk toplantısında mı yapacaktır?
Mahkemenin kararı cumhurbaşkanlığı seçimini beklendiği gibi etkileyecek midir?
Tayyip Erdoğan “Önümde anayasal engel var, ben aday olmuyorum” diyecek midir?
AK Parti seçilebilecek aday arayışına ne zaman başlayacaktır?
Aklımda böyle çılgın sorularla güne başlıyorum.