Umran Dergisi’nin, 2024 Ağustos sayısında, “Türkiye Eman Yurdudur” manşeti bağlamında; göçmenler, provokasyonlar ve Türkiye’nin bu konudaki “tarihsel misyonu” üzerinde duruluyor.
Farklı Bakış'tan Kadir Canatan'ın Yeni Yazsı:
Murat Küçükçifci, sinequanon.com.tr’de “Sezai Karakoç’u tarihselleştirme denemesi” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.
Soner Yalçın, başta TİP olmak üzere, mecliste temsil edildikleri halde Finlandiya’nın NATO’ya katılımına/kabul ed,lmesine itiraz etmeyen sol partileri, kendi tarihsel misyonlarını hatırlatarak eleştiriyor.
Yetkin Düşünce Dergisi bu sayısında Kur’an ve Tarihsellik bağlamında, Kur’an’ı tarihe gömmek ya da onu gündeme taşıma konularını dosya içerisinde ele alıyor.
Kadir Canatan Yazdı;
İlhami Güler, karar.com’da “Tarihselcilik’in asaleti ve sefaleti ” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Süleyman Seyfi Öğün, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in, ABD senatosunda konuşması üzerinden Batı’nın Rus ve Türk unsurlarını dışlamaya yönelik tarihsel bir kırılma içerdiğini belirtiyor.
Süleyman Seyfi Öğün yazdı;
8 Kuşağı’nın önemli isimlerinden Sarp Kuray, 'Hz. Muhammet, Peygamberimiz 5500 senelik bir tarihsel birikimin son tarihsel devrimini yapmış, bir önder insandır. Bu medeniyet devriminin son öncü insanıdır' dedi.
Orhan Koçak, birikimdergisi.com’da “Tarihsel Olsa da Geçmeyecek: Milliyetçilik” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.
Esat Arslan, dibace.net’te “Bilimin Tarihselliği ve Kur’an Edebiyatının Evrenselliği” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.
Abdülaziz Tantik, insanın tarihsel serüvenine/var oluşuna dair ilahi temelli ve onun karşısında da beşer temelli(ör. transhüman-posthüman) bakış açılarına işaret ediyor.
Ali Bayramoğlu, tarihsel olarak bir göçmen ülkesi olan Anadolu’da, asimilasyonun yerine entegrasyonun kaçınılmaz olduğunu, ama bunun da doğru ve yanlış taraflarının görülmesi gerektiğini belirtiyor.
Harun Aykaç, Prof. Dr. Oktay Uygun’un “Demokrasi / Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutları” adlı eserinden hareketle konunu Atina boyutuna dikkat çekiyor.
Orta Doğu coğrafyası insanlık tarihinin köklü ve etkili bir medeniyet konumundadır. İnsanlığın tarihsel serüveninde Orta Doğu dediğimiz kendisine münhasır bir çekim ve cazibe yönleri ola gelmiştir
İlhami Güler, karar.com’da “Tarihselcilik ve Taliban-IŞİD zihniyeti” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.
Taliban karşısında tarihsel bir hezimet yaşayarak adeta kaçarcasına Afganistan’ı terk eden Amerika, Kuzey Suriye’de müttefik olarak gördüğü PYD/PKK ile ilgili planlarını hızlandırıyor.
İnsanlık olarak, binlerce sene boyunca kendi çevrimleri içinde devâm eden, maddî cephesi itibârıyla ortak paydası “toprağa bağımlılık” olan bir târihi tükettik.
Nuri Yılmaz Yazdı;
entle uygarlığı özdeşleştiren ve özellikle bu birleşmeden doğan tartışmalar toplumbilimsel ve tarihsel bir çerçeve içinde incelenmelidir.
Maturidi’nin muhayyel bir Türk Müslümanlığının kurucu ismi olarak icat edilmiş olduğu düşünülebilir, ama vaka onun tarihsel olarak böyle bir rolü oynamış olmaktan uzak olduğudur.
Araştırmacı yazar Ferhat Özbadem, Saliha İnal’ın, Çıra Genç serisinden çıkan “Tarihselcilik” eseri üzerinden, konuya dair bir değerlendirme yazısı kaleme aldı.
Sadık Usta "Benim dilim sonuçta sol-laik bir dildir ve olgulara da bu perspektiften yaklaşıyorum. Fakat tarihe ve tarihsel olgulara nesnel yaklaştığım için ait olduğum mahallenin baskın görüşlerine de teslim olmuyorum."
İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Mehmet Görmez, Habertürk canlı yayınında Mustafa Öztürk’ün sözleri üzerinden başlayan ‘tarihselcilik’ tartışmalarına değiniyor. Kaynak: “Kur’an’ın her bir ayeti bunu (Öztürk’ün sözlerini) reddeder!”
Hz. Muhammed(s)Kur’an-ı Kerim’i iddia edildiği gibi konjonktürel gelişmelere uygun aktarmayı hedefleseydi lafzı tam eksiksiz ezberlemeye çalışmaz, genel mantığı kavrar; zamanı ve yeri geldiği zaman yorumlayarak bildirirdi.
Abdülaziz Tantik'in Özgün İrade Dergisi 2020 Kasım (199.) Sayısında yayınlanan yazısı...
Hukukçu yazar Abbas Pirimoğlu, AYM'in, iktidara karşı 'güncel' söyleminden hareketle, Doğu(İslam)-Batı eksende, İslam dünyasında var olan anayasal kriz(ler)in, tarihsel izni ortaya çıkarmaya çalışıyor.
Çürümenin iki temel bileşeni, yabancılaşma ve anlamsızlıktır. Her düşünce veya değerin, belirli tarihsel koşulları geçerek kendi saflığını yapı bozumuna uğrattığı bilinir.