Mehmet Acet yazdı;
Geçen sonbaharda kendilerini Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) diye tarif eden bir grup ortaya çıktı.
“Bağımsız” olduklarını söyleyen, ancak siyasi amaçlarla bir araya geldikleri besbelli olan, muhalefetle içli dışlı, dar alanda kısa paslaşmalar yaptıkları bilinen bu grup, TÜİK’in yayınladığı rakamların gerçeği yansıtmadığı iddiasıyla, kamuoyuna kendi çalışmalarının sonuçlarını açıklıyor.
Ülkemizde hayat pahalılığı gerçek ve can acıtıcı bir sorun haline geldi mi?
Evet, geldi.
Çarşıda, pazarda, markette, alışveriş merkezlerinde herkes, bu sorunla günlük olarak yüz yüze geliyor.
Enflasyon rakamları çift hanelere ulaştığı gibi, yüzde 20 bandına yakın bir yerde seyrediyor (Nisan 2021 yıllık enflasyon oranı: Yüzde 17,14).
Pandemi şartlarının bütün dünyada ortaya çıkardığı daha önce görülmemiş türden sıkıntıları da buna ekleyince, ekonomik anlamda zorlu bir dönemeçten geçtiğimiz ortada.
Eylül ayında kamuoyuna enflasyonla ilgili açıklamalar yapmaya başlayan sözünü ettiğim grup, belli ki muhalefetin arzu ettiği siyasi hedefler doğrultusunda bu ortamı araçsallaştırarak, olanı iki kat fazlaymış gibi göstermeye, bu abartılı tutumla hem toplumun tepkisini artırmaya hem de bu konudaki çalışmaları yürüten kurumlara karşı ‘güvensizlik’ duygusunu pekiştirmeye çalışıyor.
MAKSATLARI NE: ARAŞTIRMA YAPMAK MI, KAFA KARIŞTIRMAK MI?
Bunun yanı sıra, asıl şu türden sorular önem taşıyor:
-Yaptıkları iş, istatistik bilimine uygun mu?
-Açıkladıkları veriler sağlıklı mı?
-Yürüttükleri çalışmalar dürüst ve objektif kriterlere uygun mu?
-Uluslararası kriterlere uygun bir yöntem mi izliyorlar?
Bu türden sorulara, bir uzman görüşü alınarak verilebilecek cevaplar var, ki birazdan onu da okuyacaksınız, bir de uzman görüşü gerektirmeyen, herkesin bir bakışta “Olur mu canım” diye reaksiyon gösterebileceği türden çarpıklıklar üzerinden verilebilecek cevaplar var.
İkinci kısmıyla ilgili kendi namıma birkaç şey söyleyebilirim.
Mesela kendilerine Enflasyon Araştırma Grubuyuz diyen bu arkadaşlar, sadece 2020 yılının Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına dair veri toplamalarına rağmen, “2020 yılı enflasyonu şudur” diyerek fazlasıyla iddialı (!) bir açıklamada bulunmuşlar.
İstatistik bilimi, genellemenin bu kadarına ne kadar müsamaha gösterir acaba?
Geçenlerde, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, CNNTürk’te Hande Fırat’ın programında bu konuda geniş açıklamalar yaptı.
Bakan Elvan, herkesin fark edebileceği türden çarpıklıklardan bir tanesini, şöyle anlatıyor:
“Aynı grup, 2020 yılı Aralık ayında ulaştırmada yüzde 17,58 oranında artış olduğunu iddia etmiş. Halbuki bu bahsettiği ayda benzin fiyatındaki artış yüzde 5,2, motorin fiyatında 4,7, otomobil fiyatlarında yüzde 4’ülk artış olmuş, LPG fiyatlarında da düşüş olmuş. Bunların ağırlığı bu grup içerisinde yüzde 70. Diyelim ki en yüksek olan benzin fiyatını dikkate alsanız, maksimum olabilecek oran yüzde 7. Ama bunlar neyi açıklıyor? Yüzde 17,58 ulaştırma sektöründeki fiyat artışı olduğunu iddia ediyorlar.”
ÜST DÜZEY TÜİK YETKİLİSİ: BUNLARIN RAKAMLARI TAMAMEN UYDURMASYON
‘Paralel’ enflasyon çalışması yapan bu grubun hedefinde TÜİK var.
Malum, TÜİK’in enflasyon, işsizlik gibi genel siyaseti doğrudan ilgilendiren konularda son zamanlarda yanlış ya da ‘yönlendirilmiş’ yayınlar yaptığı muhalefet çevrelerinin sıkça dillendirdiği bir iddia.
Belli ki bu grup da buraya oynuyor.
Hem bu suçlamalara verecekleri cevapları almak, hem de Enflasyon Araştırma Grubu’nun çalışmaları hakkında görüşlerini dinlemek için, bu türden ölçümlerin teknik kısmına da hâkim üst düzey bir TÜİK yetkilisine ulaşıp konuştum.
TÜİK, Enag grubuyla ilgili geçenlerde suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu, grubun politik hedeflerine dönük olarak değil, doğrudan çalışma biçimi ve metodolojisi ile alâkalı olarak yapıldı.
Konuştuğum TÜİK yetkilisi, suç duyurusunun gerekçesini şöyle dile getirdi:
“İstatistik Kanunu’nun 6’ncı maddesinin 3’üncü fıkrasına ilişkin tamamen metodolojiyi açıklamamaları nedeniyle, suç duyurusunda bulunduk. Enflasyon oranlarını yüksek ya da az yayınlamalarıyla alâkası yok. Şeffaf davranmıyorlar. Hâlbuki biz madde ayrıntısına kadar, her şeyi yayınlıyoruz. Bu adamlar hangi mağazalardan hangi verileri yayınlıyorlar. Ne var bunun içeriğinde. Nasıl yapmışlar sınıflamalarını. Nasıl ayırt edebilmişler. Bunlar gerçekten zor işler.”
Görüştüğüm TÜİK yetkilisine, hazırladığınız verilere hükümet tarafından herhangi bir müdahale, yönlendirme oldu mu, oluyor mu şeklindeki ‘çok sorulan’ soruyu da yönelttim.
Dedi ki:
“Bu kesinlikle mümkün değil. Son üç yılda yüzde 56 kümülatif enflasyon açıkladık. Böyle bir şey kesinlikle yok.”