Dünya, dünya olalı hep değişiyor değişecek de fakat son zamanlar diye tanımlanan zamanda dünya, dünya olalı olmayacak çok şey gördü. Öyle bir hızla değişiyor ki kıyamet alameti çıktı sanıyor insan. Ciddi, ciddi meseleler birer tik tok gündemi kelli felli aktörler, isimler birer instagram fenomenini andırıyor adeta.
Şırnak’ta Kuzu kırpma festivalinde bir Tıvorlu İsmail rüzgârı esti, geçti. Adam hopluyor, zıplıyor, hızını alamıyor balıklama milletin üstüne atlıyor. O hopluyor millet hopluyor tozu dumana katıyorlar saatlerce tek kelime etmeden gelişigüzel görmeyen de Şıvan perverin konseri var sanıyor. Tıvorlu deyip geçmemek gerek sosyal medyayı sallayıp ana ekranlara haber oluyor.
Dünyaca ünlü sanatçı Justin Bieber bile halayı ile meşhur sofi Ömer’i paylaşıyor binler, milyon beğeni alıyor. Sofi Ömer haberlere çıkıp kendi şivesi ile castin Bibere çok teşekkür ediyorum. Beni dünyaya paylamış diyor. Ama kendisi Kırk senedir mendili kimseye paylamıyor. Yahu insan diyor şu sosyal medyanın gücü nasıl bir şey. Sihirli değnek gibi kime dokunsa kime değse okus pokus anında parlıyor. Her neyse insanlar görünür olmak için her yolu deniyorlar dersen de ister sesi ile ister misyonuyla sanat dünyasının dev çınarı, devrimci kimliğiyle de bilinen Selda Bağcan sahneye Aleyna Tilki’yi çıkarınca hopallaaaaaa bu da nerden dercesine eleştiriye maruz kalıyor. Selda hanım cevap vermekten gecikmez lafı eğmeden bükmeden dolandırmadan olduğu gibi ben çıkarmadım kendisi sürpriz yaptı sonra dobra, dobra ama sana ne sana ne der sahne benim istediğimi çıkarırım. Sosyal medya Urfa Viranşehirli Bakan Nurettin Nebatiyi Amerikalı aktör George Clooney’e benzetmiş birisi yorumlamış George Clooney’in araba çarpmış hali, ben daha çok benziyorum diye. Bakan ise benzinin 22 liraya düşmesi neden manşetlerde yok diye tepki veriyor.
Zamanında meskûn olduğumuz köylerden birinde köyün hayvanlarını yevmiyelik, karın tokluğuna güden bir sığır çoban vardı. Çobanın ismi Kıço’ydu. Adam akşam hayvanları otlattıktan sonra alır kabını kapı, kapı dolanır. Köyde kaç hane varsa ona hayvan gütme bedeli olarak birer kap yemek verirdi. Kıço da köylülerin verdiği bulguru, çorbayı, baklayı, fasulyeyi, tek kabı olduğundan e zati karnımda da karışacak hesabıyla hepsini üst üste aynı kaba dökerdi. O gün bugün köylüler bir şeyin karman, çormanlığı karşısındaki hayretlerini dile getirdiklerinde a falanca şey gırara (pilav) kıço olmuş derlerdi. İşte aynen öyle sanat, siyaset, spor, din her şey girara Kıço olmuş. Hadi ayıkla ayıklayabilsen. Ayıklayabilene ise aşk olsun.
Ayrıca Bir İslami oyunlar eleştirisidir almış başını gidiyor yahu şeriat gelmiş de haberimiz mi yokmuş. Benim bildiğim düz hesap asr-ı seadet devri çoktan geride kaldı. Sonrasında mı cemaat, tarikat, hilafet saltanat taht kavgaları binmişiz bin alamete gidiyoruz kıyamete. İki günümüz birbirini tutmuyor.
Bir gün Filistin için slogan atıyoruz bir gün gün İsrail’e küs bir gün barışık iki sevgili gibiyiz. Bir gün Doğu Türkistan için seferberiz ertesi gün orak çekice sığınıyoruz. Bir gün kaşıkçı için ağlıyoruz ertesi gün Salmanı ağırlıyoruz. Selman selamün aleyküm asker diye selam veriyor. Bu sefer adamın selamını alamıyoruz. Düşündüm sahiden ben de asker olsaydım hiç beklenmedik yerde selamün aleyküm selamına nasıl karşılık verirdim aklıma bir şey gelmedi valla. Kendimi gördüm göreli Ramazan Bayramı’nda mutabık olsak da kurban bayramlarında hep muhalif olduğumuz Suudi Arabistan’da müezzinimiz, karimiz herkesin önüne geçiyor, gururlanıyoruz.
Tuhaf şeyler oluyor diyoruz ya elbette ki siyasi stratejiler, diplomasi bizim bileceğimizden de öte bir şey olabilir, İslam devletleri arasındaki birlik ve beraberlik de bizim için hep özlenen bir tablodur. Ki açılışın geçit töreni yirmi üç Nisan versiyonunun İslam ülkeleri arasındaki şöleni gibiydi. Ülkenin yer yer tanıtımı Selçukluları, Mevlâna’yı, anımsatan motifler, figürler insanı heyecanlandıran sahnelerdi. Fakat yer ve isimlendirmedeki isabetsizlik elbette ki gözlerden kaçmadı ve eleştirileri üstüne çekti. Sahiden İslami oyunlar derken ne kastedilmişti. İslam’ın üzerinde bunca göz varken neden İslam her seferinde bilip bilmeden hedef tahtasına oturtuluyor. İslami oyunlar yerine başka bir isim daha şık durmaz mıydı? Kavramların çarpıtılmasına heder olmasına daha ne zamana kadar reva görülecek. Örneğin Söylemle eylemlerin farklılığından dolayı hangi birimiz Hizbullah’ım diyebilir ki neuzu billah adamı taşlarlar. Halbuki Hizbullah demek şunun, bunun, onun değil yalnız ve yalnızca Allah’ın tayfası Allah’ın partisi demektir. Hangi birimiz Müslüman olduğumuz halde saf, berrak bir İslam devlet modelini tartışmaya açabilir ki İŞİD ve benzer marazvari kavram katliamından dolayı. Namazların iftitahında (açılışında) getirdiğimiz tekbir (Allahuekber) bile artık birer ideolojik slogan haline gelmiş. Dine diyanete itimadımız ne kadar? Araplar geldi dedik göçmenleri azarlayanlara kardeşlikle cevap verdik belki bize bir asırdır unuttuğumuz Kur’an’ı, Kur’an’ın dilini getirdiler diye sevindik bir baktık ki onlar dünyaya bizden daha dalgın çıktılar. Hadi Allah hakkı için İslam’ı Müslümanca sahiplenelim. Eğer Yahudi’ye benzeyecekse Filistinlinin Yahudi’den ne farkı kalabilir ki. Eğer Müslümanlar karış karış Hristiyanları takip edecekse Müslümanın Hristiyanlardan ne farkı kalabilir.
Anlatıldığı kadarıyla eskiden Niğde’nin Bor ilçesinde Pazar kurulurmuş bunu kaçıranlara ise sür eşeğini Niğde’ye geçti Bor’un pazardı denilirdi.
Gündemin bir başka konusu ise roboskiden özürdür. Roboski olayı cereyan ederken Uludere halkından bir özür dilemek her babayiğidin harcı değildi. Sular seller durulurken yaklaşan seçim arifesinde Roboski’den af özür dilemek oy dilenciliği yapmaktan başka hiçbir bir şeyi ifade etmez. Burada geç kalınmış özür için akla gelen tek şey ise sür eşeğini Şırnak’a geçti roboski pazarıdır. Elbetteki siyasilerin siyasi hamleleri kendi çapında değerlidir. Fakat eğer sahnede değil siyaset aranasında olsaydı oyum galiba Tıvorlu İsmail’e olacaktı. Adam bir dakikada binlerce insanı tek bir kelime sarf etmeden kırmadan dökmeden etrafında topluyor. Şırnak gibi bir yerde askerlerin bile tezahüratını alıyor. Siyasetçilerin, iki adamı bir araya getirmek için verdikleri bir ömrü Tıvorlu birkaç dakikada başarıyor. Justin Bieber oyunu sofi Ömer’den yana kullandıysa da hadi oyum Tıvorlu İsmail’e olsun..
Kaynak: farklı Bakış