Amerika Birleşik Devletleri-Türkiye ilişkileri bütünüyle felakete sürükleniyor. ABD Kongresi ile Beyaz Saray uzun süre sonra ilk kez birlikte Ankara´ya âdeta savaş açmış durumda.
Trump yönetimi, dinî grupların ve dünyada olup bitenlerle hiçbir ilgisi olmayan muhafazakâr kitlelerin sempatisini kazanmak için resmen ateşle oynuyor. Üstelik Trump´ın yaptıkları ABD´nin çıkarlarına da hizmet edecek şeyler değil.
Geçmişte ABD yasama organlarında Türkiye karşıtı çıkışlar olur ancak bunlar Beyaz Saray´ın hamleleriyle engellenirdi.
Bu kez ABD Başkanı Donald Trump ve Yardımcısı Mike Pence´in çok daha kışkırtıcı ve saldırgan bir tutum takındıklarını görüyoruz. Trump ve Pence en son olarak Türkiye´de ev hapsinde bulunan Rahip Brunson´un bütünüyle serbest bırakılmaması hâlinde çok sert yaptırımları uygulamaya koyacaklarını ilan ettiler.
Sürecin bir yanında Türkiye´ye F-35 savaş uçaklarının verilmesinin engellenmesi diğer tarafında ise uluslararası kredilerin durdurulması adımları var.
Bunlar ABD´nin daha önce hiçbir müttefikine uygulamadığı sertlikte yaptırımlar. Eğer ABD, bu yoldan geri dönmezse Ankara ile Washington arasında bir müttefiklik ilişkisinden de söz edilemez.
Amerika´nın terör örgütü YPG´nin yanında açıkça saf tutması ve bir başka terör örgütü FETÖ´ye âdeta kol kanat geren bir politika izlemesi zaten ilişkilerin dibe vurmasına neden olmuştu.
Bugüne kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yoğun gayretlerle ABD´li muhataplarıyla diyaloğu sürdürdü ve sürecin tamamen kopmasını engelledi. Amerika´nın bu adımları sadece iki ülke arasındaki ilişkileri mahvetmekle kalmayacak; Batı´nın genel olarak bölgedeki çıkarlarına zarar verecek boyutta.
Trump maalesef daha önce İran, Avrupa Birliği, Rusya, İsrail- Kudüs ve Katar meselesinde olduğu gibi Türkiye konusunda da akıl almaz düşüncesiz ve hesapsız hareketler yapıyor.
Trump´ın seçilmesinin olumlu bir dönem yaratacağına inanmış bir insan olarak gelinen durumdan derin hayal kırıklığı duyuyorum.
?
Türkiye bugüne kadar Batı ittifakının savunulmasında çok kritik rol oynadı. DEAŞ´la en etkili mücadeleyi Türkiye verdi, Suriyelilere kucak açtı ve Batı´nın istikrarsızlığa sürüklenmesini engelledi. En yoksul ülkelere en fazla yardım sağlayan ülkelerden biri yine Türkiye.
Türk Silahlı Kuvvetleri, bugün Afganistan´dan Körfez´e, Balkanlar´dan Somali´ye kadar çok farklı coğrafyalarda barışı koruma misyonlarını ifa ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel istikrar ve barış için dünyada en fazla uğraş veren lider durumunda. Erdoğan´ın kişisel çabası ve emeği olmasaydı bugün Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu´da çok daha sıkıntılı gelişmeler yaşanabilirdi.
Trump yönetimi son saldırgan kararlarıyla Türkiye´nin bütün bu değerli katkılarını mahvetmek üzere.
?
Washington´da yükselen bu aşırılıkçı rüzgârlar arasında hâlâ aklıselim sahibi insanlar kaldıysa Kongre ve Trump´a Türkiye´nin Kuzey Kore ve İran olmadığını hatırlatmalı.