Tarih: 14.11.2025 15:22

Usame Hamdan: “Silah direnişimizin kırmızı çizgisi”

Facebook Twitter Linked-in

 İşgalci İsrail'in ateşkesi bozmak için her yolu denediği Gazze'de soykırım sürüyor. Refah Sınır Kapısı'nda aylarca bekleyen binlerce yardım tırının bölgeye girişine hâlâ izin verilmiyor. Gazze'de insani kriz her geçen gün derinleşirken, binlerce hasta, yaralı ve açlıkla mücadele eden sivil, soykırımın tamamen durdurulmasını bekliyor. Bölgedeki gelişmeleri Yeni Şafak'a değerlendiren Hamas lideri Usame Hamdan, "Direnişin olmadığı her siyasi yol güvencesiz bir yoldur. Silah, Filistin direnişinin kırmızı çizgisidir" ifadelerini kullandı.

 

 

DİRENİŞİN OLMADIĞI HER SİYASİ YOL, GÜVENCESİZ YOLDUR

Hamdan, "Gazze halkının yaklaşık yüzde yetmişi 1948 sürgününün çocuklarıdır; atalarının yaşadığı göçün acısını bilirler. Bu yüzden yeniden aynı felaketi yaşamamak için güçlü bir direnç iradesi var. İsrail iki yıl boyunca Filistinlileri direncini kırmak için zaman kazanmaya çalıştı ama halk teslim olmadı. Direnişin olmadığı her siyasi yol, güvencesiz bir yoldur. Silah, Filistin direnişinin kırmızı çizgisidir. Gazze'deki ateşkes anlaşması, yalnız saldırganlığın sonunu değil, Filistin'in siyasi ve ulusal mücadelesi için yeni bir başlangıcı temsil ediyor. Mevcut anlaşma, kalıcı bir ateşkesi öngörmesi ve Filistinlilerin devlet kurma hakkını tanıma yönünde ilk siyasi göstergeleri içermesi nedeniyle öncekilerden farklıdır" şeklinde konuştu.

 İSRAİL ANLATISINA GERİ DÖNMEYE ÇALIŞACAK

İsrail'in kaybettiği anlatısına geri dönmek için direnişi terörize etmeye çalışacağından bahseden Hamdan, "Filistin davasının halkların kalbinde asla ölmeyeceğine inanıyorum. Fakat bu canlılığın, bir eyleme dönüşmesi gerekiyor. Bu noktada özellikle entelektüellere büyük görev düşüyor. Son iki yılda yaşanan olaylar, çok sayıda fikir ve eylem planına dönüştürülmeli; bu sayede halklar harekete geçirilmeli. Bakın, 80 bin şehitten bahsediyoruz. Her birinin bir hikayesi var ve bu hikayeler anlatılmalı. Çünkü her biri, yeni bir bilincin doğmasını sağlayacak birer kıvılcımdır. Uluslararası toplumda İsrail, kaybettiği anlatısını geri getirmek için direnişi terörize etme, Filistin halkını 'aşırılık' ile suçlama ve 'fırsatların kaçırıldığı' söylemini tekrar gündeme getirme gibi eski taktiklere dönecektir. Buna karşı üç noktada ısrar etmeliyiz: 1. İşlenen suçların gerçek yüzünü göstermeye devam etmek. 2. suçluları uluslararası sahada teşhir etmek ve hesap vermelerini sağlamak. 3. İsraillilerin kendi ifadeleri, itirafları ve belge kayıtları üzerinden suçları sabitlemek." diye konuştu.

YARALAR AYNI BEDENİN FARKLI BÖLGELERİNDE

Sudan'daki savaşın arkasında İsrail'in bölme ve zayıflatma projesi olduğunu belirten Hamdan," İsrail'in Gazze'ye attığı mühimmatın gücü, Hiroşima veya Nagazaki'ye atılan atom bombasının 12 katı. Bu bile yaşanan felaketin boyutunu açıkça gösteriyor. Filistin davası hala canlı ve bu canlılığı korumak gerekiyor. Ümmetin meseleleri birbirine bağlı olduğunu görüyoruz. Sudan'daki olaylar gibi gelişmeler de bunun bir parçasıdır. Filistin meselesine ilgi, diğer İslam coğrafyalarındaki sorunların önüne geçmemeli. Çünkü bu yaralar aynı bedenin farklı bölgelerindedir. Gerçekte, ümmet içinde yaşanan birçok çatışma 'iç savaş' değil; İsrail'in çıkarına hizmet eden bölme ve zayıflatma projelerinin bir parçasıdır. Örneğin Sudan'ın yıkımı, Mısır veya Suudi Arabistan gibi diğer büyük ülkelerin parçalanması için kapı aralıyor. Yıllar önce biri 'Sudan'ın bölünmesi hedefleniyor' deseydi, kimse ciddiye almazdı. Ama bugün, ABD'nin bölgeye gönderdiği özel temsilci Tom Barrcak'ın şu sözünü hatırlayalım: 'Artık Sykes-Picot sınırlarının bir anlamı kalmadı.' Bu ifade, aslında ABD'nin Ortadoğu'yu yeniden şekillendirme projesini açık ediyor. Ancak bu harita, bölge halklarının çıkarlarına göre değil, İsrail'in çıkarlarına paralel çizilmeye çalışılıyor." dedi.

"DİRENİŞİ İNGİLİZ İDAM KARARLARI DA YILDIRAMAMIŞTI"

Batı Şeria'da tutuklu Filistinlilere idam cezası öngören yeni düzenleme, uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Hamdan, "Cenevre Sözleşmeleri ve uluslararası hukuk gereğince savaş esirlerinin muamelesi düzenlenmiştir, ancak bu uzun zamandır uygulanmamaktadır. Herkes anlamalıdır ki bu, İsrailli zihniyetinin Filistinlilere karşı yaklaşımıdır. Öldürme ve imha mantığı. Onları bombardıman ve tahribatla yok etmeye çalışıyor; hatta esirken dahi öldürmeye yöneliyor. Dolayısıyla İsrail mantığı, Filistinlileri tamamen yok etme mantığıdır" dedi.

 

Kaynak: Yeni Şafak




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —