20 Temmuz 2015'te Urfa'nın Suruç ilçesinde Amara Kültür Merkezi önünde bir araya gelen gençlerin üzerine, IŞİD tarafından düzenlenen intihar saldırısında 33 kişi hayatını kaybetti, 100'den fazla kişi yaralandı. Katliamın üzerinden geçen 10 yılda yargı süreci boyunca sanık sandalyeleri boş kaldı, aileler yalnızca kayıplarının değil, görmezden gelinen hesaplaşmanın da ağırlığını taşıyor.
'BİZ NE İLKİZ NE DE SON OLACAĞIZ'
Katliamda yaşamını yitiren Vatan Budak'ın babası Murat Budak, 10 yıllık adalet mücadelesini şu sözlerle anlattı:
"Evlatlarımız için, geleceğimiz için, bu topraklarda bir daha aynı acı yaşanmasın diye mücadele ediyoruz. Biz ne ilkiz ne de son olacağız; ama tek dileğimiz, bundan sonra kimsenin bizim yaşadıklarımızı yaşamaması. Bizim yüreğimizde açılan yara asla kapanmayacak, biliyoruz. Ama yine de bu ülkede adaletin yerini bulması için inatla, kararlılıkla, yılmadan yolumuza devam ediyoruz. Türkiye'de adalet aramak… İnanın, samanlıkta iğne aramaktan daha zor. Her gün yeni bir duvar çıkıyor önümüze. Her gün sesimizi kısmak isteyenlerle mücadele ediyoruz. Ama biz karanlığa teslim olmadık, olmayacağız! Çünkü biz biliyoruz ki; bu umudu korumazsak, başka evlatlar toprağa düşecek, başka annelerin yürekleri yanacak. Ve biz buna izin veremeyiz.
Biz yalnızca kendi evlatlarımız için değil, bu ülkede adalet arayan tüm aileler için umut olmaya çalışıyoruz. Umudumuzu kaybetmeyeceğiz! Çünkü umut, bizler için bir direniştir. Çünkü umut, evlatlarımızdan bize kalan en kıymetli mirastır."
'ADALET İSTEMEK SUÇ'
Budak ayrıca, annenin acısını dile getirmesinin suç haline getirildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Ama ne yazık ki, adalet istemek bu topraklarda suç sayılıyor. Evrim Deniz Erol'un cenaze töreninde yaptığı konuşma nedeniyle cezaevine konulan anne Besna Erol hâlâ zindanda. Bir annenin acısını haykırması suç değildir! Bir annenin evladı için adalet istemesi suç değildir! Bu hukuksuzluğa karşı da mücadelemizi sürdürüyoruz. Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Er ya da geç… Gelecek o gün. Bu ülkeye adalet gelecek. Evlatlarımız için, kaybettiklerimiz için, Besna Erol ve tüm tutsak anneler için, adalet arayan herkes için o gün mutlaka gelecek."
6 YIL BOYUNCA SADECE BEKLEDİK
Katliamda annesi Nazegül Bahar Boyraz'ı kaybeden Yasemin Boyraz ise, 10 yıldır sürdürdükleri mücadelenin yalnızlıktan değil, dayanışmadan beslendiğini vurguladı:
"Sanık sandalyeleri hâlâ boş. Hesap sorulması gerekenler hâlâ hesap vermiyor. Biz, evlatlarımızın, sevdiklerimizin ardından yas tutarken bile adalet için mücadele etmek zorunda kaldık. Geçtiğimiz günlerde bir adalet buluşması gerçekleştirdik. Orada bir kez daha gördük ki yalnız değiliz… Bu ülkede o kadar çok adalet arayan aile var ki! Acılarımız birbirine benziyor. Yüreklerimizde aynı yangın var. Hepimiz, 'Bir daha olmasın' diyoruz.
Ama ne yazık ki bu ülkede adalet, bir anneye 6 yıl sonra evladının kıyafetlerini teslim etmek kadar gecikiyor. Biz 10 yıl önce sevdiklerimizi kaybettik. 6 yıl boyunca sadece bekledik…
Çorlu'da çocuğunu kaybeden annenin acısını da kendi acımız gibi taşıyoruz. Onun yanında olacağız. Birlikte yürümeye, omuz omuza durmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki ancak dayanışmayla karanlığı dağıtabiliriz. Biz vazgeçmeyeceğiz. Çünkü bu adalet arayışı sadece kaybettiklerimiz için değil; geride kalanlar, evlatlarımız, geleceğimiz için."
SANIKLAR MAHKEMEYE GETİRİLMEDİ
BirGün'ün haberine göre iddianamede, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı'ndan da tutuklu sanık Yakup Şahin ile firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi hakkında 104'er kez ağırlaştırılmış müebbet talep edildi. Ancak sanıklar mahkemeye getirilmedi; yargılama boyunca boş sandalyeler izlendi.
Olay yerinde fotoğraflanan ve gözaltına alınan İmam Abdullah Ömer Aslan ise ifadesi alınmadan serbest bırakıldı. Dava sürecinde neredeyse tüm avukat talepleri reddedildi; dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun "Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan gün yüzüne çıkamaz" sözlerine rağmen tanık olarak dinlenmesi istenmedi.
10 YIL SONRA BİLİRKİŞİ
Davanın 21. duruşmasında, Şahin'e 34 kez ağırlaştırılmış müebbet verilerek dosya kapatıldı. Ancak firari sanıklar yönünden dava sürüyor. Katliama ilişkin görüntüler ancak Nisan 2025'te bilirkişiye gönderildi.
Kaynak: karar.com