İsrail "Dürzilerin haklarını koruma" bahanesiyle Şam'a saldırdı, Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığı'nı vurdu. Sadece bu değil daha öncesinden de yüzlerce saldırı yaptı. Suriye'nin askeri varlığına büyük zararlar verdi. Başka tehditler de savurdu. Tehditlerini yapabilir mi? Kesinlikle. Akrebin doğasında sokmak vardır; İsrail'in doğasında bombalama ve yıkım.
Her şeyden önce Suriye'nin yanındayız: İsrail'in vurduğu her yer bizimdir ve İsrail'i vuran herkes bizdendir. Bunda bir şüphe yok. Başımıza her ne bela geldiyse bunu öncelemediğimiz için geldi ve gelmeye de devam ediyor. Bu saldırılar da "önceliklerimizi" doğru tayin edememekten kaynaklanıyor.
Daha bir ay önce Tahran'ı vuran İsrail şimdi Şam'ı vuruyor. Kime güvenerek? Tabii ki ABD'ye. İsrail her ne yapıyorsa ABD ve AB'nin desteğiyle, onay ve izniyle yapıyor. Alman Şansölyesi Merz'in İsrail Tahran'a saldırırken söylediklerini hatırlayalım, "İsrail bizim için pis işleri yapıyor!" demişti.
Fakat bazıları sandı ki, ABD'ye dost olursak bize bir şey olmaz. İsrail'in güvenliğini tehdit etmezsek biz de güvende oluruz. Trump'ın fotoğraflarını Şam'a asar, ABD bayrağını göndere çeker, İsrail ve ABD'ye "düşmanımız ortak" mesajları gönderirsek rahata ereriz.
ABD bir ülkeye sadece bölünme getirir, iç çatışma getirir, ekonomik kriz ve kölelik getirir. Ya "havuçla" ya da "sopayla" gelir. Sonuç hiçbir zaman değişmez.
Bu bölgede yaşayan bizlerin birbiriyle bin bir tane sorunu var. Bunların hiç birini reddetmiyoruz. Ayrı kavimlerdeniz, ayrı mezheplerdeniz, ayrı dinlerdeniz, ayrı ideolojilerdeniz. Fakat içine düştüğümüz zilletin kaynağı bu değil. Zilletin sebebi, bu farklılıkları ABD ve İsrail'in eline bizi bombalama ve sömürme gerekçesi olarak vermektir. Bu farklılıkların hiç biri asli çelişki değildir. Temel çelişki müstekbir-mustazaf çelişkisidir. Müstekbirlerin temel gücü; mustazafların arasındaki çelişkiyi, ABD/İsrail'le aramızdaki çelişkiden daha öncelikli kılmalarında yatıyor.
Şöyle bir düşünün: İsrail Gazze'yi ve Beyrut'u yıkarken, kimler sizin husumetinizi bu bölgenin insanlarına yöneltti? Kimler bizim aramızdaki mezhep, kavim, hizip ya da din çelişkilerini "asli çelişki" gibi sundu? Onlar bize dediler ve demek istediler ki: Bunlar İsrail'den daha tehlikelidir. Önce onlarla hesabımızı göreceğiz. Onlar ABD ve İsrail'in çıkarlarını, bizim çıkarlarımızmış gibi gösterdiler. İşte bunlardır, İsrail Beyrut'u vururken aynı bombaların hedefi olanlara "alkış" yaptıran.
Köleliğimizin formülü bu işte: "Şuna karşı" ABD ve İsrail'le aynı yerdeyiz. İstediği kadar "entelektüel" olsun, istediği kadar "hacı-hoca-hocaefendi" olsun, fark etmez. Kendi sömürgecisiyle aynı yerde hizalanmaktan daha büyük bir cehalet olabilir mi?
Dediğimiz gibi, İsrail'in vurduğu her yer bizimdir ve İsrail'i vuran herkes bizdendir. Tahran da bizimdir Şam da. Kürtler de bu toprakların çocuğudur, Türkler de. Aleviler de bu bölgenin parçasıdır, Sünniler de. Müslümanlar ve Hıristiyanlar da. Bu bölgenin parçası olmayan tek bir şey vardır: İsrail ve ABD üsleri. Temel çelişki budur, diğer çelişkilerin hepsi aşılabilir çelişkilerdir. Aşılamasa da olur, yeter ki biri diğerine zulüm yapmasın. Yeter ki, öfkemizin ve husumetimizin tek hedefi ABD ve İsrail olsun.
Kaynak: İslami Analiz