Parti genel başkanlığından cumhurbaşkanlığına doğru yol alırken, 40 yıl içerisinde iki askeri müdahaleye uğrayıp altı kez koltuğunu kaybeden ve bu arada siyaset bilgesi haline dönüşen Süleyman Demirel'in dediği gibi, "Dün dündür, bugün ise bugün" ölçüsünün hakim olduğu bir uğraş alanıdır siyaset…
Siyasetin altın kuralıdır "Dün dündür" lafı…
Bu yüzden, siyaset alanını uğraş seçmiş biriyle veya siyasi partilerle ilgili konuşup yazarken kesin ifadeler kullanmaktan kaçınırım…
Görüşler kadar ittifaklar da değişkendir siyasette.
Günlerdir AK Parti'nin kendisinden vaktiyle ayrılmış önemli isimleri yeniden bünyesine katmak amaçlı girişimi konuşuluyor.
Deva Partisi ve lideri Ali Babacan ile Gelecek Partisi ve lideri Ahmet Davutoğlu yuvaya dönecek diye AK Parti'de telaş yaşanıyormuş…
Huzursuzlanacak bir şey olduğunu sanmıyorum.
Partiden ayrılanlara AK Parti'nin kapılarını açacağı da yok, gelmesi beklenenden o kapıdan girecek olan da…
İktidarda çeyrek asrını tamamlamasına az kalan AK Parti gemisi 2002 limanından kalkalı çok oldu; 2014 sonrası bambaşka bir partiye dönüştü AK Parti.
Yalnızca AK Parti dönüşmedi, bütün sistemi de yeniden fabrika ayarlarına dönülemeyecek kadar kendi elleriyle bozdu AK Parti.
Dahası, gelecekleri iddia edilenlerin havaları da böyle bir niyetleri bulunmadığının işaretleriyle dolu.
Gelecek Partisi kendisine Cumhur İttifakı dışında ittifaklar arıyor ve ilk hamleyi de Yeniden Refah Partisi'ne doğru yapmış bulunuyor…
Son genel seçimde Cumhur İttifakı çatısı altına girerek AK Parti'ye destek çıkmış, adayının cumhurbaşkanı seçilmesinde pay sahibi olmuş, ittifaksız girdiği yerel seçimde kazandığı il ve ilçe başkanlarının iktidarca çalındığı gerçeğini yaşamış Yeniden Refah Partisi (YRP) ile…
Gelecek + YRP birlikteliği kararsız seçmenlerin bir bölümüne cazip gelebilir…
Ali Babacan ve Deva Partisi'ne gelince…
AK Parti'ye geçeceği iddialarını sürekli yalanladı Ali Babacan. En son önceki gün şunları söyledi: "Biz 'geri adım yok' diyoruz, yürüyoruz. Adam manşet atıyor, 'U dönüşü' diyor. Sadece o da değil. Daha bir ay oldu kesilmiyor arkası, bitmiyor."
Hekim dostlarına çıkartılan transfer söylentilerinin, yalanlamalarına rağmen neden ısrarla tekrarlandığını sormuş… Onlardan aldığı cevap da var açıklamasında: Tıpta 'paranoya' deniliyormuş bu duruma.
Babacan'ın kesinlikle yalanlamasına rağmen, hala o yolda haberlerle, hatta köşe yazılarıyla karşılaştım dünkü gazetelerde…
Eminim, konu ekranlarda da tartışılmıştır.
Neden acaba?
AK Parti konunun bu biçimiyle konuşulmasından memnun da ondan…
Kuruluş ilkelerinden vazgeçildiği için AK Parti'den ayrılmış ve kendilerine yeni bir yön çizmiş olanların arayış içerisine girdiklerini akla düşürüyor bu söylentiler. İçeride kalanları "Demek ki, bizim tavrımız doğruymuş" diye düşündürüyor, tabandan o partilere kaçabileceklerin de akıllarını karıştırıyor.
Her bakımdan işine geldiği için de konunun tartışılmasını istiyor iktidar partisi…
Tabii, bu arada, aralarında ihtilaf olduğu söylenen MHP'ye de, DEM Parti grubundan sonra bu iki partiden gelebilecek milletvekillerini kazanabileceğini de hatırlatmış oluyor AK Parti…
Çok yönlü kârlı konunun tartışılması, AK Parti açısından…
Aslında tartışmanın gündeme gelmesi AK Parti'den çok CHP'yi huzursuz etmeliydi; ancak CHP kadrosu tek başına iktidar olabilecekleri iddiasına kendilerini öylesine kaptırmışlar ki, tartışmaya kulak bile vermiyorlar…
CHP 2019 yerel seçimiyle başlayan öne çıkma sürecini ve kendilerine yönelik ilgiyi doğru değerlendirememiş durumda.
Yerel seçimlerde -2019 ve 2024'te- muhafazakar kesime de sempatik gelen adayları Ekrem İmamoğlu'nun etkisi hakim görüntüydü. İmamoğlu şimdi hapiste ve CHP sözcüleri kürsülerden tek parti dönemi -hatta İttihat ve Terakki dönemi- övgüsünü artırdıkça artırıyor…
Cumhurbaşkanlığı seçiminde kurduğu '6'lı masa' sayesinde adayları olarak aldığı %48 oyun içerisindeki muhafazakar seçmen katkısını kendilerine hatırlatacak Kemal Kılıçdaroğlu da yok yanlarında…
Ana-muhalefet partisi CHP 'tek başına iktidar' rüyasıyla doludizgin akıbetine doğru sürüklenirken, iktidar cephesi, DEM ile yakınlaşmasına ek olarak, çıkan dedikoduları da lehine değerlendirip muhafazakar seçmenler için kendisi dışında bir alternatif bırakmamanın yollarını arıyor…
Özgür Özel ve kadrosu ülke gerçeklerine gözlerini açmalılar…
En başta şu gerçeğe: DEVA ve Gelecek partilerinin kadroları, içerisine girmeseler dahi, seçim öncesinde AK Parti ile ittifaka mecbur kalacakları için, siyasette bu yazının temel tezini sakatlayacak gelişmeler bile yaşanabilir.
Siyasetin Demirel'den miras altın kuralı neydi?