30. 07. 2018 Pazartesi
Almanya´da yaşayan insanlar kanlı ay tutulması olduğu gece kendilerini yollara atmışlardı. Kilimini, içeceğini, fotoğraf makinasını ve teleskopunu alan birçok kişi bu sıradışı gök olayının tadını çıkardı.
Bir sonraki 2123 yılında gerçekleşecek bu gök olayıyla ilgilenmek yerine sosyal medyada meşgul olanlar da yok değildi. Bu meşguliyetin sebebi de ?#MeTwo´ kampanyasıydı.
Neden mi?
Çünkü artık Mesut Özil olayı toplumsal kamplaşmanın başlangıcı.
Evet, ben de Özil´in haklı olduğunu vurguluyarak salgın gibi yayılan ?Milliyetçilik, Irkçılık´ hastalığına dikkat çekmek istemiştim.
Ancak konu daha da büyüdü, Tayyip Erdoğan´ın yapacağı resmi ziyaret de buna eklenerek toplumsal kutuplaşmayı üst seviyelere çıkardı.
Sonradan Almanya´ya gelerek burada yaşamaya başlayan birisi olarak hakkaniyetli davranmak adına bazı gerçekleri de sizlerle paylaşmak isterim.
Bu gerçekleri açıkça konuşmak önemli.
Madem ?milliyetçilik/ırkçılık´ hastalığı salgın bir şekilde yayılmakta, o zaman buna karşı olanların da yüksek sesle konuşması gerekiyor.
- Mesut Özil, şimdiye kadar birçok kereler Tayyip Erdoğan´la aynı karede yer almıştı. Peki neden şimdi bu kadar olay oldu? (Bunu medyada yayan kesimin amacı Türkiye´lileri kışkırtmak mıydı?)
- Mesut Özil şimdiye kadar yaşadığı birçok ırkçı davranış karşısında sürekli sabretti de, peki neden şimdi bu tavrı sergiledi ve milli takımdan ayrılmak istedi? (Daha önceki zamanlarda konumu ve maddi birikimi açısından mecbur muydu da sabretti ve o ihtiyaçlarını doyurdu, sonrasında artık tavır sergileme ihtiyacı hissetti? Ya da bu kadar milli duygulara sahipti de, peki neden Alman Milli Takımı´nı seçti, Türkiye Milli Takımı´nı seçebilir ve hiçbir ırkçı davranışa muhatap olmazdı.)
- ?#MeTwo´ kampanyasına katılanlar kendilerini tatmin etmenin hazzını yaşarken, acaba bu kampanyanın nelere yol açacağını düşünüyorlar mı? (Bu kampanyaya katılanlar Türkiye´deki kamplaşmanın bir benzerini Almanya´ya taşıma amacında oldukları için mi cansiparane şekilde destek vermekteler?)
- Türkiye´de yaşayıp bu olay hakkında yorumlar yapanlar kullandıkları ifadelerle aslında ne yapmak istiyorlar? Yeni Şafak gazetesinde de yer alan bir yazıda şu ifadeleri okuduğumda şaşkına dönmüştüm: ?Avrupa´nın cinnet hali ? Başka Mesut Özil´lere hazırlanın.´
Türkiye´deki cinnet halini görmeyip, Avrupa´da cinnet hali var demek açıkça hakperestlikten uzak, taraflı bir bakışaçısıdır.
Neden mi?
Suriyeli hamile kadının öldürülmesi,
82 yaşında bir dedenin öldürülmesi,
Sokak magandaları,
Öldüresiye dövülen gençler,
Darp edilen ve öldürülen kadınlar,
İnsana yapılan şiddet yetmezmiş gibi hayvanlara yönelik ayyuka çıkan şiddet?
Daha fazla saymaya gerek yok. Bunlar toplumun cinnet hali için yeter de artar bile.
Şimdi de gelelim esas konuya.
Irkçılık ve yabancı düşmanlığı konusunda bu kadar duyarlı, dikkatli olan halkımızın, müslüman bireylerin ve toplumun durumu nasıl acaba?
Türkiye´de yaşayan Suriyeli sığınmacılar hiç ?yabancı düşmanlığı´ yaşamıyorlar mı?
Özil için bu kadar hassaslaşan toplum, HDP´ye yakın olduğu için ?yabancı düşmanlığı´ yaşayan ve ülkeyi terk etmek zorunda kalan futbolcu Deniz Naki için ne düşünüyor ya da hangi duyarlı paylaşımı yapıyor?
Suriyeli sığınmacılar için ağıza alınmayacak sözleri kullananlar, Almanya´daki yabancı düşmanlığında mı çok duyarlı hale geldiler?
İstanbul Esenyurt´ta yaşayan ve işyeri tabelaları Arapça olan esnafın neden tabelaları söküldü? Almanya´da işyerleri olan Türkiyelilere böyle bir davranış yapılıyor mu?
En güncel olan Suriyeli sığınmacılar konusu, peki ya daha öncesi?
Sadece Kürt kökenli oldukları için dışlanan, hor görülen vatandaşlarımıza yapılan yabancı düşmanlığının da ötesinde ?insan düşmanlığı´ değil mi?
Başka dinlerden olanlara yapılan toplumsal baskılar, dinlerini saklamak zorunda kalmaları ve hatta zorla din değiştirmeleri?
Türkiye´de özgürlükler, toplumsal barış, adalet ve eşit haklar mükemmel şekilde işliyor da, Avrupa ve Almanya´daki yapı mı insanlarımızı rahatsız ediyor?
Eğri oturalım, doğru konuşalım.
İslam´a inandığını ifade eden müslümanlar herşeyden önce hakperest olmayı öğrenmek ve hayatlarında uygulamak zorundadırlar.
Yabancı düşmanlığı diye ortalığı ayağa kaldıranların, Almanya´da yaşayan Türkiyelilerin nasıl davrandıklarını, hayatlarını nasıl yaşadıklarını ve Almanyalılara hangi bakışaçısı ile baktıklarını çok iyi tahlil etmeleri gerekir.
İslam ?hal ile tebliğle´ yayılır.
İnsanlar müslümanların davranışlarından etkilenerek İslam´ı seçerler.
Almanya´da yaşayan Türkiyeliler bunun bilincinde olmuş olsalardı, bugün bu olay yaşanmazdı.
Almanya´da, Avrupa´da yaşayanlar kendi içlerinde, ?Arap ve Türk satıcılardan araba alınmaz´ diyorlarsa; Almanya´da yaşayan Türkiyelilerin kendilerini hesaba çekmesi gerekir.
Şu soru öncelikli ve önemlidir: ?Yaklaşık 60 yıldır Almanya´da yaşayan Türkiyeliler her davranışlarında doğru-düzgün davrandılar, yerleşik halka ve kültüre hep doğru oldular ama buna rağmen mi ?yabancı düşmanlığı´na maruz kaldılar ve kalıyorlar?´
Sevgi ve Bilgiyle kalın