Ruşen Çakır, son günlerde tartışma yaratan "Öcalan medyanın dilinden rahatsız" çıkışını ele aldı. Çakır, Pervin Buldan'ın açıklamasının arka planını yorumladı ve "Bu rahatsızlıkta bir haklılık payı var, çünkü Türkiye'de medya dili artık sadece Kürt meselesinde değil, genel olarak düşmanlaştırma üretir hale geldi" dedi.
"Medyanın dili Öcalan'ı da, Kürt siyasetini de nesneleştiriyor"
Çakır, medyanın Öcalan'a ilişkin haber dilini eleştirerek "Öcalan hep bir nesne gibi konuşuluyor. Ya aşırı şeytanlaştırılıyor ya da araçsallaştırılıyor. Oysa Türkiye'nin son kırk yılını anlamak isteyen herkes için Öcalan bir olgu, sadece bir figür değil" ifadelerini kullandı.
Kürt siyasetinin iç tartışmalarında da medyanın rolünün belirleyici hale geldiğini belirten Çakır, "Hangi açıklama hangi kanalda, hangi başlıkla veriliyor; bunların her biri siyasetin yönünü etkiliyor. Bu yüzden Öcalan'ın rahatsızlığını anlamak mümkün" dedi.
"Kürt meselesinde medya, hakikat alanını daralttı"
Ruşen Çakır'a göre son yıllarda hem iktidar yanlısı hem de muhalefete yakın medya organları Kürt meselesine ilişkin "kutuplaştırıcı ve yüzeysel" bir dil kullanıyor.
Çakır, "Artık kimse Öcalan'ın söylediklerinin içeriğini konuşmuyor, sadece kime zarar verir ya da kime yarar sağlar sorusuna indirgeniyor. Bu da hakikati ortadan kaldıran bir medya pratiği" değerlendirmesinde bulundu.
Çakır, medyanın siyasi süreçlerde belirleyici olmaya çalıştığını da vurguladı:
"Bu dilin ürettiği gerilim sadece Öcalan'ı değil, siyaseti de tutsak ediyor. Medya, siyasetin yerine geçmeye başladı. Kürt meselesi gibi hassas alanlarda bu durum çok daha yıkıcı sonuçlar doğuruyor."
Kaynak: medyascope.tv