MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "MHP milletimizin genetik kodlarından aldığı enerjiyle Terörsüz Türkiye'nin hayata geçirilmesi için her türlü fedakârlığı göze almıştır. Terörsüz Türkiye olgusu Sayın Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da koşulsuz desteğiyle bir devlet projesi hâline gelmiştir" ifadesini kullandı.
Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, "bölgesel ve uluslararası konjonktürde oluşan karmaşa ve belirsizlik ortamının, insanlığın geleceğine dair endişelere yol açtığını, Türkiye'nin iç ve dış siyasetinde temel değişiklikleri zorunlu kıldığını" kaydetti.
Başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerinin, varoluş tehdidiyle karşı karşıya kaldığını belirten Yalçın, "bu yüzden ülkede gerek toplumsal düzen gerekse küresel nizam arayışlarına dair genel geçer yöntemlerin terk edilmesi ve köklü paradigma değişikliklerine gidilmesinin elzem hale geldiğini" ifade etti.
Yalçın'ın yaptığı kapsamlı açıklamanın tamamı şöyle:
"Günümüzün bölgesel ve uluslararası konjonktüründe oluşan karmaşa ve belirsizlik ortamı, insanlığın geleceğine dair endişelere yol açmış, Türkiye'nin iç ve dış siyasetinde temel değişiklikleri zorunlu kılmıştır.
Mevcut küresel kaos, sadece uluslararası ilişkilerde kirlilik ve zehirlenmelere yol açmakla kalmamış, kavram ve fikir kirliliğine de zemin hazırlamıştır.
Zihinler bulanıklaştırılmış, fikir ve kavramlar iğdiş edilmiştir.
Dünyanın geleceğine dair çözüm arayışlarının yerini silahlanma ve güç yarışı almıştır.
Küresel aktörler uluslararası hukukun gereklerinden hızla uzaklaşmış, keyfî ve tek yanlı politikalar tercih edilir olmuştur.
"Bölge ülkeleri, varoluş tehdidiyle karşı karşıya"
Kaotik küresel ortam bölgemizde de yeni açmaz ve sorunların zuhuruna zemin hazırlamıştır.
Başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri, varoluş tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır.
Bu yüzden Türkiye'de gerek toplumsal düzen gerekse küresel nizam arayışlarına dair genel geçer yöntemlerin terk edilmesi ve köklü paradigma değişikliklerine gidilmesi elzem hâle gelmiştir.
Türkiye'de de bu bağlamda önce hanelerin ve ev önlerinin temizlenmesi sonra iğdiş edilmiş, posası çıkmış, kirlenmiş kavram ve düşüncelerin terk edilmesi şart olmuştur.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin, bilgece tutumu ve yapıcı teşebbüsleriyle başlattığı Terörsüz Türkiye yürüyüşü bütün bu zaruretlerin doğal sonucudur.
Bu bağlamda öncelikle iç barış ortamının güçlendirilmesi esas alınmıştır.
Amaç, terörün olmadığı bir Türkiye'nin tesisidir.
MHP'nin bu hususta ilham aldığı kaynak kendi şanlı tarihimiz, binlerce yıllık devlet geleneğimiz ve yönetim anlayışımızdır.
MHP milletimizin genetik kodlarından aldığı enerjiyle Terörsüz Türkiye'nin hayata geçirilmesi için her türlü fedakârlığı göze almıştır.
"Süreç bir devlet projesi haline geldi"
Terörsüz Türkiye olgusu Sayın Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da koşulsuz desteğiyle bir devlet projesi hâline gelmiştir.
Son dönemde başlattığımız siyasi faaliyetler ve sosyal etkinlikler sırasında sevinçle görmekteyiz ki Terörsüz Türkiye, ülkenin her yanında coşku ve takdirle karşılanıp desteklenmektedir.
Terörsüz Türkiye, 21. yüzyılda lider ülke olma yolunda önemli bir kilometre taşıdır.
Terörün olmadığı bir toplumsal hayat tarzı, domino taşı gibi öteki bölge ülkelerine de sıçrayacaktır.
Terörsüz Türkiye olgusunun gerçekleşmesi, bölge barışının güçlenmesine katkıda bulunmakla kalmayacak, küresel barışa giden yolda önemli bir merhaleye ulaşılmasını sağlayacaktır.
Türkiye sadece bölgesel bir güç değil, aynı zamanda süper devlet olmak için her türlü birikime sahiptir.
Elbette süper devlet olmak için yapay zekâ, yazılım ve uzay teknolojisi unsurlarda öne çıkmak yetmeyecektir.
Nadir toprak elementlerine sahip olmak da kâfi değildir.
Askerî törenlerde sergilenen gelişmiş ve süper silahlar da bir ülkeyi süper devlet yapmaz.
Siyasi ekonomik veya askerî herhangi bir uluslararası oluşumun üyesi, öncüsü olmak da lider ülke hedefine ulaşmaya yeterli değildir.
Birinci Dünya Savaşı öncesinin yanlış konumlanmaları, İkinci Dünya Savaşı yıllarının zaman zaman haklı ama kayıplara yol açan ürkek politikaları Türk siyasetinin önünde ders mahiyetindedir.
Bölgede ve dünyada yeni paradigmalar oluşurken, yeni birliktelikler şekillenirken, Türkiye sahip olduğu tarihi birikimle yenidünyada yerini alacaktır, almalıdır.
Lakin Türkiye, yeni bölgesel ve küresel maceralara heveslenen bölgesel ve küresel aktörler karşısında ayakları yere basan tavır içinde olmalıdır.
Türkiye'yi yönetme iddiasındaki siyasi partiler de bölgesel ve küresel konjonktürün gerekleri doğrultusunda akılcı politikalar üretmekle mükelleftir.
Bu manada Cumhur İttifakı ve MHP, üzerine düşen mesuliyeti vukufla ifa etmektedir.
Ordusu tecrübeli ve silahları güçlü, dinamik bir ülke de olsak ihtiyacımız olan, işe Terörsüz Türkiye'den başlamaktır.