Tarih: 04.11.2025 15:51

Kürt hareketi çözüme hazır mı?

Facebook Twitter Linked-in

Ruşen Çakır, çözüm sürecinin hem devlet katında hem de Kürt hareketinde konuşulmasının istenmediği, işlerin bozulmasından korkulduğu bir ortamda dahi, bir gazeteci olarak bu süreci konuşmanın ve tartışmanın elzem olduğunu belirtti. Türk kamuoyunun Abdullah Öcalan'ın baş aktör olduğu bir süreci kabullenme zorluklarına değinen Çakır, "Bu konuda tepkiler baştan beri var. Azalıyor zamanla ama yine de çetin bir süreç olacak. Fakat bu olayın bir başka yönü var. Kürt siyasi hareketi çözüme ne derece hazır?" diye sordu.

Çakır, Kürt hareketini sadece Öcalan liderliğindeki PKK olarak ele almanın yetersiz olduğunu söyledi; Kandil, Irak, İran, Suriye'deki PKK çizgisindeki yapılanmalar, Avrupa ve diasporadaki Kürtler ile yasal alandaki DEM Parti gibi farklı ayakları olduğunu hatırlattı.

"Öcalan'ın Kürtlere ihanet ettiğini düşünüyorlar"

Kürt siyasetinin sadece bu farklı ayaklardan ibaret olmadığını vurgulayan Çakır, "Başka partiler, gruplar, birtakım şahsiyetler var. Bunların bir kısmı PKK'dan kopmuş isimler, bir kısmı başından itibaren Öcalan'a ve PKK'ya karşı olmuş kişiler. Ve onların büyük bir kısmının bu sürece karşı olduğunu görüyoruz. Eleştiriyorlar ve bir tür Öcalan'ın Kürtlere ihanet ettiğini düşünüyorlar" dedi.

Ruşen Çakır, bir yılı aşkın süredir DEM Parti'nin etkili bir performans sergileyemediğini, "yanlış yapmamak için hiçbir şey yapmama" tavrını benimsediğini ve Öcalan'ın devletle veya Kandil/Avrupa ile yaptığı görüşmeleri "gizleme, perdeleme" üzerine kurulu bir çizgi izlediğini eleştirdi:

"Bir yılı aşkın süre içerisinde bunu gördüm: Öcalan'ın 27 Şubat açıklaması çok çarpıcıydı. Öcalan'ın İmralı görüşmelerinden sızan notlar çok çarpıcıydı -ki bunlardan DEM Partililer çok rahatsız oldular, bunların çarpıtma olduğunu falan söylediler. Ama şu mesele de çok çarpıcı: Kandil'den yapılan bir takım açıklamalar, en son Cemil Bayık'ın verdiği uzun röportaj bence çok önemli. Kandil'in bu sürece nasıl baktığını anlamamızı sağlayan, detaylar içeren bir açıklamaydı."

Cemil Bayık'ın röportajından hareketle özellikle Kandil'dekilerin çözüme daha hazırlıklı göründüğünü söyleyen Çakır, silah bırakma ve Türkiye'den çekilme gibi en zor aşamaları onların bizzat hayata geçirdiğini ve devlete karşı olan başlangıçtaki güvensizliğin büyük ölçüde aşıldığını gözlemlediğini ifade etti.

"Büyük ihtimalle partinin adı değişecek"

Yıllarca silahlı mücadele içinde olan militan ve yöneticilerin, silah devri bittiğinde yasal siyasete ve harekete nasıl uyum sağlayacağı önemli bir soru olarak ortada durduğunu vurgulayan Çakır, "Uyum sağlamak, entegrasyon, sadece topluma entegrasyon değil, harekete entegrasyon da söz konusu olacak. Belli ki yine Öcalan yapacak. Peki bu hareketi sadece yasal alandaki bir harekete nasıl dönüştürecek? Şunu tahmin edebiliyoruz: Partinin adı değişecek büyük bir ihtimalle. Demokratik Cumhuriyet Partisi gibi bir şey olacak. Ama onun dışında kadrolar yenilenecek" dedi.

Ruşen Çakır şöyle devam etti:

"Kandil'den gelenlere bir takım alanlar açılacak ve bir uyum sorunu olacak. Ve bir başka önemli husus da şu: Yakın zamana kadar silahla yürüyen bir hareket vardı. Ve belli bir aşamadan sonra yasal hareket silahın önüne geçer gibi oldu. Şimdi tekrar herkes yasal siyasette birleşiyor olacak. Fakat orada şöyle bir soru var: Kürt hareketi, çatışma nedeniyle birbirinden farklı görüşleri bir araya getiren bir hareket. Çatışma, onların aralarındaki görüş farklılıklarını ertelemelerine ya da yok saymalarına neden oluyordu. Ama çatışma bittiğinde, tamamen iş yasal alana taştığında, o zaman bütün bu Kürt hareketinin içerisinde yer alan herkes bir arada hareket edecek mi? Daha önce değişik dönemlerde hareketten kopmaya çalışanların sonu pek parlak olmuyordu. Ama artık silah ortadan kalktığına göre yeni yeni gruplar, yeni yeni partiler de çıkabilir."

 

Devamı >>>




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —