Tarih: 04.08.2025 17:53

İslamcılık – Müslümanların Birlikte Çalışma İmkânları Üzerine

Facebook Twitter Linked-in

İslam ümmeti, tarih boyunca zaferlerini birlik ve dirlik içinde, ortak hedefler doğrultusunda yürüttüğü mücadelelerle elde etmiştir. Bugün de içinde bulunduğumuz zaman diliminde, İslamcılar olarak bizler; inancımızın, değerlerimizin ve ideallerimizin gereği olan birliği, ortak hareket etmeyi bir tercih değil, hayati bir zorunluluk olarak görmeliyiz. Çünkü tekil çabalar ancak sınırlı etki ortaya çıkarır, ancak ortak ve organize hareketlerle topyekûn bir değişim ve büyük bir etki mümkün olur.

Kur'an-ı Kerim, Müslümanları tek bir ümmet olarak yaratıldıklarını ve bir arada olmanın güç kaynağı olduğunu sürekli vurgular. "İman edenler ancak kardeştirler." (Hucurat 49:10) buyurur Yüce Allah. Tarih, bölünmenin ne büyük zayıflıklar doğurduğunu defalarca göstermiştir. Bugün bizler, çağımızın getirdiği zorluklar karşısında, bu kardeşliği sadece sözde değil, eylemde de yaşatmak mecburiyetindeyiz. Kardeşler birlikte iş yaparlar, birlikte hareket ederler.

İslam dünyası ne yazık ki iç çekişmeler, hizipleşmeler ve taassuplar yüzünden büyük imkânlarını harcamıştır. İçinde bulunduğumuz küresel düzende güç dengeleri, ayrılıkları derinleştirerek Müslüman toplumları zayıflatmak isteyen hesaplar üzerine kuruludur. İslamcılar olarak bizler, bu karanlık oyunları bozmak için birlik olmadan hareket etmeye devam edersek, sadece kendimizi değil ümmeti de zora sokarız. Birlik olmamak, aslında düşmanın ekmeğine yağ sürmektir.

Bugün İslamcıların karşı karşıya olduğu en büyük meselelerden biri, bölünmüşlük nedeniyle siyasi ve toplumsal anlamda etkili bir güç oluşturamamasıdır. Ayrı ayrı yürütülen çalışmaların toplumsal değişime katkısı sınırlı kalmaktadır. Oysaki ortak hareket, siyasi temsil, sosyal dayanışma ve kültürel dönüşümde etkili bir güç ortaya çıkarır. Bu güç, toplumu harekete geçirir, adalet taleplerini güçlü kılar ve zulme karşı dayanıklılık sağlar.

Ortak hareket, sadece bugünün değil, yarının İslamcı nesillerini de şekillendirir. Birlik içinde kurulan kurumlar, eğitim sistemleri ve kültürel yapılar, gençlerin sağlam bir iman ve bilinçle yetişmesini sağlar. Bu da hareketin devamlılığı ve dinamizmi için vazgeçilmezdir.

Küresel İslamcı hareketin güçlenmesi, yereldeki İslamcı hareketlerin güçlü olmasından geçer. Bir şehirde veya bölgede sağlanacak sağlam iş birliği, ulusal ve uluslararası düzeyde birlik için örnek teşkil eder. Ortak hareket, sadece lokal değil, küresel perspektifte de güçlü ve dayanıklı bir İslamcı duruşun temelini oluşturur.

Ortak ve birlikte hareket, salt stratejik bir seçim değil, iman ve sorumluluğumuzun gereğidir. İslamcılar arasındaki birlik, hem Allah'ın rızasına uygun bir davranış hem de çağın zorluklarına karşı en etkili çözümdür. Bu yüzden bugün artık parçalanmayı bir kenara bırakmalı, farklılıklarımızı zenginlik olarak görüp ortak bir hedefte buluşmalı, birlikte yürümeliyiz.

Bugün geçmişten daha çok birlik olma, ortak hareket etme zamanıdır. İslamcılar olarak ayrışmalarımızı, çekişmelerimizi bir kenara bırakmalı; Rabbimizin bizi bir ümmet kıldığı gerçeğiyle harekete geçmeliyiz. Gücümüzü birleştirdiğimizde aşamayacağımız engel yoktur, çözülmeyecek sorun kalmaz. Çünkü bizim gücümüz, Rabbimizin yardımında, birliğimizde ve samimiyetimizdedir.

İslamcıların ortak hareketi, sadece kurumların değil, kalplerin ve duyguların birleşmesidir. Bu birliktelik, ümmetin en büyük gücüdür ve çağımızda yeniden dirilişin anahtarıdır. Kardeşlik hukukuyla yoğrulan bu birlikte çalışma projeleri ile ümmet/müslümanlar, tüm engelleri aşacak, zulüm karşısında dimdik duracak ve adaleti tesis edecektir.

* İslami camialar birlikte hareket etmek zorundadırlar. Kur'an-ı Kerim ve Sünnet'te vurgulanan kardeşlik ve birliktelik anlayışı, İslami camiaların sahadaki faaliyetlerinde iş birliğinin öncelikli olmasını gerektirir.

*Tevhidin bir yansıması da İslami kesimlerin birlikte hareket etmesidir.

*İslami camiaların temel amaçlarından biri de toplumun İslamlaşmasıdır. Koordineli hareket eden İslami camialar, toplumu bilinçlendirme, sorunlara müdahale ve sürdürülebilir çözüm üretme kapasitesini artırır.

*İslami camialar birbirini tamamlayan parçalardır. Bu gerçeklik üzerinden hareket edildiğinde birlikte çalışma/iş yapma aslında doğal olanı yapmaktır. Şimdiye kadar müslüman çevrelerin birlikte iş yapmaması anormal olandı. Bu anormalliğe son vermek gerekiyor.

İçinde bulunduğumuz çağ; ahlâkî çözülmenin, adaletsiz yönetimlerin, emperyalist projelerin ve kültürel kuşatmanın çağıdır. Bu çağın karanlığını ancak vahyin nuruyla aydınlatabiliriz. Ancak bu dağınık, birbirine mesafeli ve çoğu zaman birbirini dışlayan hâlimizle değil; vahiyde birleşen, adalette kenetlenen ve farklılıkları rahmete dönüştüren bir birlik ruhuyla mümkündür.

*Sadece zor zamanlarda değil; ilmi faaliyetlerde, siyasette, kültürel üretimde de ortaklaşacağız.

*Birlik; cesaret ister, sabır ister, fedakârlık ister. Ama en çok, samimi niyet ve Allah'tan korkma bilinci ister. Rabbimizden yardım dileyerek, ellerimizi kardeşçe birbirimize uzatmalıyız.

*İslami kesimler, karşılıklı saygı ve anlayışla yan yana gelecek; güçlerini birleştirmeli; ümmetin yeniden dirilişi için omuz omuza yürümelidir.

Birlikte çalışmak, bir lütuf değil; bir sorumluluktur. Çünkü bugün ümmet büyük sınavlardan geçiyor. "Birlik yoksa umut yoktur; birlik varsa, kurtuluş vardır." Bizler, Allah'ın bizlere emanet ettiği bu güzel dünyayı, adaletle, merhametle ve hikmetle güzelleştirmek için el ele vermeliyiz.

 

Kaynak: kitap haber




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —