TUTUM BELGESİ
PKK'nin silah bırakması ve kendini feshetmesi ile başlayan yeni dönem, muhakkak ki yeni birtakım gelişmeleri de beraberinde getirecektir. Hem genel olarak Türkiye siyasetinde hem de özelde Kürt siyasetinde oluşacak yeni denklem ve dengeler tüm kesimleri değişen oranda etkileyecektir.
Bu yeni dönemde doğal olarak her kesimin siyasal pozisyonu ve duruşu merak edilecek, kamuoyu nezdinde de kimin nerede konumlanacağı ve nasıl pozisyon alacağı itina ile takip edilecektir.
Bu minvalde, İnsan ve Özgürlük Partisi olarak biz de kamuoyuyla siyasal pozisyonumuzu paylaşmayı gerekli gördük.
1- İnsan ve Özgürlük Partisi olarak silahlı mücadeleyi bir hak arama yöntemi olarak kabul etmiyoruz ve sivil siyasetin önünde bir engel olarak görüyoruz. Dolayısıyla Abdullah Öcalan'ın, silahlı mücadeleyi sonlandırma çağrısını olumlu görüyoruz.
2- PKK'nin de bu çağrıya olumlu yanıt vererek silah bırakmasını ve kendini feshetmesini yerinde buluyor, bu kararı doğru bir karar olarak değerlendiriyoruz. Yarım asra varan silahlı mücadelenin artık bir şiddet sarmalına dönüştüğünü, siyasal, sosyal, ekonomik, psikolojik ve demografik olarak halkımıza zarar verdiğini, dolayısıyla silahlı mücadeleyi sürdürme niyeti olan her kesimin niyetini iyi görmüyor ve desteklemiyoruz.
3- Şimdiye kadar olduğu gibi, yeni dönemin koşullarında da ortaya çıkması muhtemel siyasal ilişki, işbirliği ve ittifaklar açısından konumumuzu belirleme kıstasımız, demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri, hukuk ve adalet olacaktır.
4- Kürt Halkının hak taleplerinin kendi kadim örfüne ve inancına uygun olarak tamamen meşru yöntem ve zeminlerde savunulması, talep edilmesi ve gerçekleşmesi adına mücadele azmimiz daimi ve olmazsa olmazımız olacaktır.
5- Kürtler ve diğer kavimler için Anadilde eğitim, kültürel hakların en geniş ölçekte kullanılması; siyasal örgütlenme özgürlüğünün ve yönetme hakkının şartsız bir şekilde sağlanması, bu dönemde sıkça kullanılan "barış" için de elzemdir.
6- Türkiye'nin sınırları dışındaki Kürtlerin içinde bulundukları pozisyonun gereği elde ettikleri kazanımlarına ve kazanma ihtimali olan siyasal statülerine saygı gösterilmesi kendi içindeki barışın da destekleyicisi olacağından makul ve makbul olan asgarî bir hukuksal tutumdur.
7- Yeni süreçte özellikle Kürt siyasetinde yaşanacak değişimin sancılı olacağı muhakkaktır. Bu sancının geriye götüren özellik taşımaması için çoğulcu siyasetin, siyasal çeşitlenmenin, farklı çatılar altında örgütlenmenin, normalleşen siyasetin doğasında olduğu gerçeğini kabul etmek gerekir. Çatışmacı, kavgacı dil ve tutumdan uzak durulması gerektiğini hatırlatarak saygılı ve seviyeli karakterde bir siyaset yürütülmesini şart olarak görüyoruz.
8- Kürt siyasetinin başat organizasyonu, yeni süreçte daha gerçekçi ve kuşatıcı olmayı başarmak istiyorsa Kürt halkını bir partinin halkı olarak görmek yerine, bir halkın partisi olduğu gerçeğini pratikte başarmalıdır. Bunun ilk adımı ise, bir halkın birçok partisinin olmasını tâbii olarak görmekten geçer. Bu yaklaşımın sağlayacağı avantajlar muvacehesinden her türlü meşru işbirliğine açık olduğumuzu da net bir şekilde ifade ediyoruz.
9- Yeni dönemin, eski argüman ve yöntemlerin kıskacında kalarak inşa edilemeyeceğini bilerek, insanlık ailesinin bütün müktesebatından yararlanarak, ama hiçbir girdap ve zindana hapsolmadan siyasi ve sosyal projeksiyonlar geliştirmek durumundayız.
10- Önümüzdeki dönemin toplumsal sorunlarının en önemlisi olan sosyal adalet sorununa, dünyanın mevcut koşullarını da göz önünde bulundurarak çözüm bulunması için işbirliği yapılması gerekliliğine inanıyoruz. Küresel ölçekte yaşanan bu sorunun çözümü de küresel ölçekte geliştirilecek ilişkileri gerekli kılmaktadır. Bu ve benzeri küresel sorunların çözülmesi, büyük çaplı diplomasi ve uluslararası ilişkileri zorunlu kılmaktadır. Bu türden ilişkiler geliştirmek üzere siyasetin makro projeleri ve planları gündemine alması, yerellikle tanımlanamayan ama yerelde de yaşanan soruların çözümü için olmazsa olmaz yol ve yöntemlerdir.
11- Kürt siyasetinin yerel sorunlara daha fazla odaklanmasının yanında küresel sorunların çözülmesi adına paydaş olması da bir o kadar hayatîdir. Küçülen dünyanın büyüyen sorunları bu perspektifi dayatıyor.
12- Ortadoğu'da şekillenen yeni bir denklemde, Kürtlerin yirminci yüzyılda yaşadığı serüvenin tekrar edilmemesi adına yapılan hatalardan ders çıkarması gerekliliği izahtan varestedir. Bu yüzyılı da kaybetmemek için azami düzeyde bir ittifak ruhu ve her türlü paylaşım farz mesabesindedir.
Kürtlerin sahip olduğu avantajları bir ahenk içinde, yararlanılabilir seviyeye çıkarmak adına, dar ve hizipsel hesaplardan kurtulmak şarttır. Bu dar hesapları güdenler bilmelidir ki tarihin ve Kürt Halkının hafızası bunları affetmedi affetmeyecektir de...
İnsan ve Özgürlük Partisi olarak tarihi bir dönemden geçtiğimiz bilinciyle hareket edeceğimizi, gücümüz oranında üzerimize düşeni ifa edeceğimizi halkımızla ve kamuoyuyla paylaşıyoruz.