Kilitlenme tabirinin mecazî anlamı hem iktidarın donuk-inisiyatifsiz duruşuna hem de muhalefetin hedefe odaklanmasına uyuyor. İktidar da muhalefet de kilitlenmiş durumda. İktidarın eklemleri, kasları, en önemlisi muhakeme yürütüp çare üretme yeteneği kilitlendi. CHP ise hafta sonu kurultayda ilan ettiği üzere iktidara kilitlenmiş vaziyette. Bir taraf, kas spazmı geçirir gibi kilitlendiği için zor durumda, diğer taraf ayrıntıları aşıp hedefe kilitlendiği için son derece enerjik ve iddialı.

İktidar için zavallılık sendromu
Halkın yakıcı nefesini her an ensenizde hissettiğiniz şartlarda iktidar, zevk-ü sefa içinde saltanat sürebileceğiniz bir ayrıcalık anlamına gelmiyor. Varlık sebebiniz olarak önünüze gelen sorunları maharetle çözmek ve talep sahibi halkı memnun etmek zorundasınız. Her zaman ertelenemez, yok sayılamaz sorunlar bunlar. Ya çözeceksiniz ya da oturduğunuz koltuğu çözecek birine bırakacaksınız.
2026 yılına girerken, mevcut iktidar örüntüsünün çözmek zorunda olduğu ama kilitlenip de çözemediği iki ana sorun var. Basitleştirmek için kadına şiddet, suç çeteleri gibi aslında yakıcı olan sorunları ayrıntı sayıp, siyasetin kaderini belirleyecek ağır iki temel sorunu öne çıkartalım: Ekonomik kriz ve çözüm süreci. İşte bu ikisi, İktidarın çok ama çok uzun zamandır mefluç vaziyette kilitlendiği ve çözemediği iki hayati sorunu ifade ediyor.
Daha kötüsü, iktidar cihazını işler halde tutan hükmetme araçlarıyla çözemeyeceği sorunlar. Bu araçlardan vazgeçtiğiniz zaman iktidarı kaybedeceklerinden korkuyorlar.
Ekonomimiz, en değerli sermayesi olan güven unsurunu kaybetti. Keyfî şekilde el değiştiren büyük servetler, reel sektör ile tarım ve hayvancılığın yok sayıldığı inatçı ekonomi politikaları, rant ve kara para üzerinden işleyen paylaşım sonunda geldi duvara tosladı. Artık iktidar ağzıyla kuş tutsa kimseyi inandıramaz, karaya oturan gemiyi tekrar yüzdüremez. 30 aydır, büyük umutlar pompalanarak ve defalarca yalancı çoban durumuna düşerek izlenen kemer sıkma politikaları hiçbir işe yaramadı. Eser, onların eseri. Düzeltecek her araç kendi hükümranlık alanlarına dönmüş bir silahın namlusu gibi görünüyor. Korkuyorlar. Hem de çaresizce.
Çözüm süreci konusunda, AK Parti kanadının ettiği sözlere, duygu yüklemesi ağır vurgulara hiç itibar etmeyin; özellikle "elimizi taşın altına koyduk" edebiyatının retorik dışında hiçbir karşılığı yok. Çözüm süreci için iktidarın elinin altında seferber edebileceği ve her kapıyı açma yeteneğine sahip tek araç var: Hukuk. Adalet, amasız, fakatsız ve sınırsız geri dönecek. Kanunda olmayan ceza maddelerini Fatih Altaylı gibi medya mensupları için uydurup kimseye ceza verilmeyecek, nihayetinde %90'ı beraatla sonuçlanan soruşturmaları talimatla açıp insanları sırf iktidar karşısında sindirmek için tutuklayan savcılar, yaptıkları işin hizmet ettikleri iktidar denilen binanın temel sütunlarını yıkmak olduğunu öğrenecek ve artık duracak.
Hepsinden önemlisi anayasalı bir düzen içinde yaşadığımızı, bu iktidara meşruiyet sağlayan anayasanın bütün hükümlerine uyulması gerektiğini elinde güç bulunduranlar kabul edecek, bunun için Anayasa'nın kilit kurumu olan AYM kararlarına ve AİHM'nin defaatle verdiği hükümlerin uygulanmasını sağlayacak. Mal ortada. Yerel mahkemenin üç hâkimi, kapı gibi anayasa maddesi dururken kimden aldığı güçle ve cesaretle açık bir anayasa ihlaline girişir?
Şimdi iktidarla empati kurarak içerden bakın: İyi hoş da hukuka dönerse ortada iktidar diye bir şey kalmıyor ki. Kilitlenmenin sebebi de işte bu açmaz. Ekonomik krizi çözmek, çürümeyi durdurup yeni bir başlangıç yapmak; çözüm süreci kisvesiyle elimize geçen altın değerindeki fırsatı kullanıp parlak bir geleceğe tahvil etmek için tek çare hukuk. Hukuka dönerse ona güç veren bütün iktidar araçlarını kaybediyor.
Yaman bir ikilem. İşte bu yüzden hareket edemiyor, karar veremiyor, zamana oynuyor ve gücünü tüketiyor.

Hedefe kilitlenen CHP
CHP, iktidar iddiasını giderek daha vurgulu tekrarlıyor. Yapılacak ilk seçimde iktidarı CHP'nin teslim alacağına olan inanç, halk arasında umumi bir kanaate dönüşüyor. Gerçeği teslim etmemiz gerekir. Bu tablo CHP'nin hedefe kilitlenerek yarattığı cazibeden ziyade AK Parti'nin kilitlenmiş-mefluç halde, çare arayanları CHP'ye doğru güçlü şekilde itmesinin eseri. Hukuksuzluk ve bu boşluğun yuttuğu güven ortamı seçmeni CHP'ye doğru iten merkezkaç etkisi yaratıyor.
Ekonomik kriz derinleşiyor, bu iktidarla çıkış umudu kayboluyor. Çözüm süreci, bölgesel gelişmelerin tehdidi altında ikircikli durumda. Sürecin yoluna girmesi için gerekli enerji hukuktan gelecek. CHP'nin de kendisini kuşatan yargı taarruzundan kurtulması ve Sürecin emin bir güzergahta ilerlemesi hukukun bütün ihtişamı ile herkes için güven ortamı oluşturmasına bağlı.

CHP, farklı kademelerden oluşan pentatlonun ileri aşamalarına kazasız belasız geçti. Entrika ile partinin ortadan fes gibi ikiye bölünmesi tehdidini külliyet atlattı. Kayyum tahdidi tavsadı. Cezaevinde yüksek duvarların arasından geçen bulutları seyreden CHP'nin çekirdek kadrosuna sadece sabretmek düşüyor. Tünelin ucundaki ışık göründü. Saatin tiktakları hedefe kilitlenmiş CHP'nin lehinde direksiyonu kilitlenmiş ve fireni patlamış vaziyette gideceği yolu bile tayin edemeyen iktidarın ise aleyhinde.
CHP'nin hafta sonu kurultaydan çıkardığı ilave kadrolar ve ilan ettiği program, iktidar yürüyüşünün ete kemiğe bürünmeye başladığını gösteriyor. Özellikle ekonomik krizi aşacak kadrolar iddialı. Siyaset zaten herkesin işi. Ekonomide tek başına yeni bir başlangıç umudu bile yerinden oynayan taşları düzene sokabilir.
Kısaca CHP, önemli isimleri hapishane koğuşlarında kilit altında olmasına rağmen iktidarı kilit altına almış vaziyette.
Ekonomide hiç umut yok. Çözüm sürecini yoluna sokacak hukuka dönüş adına müracaat edeceğimiz bir kişi değil bir sembol ve ölçü olarak Selahattin Demirtaş hâlâ Edirne Cezaevi'nde tutuluyor.
Tarihin öğrettiği gerçek: Bütün kilitler eninde sonunda açılıyor.
Kaynak: medyascope.tv