Tarih: 26.07.2025 18:53

Gazze’yi kurtarmak Superman’e mi kaldı?

Facebook Twitter Linked-in

95 yıl önce Ohio'da bulunan Glenville Lisesi'nde okuyan iki lise öğrencisiydi. İki genç liseli de Avrupa göçmeni Yahudiler olarak Amerika'ya yeni yerleşen ve bu yabancı ortama uyum sağlamaya çalışan orta sınıf ailelere mensuptu. Hem Jerry hem Joe hem muhtemelen göçmen bir ailenin çocuğu oldukları hem de Nazilerin yükseliş dönemindeki antisemitizm ve aşırı sağ rüzgarının Amerika'da da etkisini göstermesi nedeniyle çekingen, içe kapanıktı. Bu iki sessiz sakin liseli ergeni bir araya getirip dost kılan bağ ise bilimkurgu sevdasıydı. 

https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/07/Ekran-Resmi-2025-07-26-09.25.37.png

Aşırı sağın ve Yahudi nefretinin yükseldiği yıllarda lise okuyan bu iki göçmen çocuk, bir yandan Nazilerin iktidarı ele geçirişini bir yandan Holokost'u uzaktan izledi; bütün dünyanın son ana kadar sessiz kalması, toplu ve vahşi bir şekilde katledilen Yahudileri kurtarmak için harekete geçmemesini birlikte takip etti, bu atmosferde büyüdüler. 

https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/07/image-17.jpeg

Jerry Siegel ve Joe Shuster'ın bu tatsız atmosferde geliştirdikleri yaratıcı dostluğun en büyük meyvesi ise "Superman"di. Lise yıllarından beri kurguladıkları Superman karakterini nihayetinde 1938'de bir çizgi roman şirketine bugünün parasıyla yaklaşık 3,000 dolar gibi komik bir rakama satmışlardı. Superman karakteri ise kısa sürede popüler bir ürüne, kültüre dönüşmüştü. Özel güçlere sahip, Amerikalıların ve ülkenin çıkarlarını koruyan, güçsüzlere ve zayıflara yardım eden karizmatik, güçlü bir erkek süper kahraman; 2. Dünya Savaşı öncesi Batı'nın belki de tam ihtiyacı olan bir propaganda kaynağı, popüler kültür ögesiydi. Fakat Superman bu basit okumadan çok daha fazlasıydı. Özellikle de 1930'lı yılların karanlığında büyüyen iki çekingen Yahudi lise öğrencisi yaratıcısı için. 

https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/07/image-71.png

Her ne kadar doğrudan siyasi meselelere girmeyi tercih etmeseler de elbette Superman karakterinin kurgusu, Siegel ve Shuster'in içinde büyüdüğü atmosferden azade değildi. 

Her şeyden önce Superman, Siegel ve Shuster gibi bir göçmendi. Yok olan Krypton gezegeninden kurtulması için anne ve babası tarafından dünyaya bebekken kundakta gönderilen bir uzaylıydı. Superman'ın bir göçmen olarak dünyayı kurtarmaya ve insanlara yardım etmeye çalışması iki göçmen çocuğunun yükselen faşizme karşı kurguladığı bir yanıttı. Yine Superman'ın ABD'nin en tutucu eyaletlerinden biri olan Kansas'taki Smallville kasabasında büyümesi, buradaki tipik bir Amerikalı aile tarafından evlat edinilmesi de tezatlık üzerinden verilen bir mesajdı.  

https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/07/image-21.jpeg

Krypton'dan dünyaya gönderilen Superman'ın orjinal adı "Kal-El" İbranice "Tanrı'nın sesi" anlamına gelmesi, Hz. Musa gibi çocukken hayatını kurtarması için kundakta terk edilen bir hikayesi olması da Siegel ve Shuster'in doğal bir şekilde Yahudi geleneklerinden ve inancından etkilendiğini gösteriyordu. 

Fakat bunun da ötesinde Superman, Yahudilerin adım adım yok edilişi ve vatanlarını terk etmek zorunda kalışı karşısında hissettikleri çaresizliğe bulunan bir formüldü. Naziler Aryan ırk teorileriyle formülize ettikleri "übermensch" (üstün insan) teorisiyle hor gördükleri Yahudileri toplumsal hayattan dışlar toplama kamplarına kapatır ve katlederken; Superman iki Yahudi yazarın ürettiği bir başka üstün insan olarak zayıfları koruyor, güçsüzlere yardım ediyor ve hatta devletlerin müdahale etmediği savaşları durduruyordu. Gerçek hayatta kimsenin yardımına koşmadığı Yahudilerin ihtiyacı olan bütün süper güçler Superman'da toplanmıştı. Üstün güçlere sahip olan göçmen bir kahraman, dünyadaki kötülükle mücadele etmek için savaşıyor, reelpolitik sebeplerle Nazilere bir noktaya kadar karışmayan büyük güçlere inat her türlü haksızlığa karşı tepki veriyordu. Yahudilerin ordusu, devleti, teknolojisi yoktu, ama Superman'leri vardı. 

Nitekim Superman çizgi serisinin yarattığı ilk tartışma da tam da bu nedenle çıkmıştı. Siegel ve Shuster, 2. Dünya Savaşı'nın ilk günlerinde Look dergisinin Şubat 1940 sayısı için iki sayfalık kısa bir Superman hikayesi çizmiş; bu kısa öyküde Superman Hitler ile Stalin'i zorla kaçırıp savunmasız ülkelere durduk yere saldırdıkları için yargılanmaları amacıyla Milletler Cemiyeti yetkililerine teslim etmişti. Siegel ve Shuster adım adım büyüyen ve paralel bir şekilde Almanya'daki Yahudilerin hayatını zorlaştıran 2. Dünya Savaşı karşısında ABD, Birleşik Krallık gibi ülkelerin kayıtsızlığını savaşı bitirme görevini Superman'e havale ederek eleştirmiş, "Superman savaşı nasıl bitirirdi?" makalesi özellikle Nazi Almanyası tarafından tepkiyle karşılanmıştı. 

https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/07/image-72-1024x764.png

Look dergisinin Şubat 1940 sayısı: "Superman savaşı nasıl bitirirdi?"

Naziler, iki Yahudi çizerin yarattığı bir kahramanın Hitler'i kaçırmasından rahatsızdı. Bu yüzden Nazilerin en önemli propaganda yayınlarından biri olan "Das schwarze Korps" Nisan 1940'ta bir tam sayfasını Superman ve çizeri Jerry Siegel'e ayırmıştı. Siegel'in Yahudi olduğunu her iki cümlede bir belirten dergi, Siegel'in "i"sinin üstüne Davut yıldızı koymuş, Siegel'e "hem fikren hem bedenen sünnetli" demiş, Siegel ve Superman'e hakaret edilen bütün yazı boyunca Siegel'i Yahudiliği üzerinden eleştirmiş ve Almanları kötülemek, kara propaganda yapmakla suçlamıştı: "Jerry Siegellack berbat bir adam. Yazıklar olsun böylesine zehirli bir ortamda yaşayan ve her gün yuttukları zehrin farkına bile varmayan Amerikan gençliğine."

 

Devamı >>>




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —