Tarih: 29.09.2025 17:14

Gazzelileri Yurdundan Etmek

Facebook Twitter Linked-in

Ortadoğu'nun en kırılgan bölgelerinden biri olan Gazze, bugün yalnızca savaşın değil, aynı zamanda demografinin ve geleceğin yeniden şekillendirilmek istendiği bir sahneye dönüşmüş durumda. İsrail'in kara harekâtıyla birlikte dile getirilen "Gazze halkını başka bölgelere taşıma" planı, sıradan bir güvenlik politikası olmaktan çok öteye geçiyor. Bu, hem uluslararası hukuk açısından hem de bölgesel dengeler bakımından yeni bir kriz kapısını aralıyor.

Başlangıçta "Hamas'ı yok etmek ve rehineleri kurtarmak" söylemiyle başlatılan operasyon, zamanla yeni bir kimliğe büründü. Bugün konuşulan artık sadece askeri hedefler değildir. Gazze'nin uzun vadeli kontrolü, altyapının çökertilmesi ve insanların yaşam alanlarından sürülmesi ihtimali gündemin merkezinde. Bu tablo, akıllara ister istemez "etnik temizlik" tartışmalarını getiriyor.

Uluslararası Hukukun Suskunluğu…

Burada dikkat çeken nokta, uluslararası hukukun işlevsizliğidir. İnsanların iradeleri dışında yerlerinden edilmesi, savaş suçları literatüründe açık bir ihlaldir. Ancak bu kadar net bir duruma rağmen, büyük güçlerin sessizliği… Rusya'nın Ukrayna'da işlediği ihlaller karşısında yükselen sert tepkiler, İsrail söz konusu olduğunda yerini çekingen ifadelere bırakıyor. Bu çifte standart, yalnızca Filistinlilerin değil, küresel düzenin de geleceğini tehlikeye atıyor.

ABD'nin İsrail'e verdiği neredeyse koşulsuz destek, bu planın önündeki en büyük uluslararası engeli ortadan kaldırıyor. Avrupa ise daha dengeli bir çizgi arayışında olsa da, tarihsel sorumlulukları ve Washington'a bağımlılığı nedeniyle etkili bir duruş sergileyemiyor. Sonuç olarak, uluslararası diplomasi masasında "eşitlik" kavramı ciddi bir yara alıyor.

Gazze Yaşanmaz Hâle Geliyor…

Altyapının bilinçli biçimde hedef alınması, Gazze'yi fiilen yaşanmaz hâle getiriyor. Su, elektrik, hastane ve okul gibi temel unsurların yok edilmesi, insanların geri dönüş ihtimalini neredeyse sıfırlıyor. Peki ama milyonlarca insan nereye gidecek? Ne Mısır, ne Lübnan, ne Ürdün böylesine büyük bir göç dalgasını kabul etmek istiyor. Dünya sahnesinde sürekli dolaşan "alternatif yerleşim bölgeleri" söylentileri ise hiçbir zaman somutlaşmıyor.

Böylesine devasa bir yerinden etme operasyonu, askeri açıdan zor, lojistik açıdan maliyetli, diplomatik açıdan da riskli. Bu nedenle planın tamamen uygulanması imkânsız görünebilir. Fakat İsrail'in adım adım ilerleyen stratejisine bakıldığında, bu ihtimalin masadan kalkmadığı da açık. İşte tehlike tam da burada yatıyor: Bir gün "geçici güvenlik tedbiri" adı altında başlayan süreç, kalıcı bir demografik dönüşüme dönüşebilir.

Çözüm Nerede?

Asıl mesele şu: Ne İsrail güvenliği bu yöntemle sağlanabilir, ne de Filistinlilerin geleceği bu şekilde güvence altına alınabilir. Çatışmanın kalıcı çözümü, askeri değil siyasi ve diplomatik yollarla mümkündür. Bu da ancak uluslararası toplumun gerçekten tarafsız, kararlı ve cesur bir tutum sergilemesiyle gerçekleşebilir. Aksi halde Gazze'de yaşananlar sadece bir yerel trajedi değil, uluslararası hukukun ve insanlık vicdanının çöküşü olarak tarihe geçecek…

 

Kaynak: farklı bakış




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —