Tarih: 11.08.2025 20:42

Galiba dini güncelliyorlar

Facebook Twitter Linked-in

Dinin modern ya da post modern zamanların ihtiyaçlarına cevap verip vermemesine hayati bir önem atfetmiyorum.

Önemlidir, faydalıdır, olsa iyi olur, hatta keşke olsa…

Ama olmayınca kıyamet kopmaz.

Temiz bir vicdan, insanlık hangi çağa gelirse gelsin, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, haram ile helali ayırt etmekte çok zorlanmaz.

Mamafih insanların önüne doğru kılığında yanlışlar çıkabilir.

Şeytani bir akıl, doğruyu yanlış kılığına sokabilir.

Bugünlerde milletimizin sahtekarlık konusunda muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıktığına dair haberlerden geçilmiyor.

Mesela şeytani bir akıl, kendisine meyyal olan bazı dimağları millete hizmet için sahte diploma edinmenin 'sevap' olduğuna ikna edebilir.

Yanlışın doğru olduğuna nasıl ikna olursunuz?

Önce biraz yoldan çıkmanız, yanlışa meyletmiş olmanız lazım.

Şöyle diyebilirsiniz mesela:

"Abi para kazanacağız kazandığımız parayla İslam'a hizmet edeceğiz."

Domuz etinden maklube yapmak gibi bir şey!

Var mı böyle eğri kafalar memleketimizde?

Hem de çok.

Memleketimizin 'krem dö la krem' tabakasında bu zihniyetin ağır bastığı bile düşünülebilir.

"Arka teker ön tekeri takip eder" diye bir laf var.

Yanlışların, liyakatsizliklerin, üçkağıtçılıkların, yolsuzlukların, sahtekarlıkların, her gün yenisi çıkan dolandırıcılıkların, 'yeni doğan' çetelerinin sahte diploma şebekelerinin yaygınlaşmasını arka tekerin ön tekeri takip etmesiyle izah etmek kabil midir?

Tamamını izah etmese de önemli bir kısmını izah eder.

En azından toplumun yavaş yavaş emdiği, yukarıdan aşağıya doğru inen meziyetlerimizi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç yıl önce 'dinin güncellenmesi'ne dair bir bahis ortaya atmıştı.

Bu bahsin toplumun bazı kesimlerinde heyecan uyandırdığını hatırlarsınız.

Daha çok din ilimleriyle meşgul olanları ilgilendiren ancak sonuçları topluma da yansımaya müsait teknik bir meseleydi.

Biraz konuşuldu, geldi geçti.

Cemiyetin yukarılarından alt katmanlarına doğru sirayet eden ahlaki dejenerasyonun dinin güncellenmesine bir tesiri olabilir mi?

Sözünü ettiğimiz tartışmanın çok dışında, ilimle, teknikle alakası olmayan bir tesirden söz ediyorum.

İlimle pek alakası yok ama ulemayla alakası olabilir.

Bunun için ulemanın biraz eğilmesi ya da yamulması icap edebilir.

Şöyle düşünelim.

Yolsuzluk eskiden çok büyük bir cürüm sayılıyordu. Bilhassa mütedeyyin, muhafazakâr toplum kesimleri tarafından.

Sahtekarlık da öyle.

İktidara yönelik eleştirilerin önemli bir kısmı dini telakkilere dayanıyordu.

Kul hakkı, adalet, doğruluk, dürüstlük, ahlak gibi tabirler eleştirel söylemlerin muhtevasını zenginleştiriyordu.

O zamanki din ya da o zamanki dindarlık böyle cürümlere karşı çok sertti.

Sonra bu insanların muhalefet nöbeti bitti, iktidara geldiler.

Sanki 'ezmanın tagayyürüyle' ahkam da tagayyür etti, din yumuşadı.

Eski tavizsiz söylemler yavaş yavaş kullanılmamaya, işitilmemeye başlandı. Yerine yolsuzluğa, haksızlığa, sahtekarlığa müsamahakâr bir din telakkisi yerleşti.

Yolsuzluğu 'bizimkiler' irtikap etmeye başlayınca eski haşin fetvaların yerini tevillerin, idare-i maslahatların ağır bastığı, kıvrak, kırıtkan yorumlar aldı.

Biz içinde bulunduğumuz dönemi biliyoruz ama bu durum yeni değil. Tarihte kökleri var.

Tarihi masaj aleti olarak kullanmıyorsanız geçmişte de benzer tahavvüllerin olduğunu görürsünüz.

Nasıl masaj aleti?

Tarihi "biz eskiden şöyleymişiz, böyleymişiz" diyerek rahatlamak için kullanmaktan söz ediyorum.

Emeviler, Abbasiler, başka kimler gelip geçtiyse, hepsi… Dini kendi tabiatlarına, kendi maslahatlarına, menfaatlerine uygun bir şekilde güncellemeye çalışmışlar.

Nasıl bir güncelleme bu?

Tersine bir güncelleme. Dini doğru anlamaya yönelik bir çabayı içermiyor.

En basit anlatımıyla, güçlülere bakıp dini ona göre tashih etme mahiyetinde bir güncelleme.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —