Tarih: 11.11.2025 15:09

Fidan, Beyaz Saray’da Trump-Şara görüşmesine katıldı

Facebook Twitter Linked-in

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara arasındaki görüşmeye katıldı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve birçok yetkiliyle Beyaz Saray'da görüşmeler yapmak üzere ABD tarafından davet edildiğini belirten Fidan, ziyaretinin Şara'nın ziyaretiyle denk geldiğini ve Şara-Trump görüşmesinin bir bölümünde kendisinin de davet edildiğini söyledi.

Fidan görüşmede, Türkiye'nin Suriye'yle ilgili genel görüşlerini, ABD ile işbirliği fırsatlarını, Suriye'nin kalkınmasına ve birliğine, bölgenin güvenliğine ilişkin birçok konuyu konuştuklarını anlattı.

Sonrasında Beyaz Saray'da Rubio, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Witkoff ve Barrack'ın da bulunduğu uzun bir toplantı yaptıklarını ve bu toplantıya daha sonra ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in de katıldığını kaydetti.

Toplantıda görüş alışverişlerinde bulunduklarını aktaran Fidan, "Özellikle Suriye'nin güneyinde, kuzeyinde ve diğer yerlerdeki sorun alanları daha iyi nasıl yönetilebilir? Sezar Yasası'yla ilgili çalışmalar nasıl yapılabilir? Onlara detaylı bakma imkanımız oldu. Görüşlerimizi, pozisyonlarımızı ortaya koyduk" diye konuştu.

Witkoff ve Barrack ile Filistin ve Ukrayna konuşuldu

Fidan, Witkoff ve Barrack ile ayrı bir toplantıya devam ettiklerini belirterek, Witkoff'un sorumlu olduğu Filistin dosyasındaki birçok konuyu Gazze'de kabul edilen ateşkes ile ilgili aksayan sorunlar dahil detaylı bir şekilde ele aldıklarını söyledi.

Witkoff'un Rusya-Ukrayna dosyasına da baktığına işaret eden Fidan, bu konuya dair de uzun görüşmeler yaptıklarını dile getirdi.

Rusya-Ukrayna savaşının durması için şu anda bulunulan kritik eşikte neler yapılabileceğine, ABD ile bu konuda nasıl çalışılabileceği üzerine görüştüklerini anlatan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda birtakım görüşleri olduğunu, onlara ilişkin bazı değerlendirmeleri ve atılacak adımları ortaya koyduklarını belirtti.

Fidan, İran nükleer müzakerelerinde ABD'nin pozisyonunu ve bundan sonra nasıl adımlar atılması gerektiğini de değerlendirdiklerini kaydederek, bu konunun bölgeyi yakından ilgilendirmesi nedeniyle epey görüş alışverişinde bulunduklarını ifade etti.

Özellikle Suriye konusunda Büyükelçi Barrack ile ve Filistin, Rusya-Ukrayna ve İran konusunda da Witkoff ile çok detaylı bir görüşmeler yaptıklarını aktaran Fidan, görüşmelerin neticeleriyle alakalı Erdoğan'ı da bilgilendirdiklerini söyledi.

Fidan, Trump'ın Suriye meselesine yaklaşımının oldukça yapıcı olduğuna dikkati çekerek, bunun Türkiye tarafından olumlu bulunduğunu dile getirdi.

"Sezar Yasası'nın tamamen ortadan kaldırılması önemli"

Şu anda Suriye ekonomisinin tekrar ayağa kalkması için Suriye Sezar Sivil Koruma Yasası (Sezar Yasası) adı verilen yaptırımların kalıcı olarak kaldırılmasıyla alakalı neler yapılabileceğine odaklanıldığına işaret eden Fidan, şunları kaydetti:

"Çünkü başkanlık yetkileri kullanarak kısıtlı oranda bazı istisnalar getirilmişti ve belli ekonomik faaliyetlerin önü açılmıştı ama yasanın tamamıyla ortadan kaldırılıp tekrar Kongre'den geçirilerek başkanlık istisnalarına ihtiyaç duyulmayan bir noktaya getirilmesi gerekiyor. Burada yönetimin aynı görüşte olması ve Kongre'ye bu türden bir tavsiyede bulunması fevkalade önemliydi. Bunun için hem Sayın Şara'nın anlattıkları hem bizim orada anlattıklarımız bence büyük önem taşıyor."

Fidan, Şara'nın ABD'de Kongre üyeleriyle bir araya geldiğine işaret ederek, Sezar Yasası için oylamayı Kongre üyelerinin yapacağını ve bunun önemli olduğunu dile getirdi.

"Suriye'deki sorunlar dikkatle yönetilmezse ülkenin bütünlüğüne yönelik sıkıntı olabilir"

Suriye'nin güneyinde Süveyda'da ve kuzeydoğusunda SDG'nin bulunduğu yerlerde durumun ne olacağı ile ilgili konuların ele alınması açısından da görüşmelerin önemli olduğunu vurgulayan Fidan, şu şekilde konuştu:

"Aslında önümüze şöyle bir şablon çıkıyor. Gerek kuzeyi, gerek kuzeydoğusu, gerek güneyi. Buradaki problemler eğer dikkatle yönetilmezse, ülkenin tamamıyla bölgesel bütünlüğüne, toprak bütünlüğüne yönelik bir sıkıntının ortaya çıkma ihtimali var. Yani ülke giderek daha da parçalanmayla karşı karşıya kalabilir. Bunu Amerikalıların anlıyor olması tabii önemli ve anladıklarını da görüyorum. Yani ülkenin bir ve bütün olması ama herkesin aynı zamanda can güvenliği, mal güvenliğinin olması ve çeşitli etnik, dini grupların bu noktada herhangi bir baskı altında olmaması fevkalade önemli. Bu altın oranı bulmak için tabii büyük bir gayret var. Aynı zamanda kimseye de tehdit olmamaları gerekiyor. Bu yönde de ciddi konuşmalar oldu, görüş alışverişlerinde bulunduk."

 

Devamı >>>




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —