Eğitim, yalnızca bilgi aktarmanın değil; bir insan inşa etmenin sanatıdır. "Öğretme Sanatı", öğretmenliği bir meslek tanımının ötesine taşıyarak, vicdanla yoğrulmuş bir inşa süreci olarak ele alıyor. Yazar, otuz yıllık deneyimini sınıf ortamındaki gözlemler, öğrenci günlükleri ve yazma temelli etkinlikler üzerinden sistematik bir yaklaşımla analiz ediyor. Böylece yazmanın pedagojik, psikolojik ve sosyolojik boyutlarını bütüncül bir bakışla yorumluyor.
Bu eser, öğretme edimini bir medeniyet bilinciyle yeniden tanımlayan çağdaş bir eğitim manifestosudur. Yazma eyleminin, çocuğun iç dünyasında özgüven, empati, farkındalık ve değer bilinci oluşturmadaki rolünü örneklerle ortaya koyarken; sınıf öğretmenleri ve Türkçe öğretmenleri için uygulanabilir bir model sunar.
"Öğretme Sanatı", öğretmenin kalbinde yeniden filizlenen anlamın kitabıdır. Çünkü kalıcı olan, öğrettiğimiz bilgiler değil; yüreğimize dokunan cümlelerdir.