Cumhuriyet Halk Partisi, ülkenin en köklü geleneklerine sahip, tabanı gönülden ve karşılıksız, menfaat beklemeden fedakâr bir şekilde çalışan bir örgüt yapısına sahiptir.
Türkiye'de iki partinin tabanının samimiyeti beni çok etkilemiştir: Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca'nın Millî Görüşçüleri ve Cumhuriyet Halk Partisi tabanı.

Partinin şeker masrafı olmasın diye evinden parti binasına cebinde şeker getiren amcadan, misafir ağırlamak için pasta, kek yapıp getiren teyzeden, seçimde nişan yüzüğünü bırakan gence kadar her iki partinin de çok samimi tabanları vardır.
Millî Görüş partilerinde oy oranı çok düşük olsa da taban aynı samimiyetle devam ediyor. Ancak son yaşananlara baktığımızda CHP, yavaş yavaş tabandaki bu samimiyeti kaybediyor; belediyeleri çoğaldıkça menfaatçiler doluşuyor.
Bu süreç, her ne kadar 8 Kasım 2023'te tartışılmaya başlansa da aslında 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimini Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun kaybetmesiyle başladı.
"Nasıl kaybetti veya kaybettirildi?" diye bir iç muhasebe yerine, Sayın Ekrem İmamoğlu'nun partiyi dizayn etme, ele alma mücadelesine, parti meclisi ve yönetimden de destek olunca, İmamoğlu'nun işi daha da kolaylaştı.
Sayın Özgür Özel'in genel başkan olmasıyla CHP'de siyasal mücadele ve güçlü bir muhalefetten daha çok parti içi tasfiye başlatıldı ve âdeta eski genel başkan ve ekibine savaş açıldı.
Özgür Bey neden partiyi bir kişiye feda etti?
Çünkü o kişi, Özgür Bey'i genel başkan yapmış, partiyi ele geçirmiş ve CHP gibi köklü bir partiyi hırs ve arzularına kurban etmiştir.
Özgür Bey, örgütü bir arada tutarak daha da büyütmek yerine, maalesef sadece yolsuzlukla anılan belediye başkanlarını savunma yolunu tercih etti.
Nasıl bir muhasebe yapılmalı peki?
Sayın Özel, ülke zor bir dönemden geçiyor; genel merkeze dönün ve siyaset yapın. Cezaevi önlerinde, adliye koridorlarında bağırmakla siyaset yapılmaz.
Dönün ve önce CHP ile ittifak yapan 5 partinin genel merkezlerini ziyaret ederek teşkilat ve tabanlarından özür dileyin.
Özellikle Saadet, DEVA ve Gelecek partileri, sizinle yaptıkları ittifaktan dolayı tabanlarından yedikleri dayağın depresyonunu yaşıyorlar.
Teşkilatlar yerelde, Anadolu şehirlerinde çalışma yapamıyor.
Siyasetin din, dil, ırk üzerinden kutuplaştırıldığı; bu söylemlerin prim yaptığı bir dönemde sizinle ittifak ederek, tabiri caizse siyasi intihar gerçekleştiren bu parti ve milletvekillerine haksızlık yapmayın.
Yeniden Refah Partisi, girdiği ilk seçimde Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı destekledi diye AKP'den kopan bütün oyları toplamayı başardı.
Yerel seçimlerde Millet İttifakı partileri bu hesabı yapacak kadar matematik bilmiyor muydu sizce?
Ayrıca yerel seçimdeki başarı size ait değil, bunu bilin; Sayın Kılıçdaroğlu'nun kucaklayıcı, birleştirici ve demokratik siyaset tarzının sonucudur.
Bu ülkenin güçlü bir muhalefeti olmadan güçlü bir iktidarı olmaz.
Siz eğer muhalefeti bitirmek için geldiyseniz doğru yoldasınız, devam edin.
Gireceğiniz ilk seçimde yüzde 25-27 arası oy alırsınız ve devlete karşı son görevimi yaptım der, Sayın Meral Akşener gibi son görevin vermiş olduğu huzur ve mutlulukla siyasi hayatınıza bir nokta koymak zorunda kalırsınız.
Uzun lafın kısası… Özgür Bey şundan emin olun, siz çok iyi olduğunuz için oylarınız yükselmedi; Ak Parti çok yıprandı ve özellikle yerellerde çok kirlendi diye kaybetti.
Onlar çaldılar diye kaybediyorlar, siz çalanları savunarak mı kazanacaksınız?
Sizin hırsız bizim hırsızdan daha çok çalmış diyerek mi?
Şunu iyi bilin, eğer toplum hırsızlar arasında seçim yapacak olsa tok olan hırsızı tercih eder, aç olan hırsızı doyurmak toplumu daha da fakirleştirir.
Senin hırsızın komşunun hırsızından daha kirli, emin ol; senin hırsız bireysel hırsız değil, organize hırsızlık şebekesi kurmuş maalesef.
Kaynak: İndependent Türkçe