"Yüzyılın Anlaşması" diye sözde barış planı olarak adlandırılan; Filistin’i işgal planı; Kızılderililerin kanları ve zencilerin alın teri üzerine inşa edilen Kara Sarayda; ABD işgal Başkanı Trump ile işgalci İsrail topluluğunun lideri Binyamin Netanyahu tarafından açıklandı.
İkinci dünya paylaşım savaşından sonra ABD öncülüğünde; batılı güçler tarafından hazırlanan; uluslar arası hukuk görmezden gelinerek ve çiğnenerek; “Yüzyılın Anlaşması” adı altında; işgal, sürgün, katliam ve soykırım içerikli bir yaptırım; Filistin halkına dayatılmak istenmektedir.
İnsan hakları, ulusların özgürlüğü ve bağımsızlık üzerine yaptıkları tüm yasaları; çöpe attılar. Bu planın ileride çok korkunç sonuçlar doğuracağı bilinmelidir. İnsanın, toplumun ve ulusların kaderinin; hukukun ve ahlakın eline değil; gücün kontrolüne verileceği bir süreci beraberinde getirecektir/getirmektedir.
Başta ABD olmak üzere onun ileri karakolu İsrail’in tarihi; işgal ve terörist eylemlerle başlar ve sözde hukuksal bir yapıya evrilir. Daha sonra bu güçler uluslar arası arenada geçerli olmak üzere; yasalar/hukuk ortaya koyarlar! Bir hukuk ağı örerler, kanun yaparlar; kelebekler takılı kalsın, eşek arıları ise delip geçsin diye. İşte “yüzyılın anlaşması” da bu anlayışın ürünü ve sonucudur.
Küresel anlamda; başta dini kanaat önderleri, ilahiyatçılar, sosyologlar ve güvenlik otoriteleri olmak üzere; yazarlar, sanatçılar ve STK’lar ve merhamet ehli; adına “yüzyıl anlaşması” denilen aslında; savaş, katliam, sürgün ve soykırım anlamına gelen; bu girişimin acilen durdurulması noktasında; seslerini yükseltmeliler ve harekete geçmelidirler
Devlet görünümlü küresel mafyaların insanlık ve hukuk dışı eylemleri acilen durdurulmalıdır. Ama bu sözle ve sloganla olmayacaktır. Dur diyecek bir güce ihtiyaç vardır. Bunun için Müslümanların; bilgi, birikim ve bilinci kuşanmaları elzemdir.
Bu ise güçtür. Güç ise yönetmektir.
