Yüksekokulların yüz yüze eğitime açılacağı ilan edildikten bu yana ülkemizde en çok konuşulan konulardan biri üniversite öğrencilerinin barınma konusu oldu.
Ortada olan gerçek şu ki üniversitelerimizde okuyan gençlerimizin büyük bir bölümü kendi memleketi dışında okuyor. Buna bağlı olarak da barınma için yurt (KYK ya da özel) pansiyon, öğrenci evi ya da kamu kurumlarının misafirhanelerinde barınıyorlar.
Öğrencilere hizmet veren yurtların önemli bir bölümü Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı (KYK) geri kalanın bir kısmı kamu yararına özelliği olan bir kısmı da bu özelliği olmayan yurtlar (kız ve erkek yurtları) bunların yanında pansiyon türü işletmeler ve öğrencilerin kendi imkanları ile kiraladıkları (Bir kısmı dayalı döşeli bir kısmı da öğrencilerin dayayıp döşediği) öğrenci evleri öğrencilere barınma hizmeti veriyor.
2 yıl kadar süren korona hastalığı döneminde öğrenci evlerinin boş kalıp sahipleri tarafından başkalarına kiralanması, özel yurtların geleceği görememe sebebiyle yeni yatırımlar yapamaması, geçen yıl yüz yüze eğitim görmeyen öğrencilerle bu yıl yeni kazanan öğrencilerin birlikte yüz yüze eğitime başlıyor olması sebebiyle bu yıl öğrencilerin barınma ihtiyacı konusunda bir yığılmanın olduğu inkar edilemeyen bir gerçek oldu.
Bunun hesabını yapan Gençlik ve Spor Bakanlığı bir yandan yeniyurt inşaatları başlatıp yurt için binalar kiralamaya başladı. Belediyelerde olaya duyarsız kalmayarak yurt ve kendilerine müracaat eden yurt bulamayan öğrencileri oteller, öğretmenevleri ve misafirhaneler gibi yerlere yerleştirip ücretini kendileri öderken ev bulanlara da ev eşyası yardımına başladılar. Tüm bunlar da amaç açıkta hiçbir öğrencinin kalmamasıidi.
Tüm bu güzel hizmetlerin yanında madalyonun bir de başka tarafı var. Bir yandan belediyeler öğrencileri otel, öğretmenevi ve misafirhanelerde barındırıp bunlar için milletin verdiği vergiler ile oluşan bütçesinden kucak dolusu para öderken bazı öğrenci yurtlarının öğrenci müracaatı olmadığı için kontenjanlarının boş kaldığı ortaya çıktı. Şehrimiz Kayseri'de İlim Yayma Cemiyeti, İnsan Vakfı, ve Diyanet Vakfı'nın kız yurtlarında 12 Ekim 2021 tarihi itibarıyla (İlim Yayma da 50, İnsan Vakfı’nda 67, Türkiye Diyanet Vakfı’nda 15 kişilik) kontenjanlarının halen boş olup müracaat edecek öğrencileri beklediği yetkililerce ifade edilmiş bulunuyor.
Sahi bu tezatın sebebi ne ola ki! Her gün Büyükşehir belediyemiz kucak dolusu parayı öğrenciler sokakta kalmasın diye harcarken milli servet olan yurtlarımız neden boş kalır. Üstelik Yukarıda saydığımız kurumlar kamu yararına kurumlarımız olup öğrencilerin yurt ücretinin yarısını devlet karşılıyor iken.
Ne yapıp edip belediye yetkililerimiz ile özel yurt işletmecileri bir araya gelmeli olayın sebebini tartışmalı (Tanıtım noksanlığı mı, öğrencinin bazı şeyleri görememesi sebebiyle endişelerimi her ne ise) olaya mutlaka bir çözüm bulunmalı. Aldığım bilgiler doğru ise belediyemiz her gün 200 üniversite öğrencisini misafir ediyor, bunlar için harcanan parayı bilemiyorum. Yukarıda saydığımız ve daha sayamadığımız kurumların yurtlarındaki boş kontenjanları da 200'ün üzerindedir.
Olay çözülmeyecek kadar vahim değil. Yeter ki bir araya gelip ortak akıl ve ikna metodu bulabilelim. Böylece yurtlarımız kazanır, belediyemiz kazanır, öğrencilerimiz kazanır, milletimiz kazanır.
Selam ve dua ile
