Bizim bir yolumuz vardır. Bu yolumuzu Rabbimiz (cc) çizmiştir, göstermiştir. Bu yolda bulunmak en büyük nimettir. Rabbimizin iman edenlere, Rablerini (cc) tanıyanlara, Peygamberini (as) önder ve örnek kabul edenlere vermiş olduğu büyük bir nimettir...
Biz Müminler olarak, günde her vakitte, her rekatta Fatiha Suresinde, "bizi doğru yoluna ilet, nimet verdiklerinin yoluna" diye Rabbimizden (cc) talep ve temennide bulunuruz.
Müslüman olmamız ve yol ehli olmamız, bize bu uğurda ve bu yolda mücadele etmeyi, bedel ödemeyi, sahada, sahnede, sahici, samimi olmayı gerektiriyor...
İşte mümince inanmanın ve düşünmenin, hareket etmenin diğer adı ise cehd etmek, gayret etmek, efor sarf etmek, mücadele etmek buna Kur'an Cihad diyor.
Mücahede, mücadele bunu yapana da Mücahid, yani Cihad eden, olarak isimlendiriyor. Bugün birçok İslami ıstılah ve kavram toplumumuza yanlış aksedildiği, anlatıldığı, tanıtıldığı gibi, Cihad ya da Mücahid kavramı da, toplumumuza çok yanlış bir şekilde anlatılmış, empoze edilmiş ve Cihad üzerinden bir olumsuz, kötü, yanlış bir algı oluşturulmuştur.
İslam'da savaş (kıtal) vardır.
Ona da Cihad diyebiliriz. O biraz özeldir. Yani o da Allah (cc) yolunda, usulüne uygun, şartları yerine getirilerek yapıldığı takdirde, tabii ki çok çok büyük bir ibadettir ve cihaddır.
İman edenler, elbette ki, her şeylerini Allah (cc) yolunda, Allah (cc) rızası için yaparlar. Cihad eden Mücahid ise, Allah (cc) yolunda gerekirse vatanı, milleti, inancı, namusu, şerefi ve dini için, ülkesini, vatanını işgal etmeye çalışanlara karşı savaşacaktır..
Müslüman bir toplum, aynı zamanda, Mücahid, bir ümmettir. "İman edenler Allah yolunda, küfür edenler kafirler ise tağut yolunda savaşırlar..." Nisa-76 ayeti bunu ifade etmektedir.
Cihad ise; çok daha geniş bir kavramdır. Bir müminin, hayatının hangi sahasında ve safhasında olursa olsun, ortaya koymuş olduğu ve Allah (cc) rızası için yapmış olduğu, her İyilik, her amel bir cihad hükmündedir.
Zaten Hz Peygamber (as) bir hadis-i şerifinde; "Cihad etmeden ve Cihad etmeyi içinden geçirmeden ölen kimse, cahiliyeden bir şube üzerine ölmüştür" buyurmaktadır.
İman etmek, teslim olmayı, hareketli olmayı mücadele etmeyi ve imanın gerektirdiği sınırlara, riayet etmeyi gerekli kılar. İman edenler rastgele, keyfine, kafasına, nefsine, çevreye göre bir hayat yaşayamazlar, yaşamamalıdırlar.
Onlar Rablerinin kendilerine indirmiş olduğu ve Peygamber (as) ve Ashabının (r.Anhum) en güzel şekilde yaşamış olduğu gibi, dini anlayıp yaşamak ve dini olduğu gibi kabul edip, kitabına ve Resulullah'ın hayatına göre bir hayatı yaşamaları gerekir. İman budur...
İman kuru bir laf ve iddia asla değildir. Aynı zamanda iman, hayatta etkisi, yetkisi, fonksiyonu görülmesi gereken güçlü bir enerjidir. İnsanı tüm olumsuz, kötülük, günah, hayasızlık, ahlaksızlık, şirk, küfür vede bidattan muhafaza eder...
Onu iyilik yapması noktasında harekete geçirir. Hatta onu, yerinde duramaz hale getirir. İman edenler, inandıkları din ve dava için mücadele edip, Cihad ederken, kafirler, zalimler, münafıklar, müşrikler ise; kendi inandıkları batıl davaları için, mücadele eder, savaşırlar, bedel öderler.
Cihad, insana özgürlük ruhu verir. İnsanı zilletten, esaretten, mezelletten, meskenetten korur ve onu düştüğü çukurdan çıkarıp yüceltir, izzetlendirir, değerlendirir.
Onu insan mesafesine getirir. Yani esfelessafilin (aşağıların en aşağısı) alır, onu ahseni takvime (yaratılanların en güzeli)ne çıkarır.
1. Mal ile cihad
2. Can ile cihad
3. Nefis ile cihad
Peki kim Cihad edebilir? Mücahid olabilir? Bu konuda samimi, salih, sadık olanlar ve Rablerine vermiş oldukları ahde sadık olanlar, vefa gösterenler, bu mücadeleyi ortaya koyabilirler.
Mallarından ve canlarından vazgeçebilirler. Rabbimiz (cc) iman edenlerin, mallarıyla ve canlarıyla Cihad edeceklerini bildiriyor birçok ayette.
Öyleyse Cihad, inanmış bir insan için olmazsa olmazdır. Onun en alt tabakası, en alt sınırı nedir? Yoldan herhangi bir olumsuz, kötü bir şeyi, insanların geçişini engelleyecek herhangi bir şeyi def etmek, kaldırmak Cihaddır. Kardeşine selam vermek cihattır.
İnsanların halini, hatırını, hayatını sormak, ziyaret etmek, yediğinden yedirmek, içtiğinden içirmek, giydiğinden giydirmekte cihaddır.
Açı doyurmak, yetimin başını okşayıp, ihtiyacını gidermek, kimsesize ön ayak olmak cihaddır. Namaz, oruç, hac, zekat bunlar da bir cihaddır. İlim öğrenmek, bir kimsenin ailesinin rızkını temin etmesi için çalışıp çabalama da Cihaddır. Kişinin eşine, çocuklarına, anne ve babasına, komşularına vs.İyi, güzel davranmasıda Cihaddır.
Yani şunu diyebiliriz ki; hayatımızın tamamında, Rabbimizin koymuş olduğu sınırlara, uymak şartı ve kaydıyla, yine sadece Rabbimizin rızası için yapmış olduğumuz, tüm güzel şeyler aynı zamanda cihaddır... Öyleyse hayat İman ve Cihaddır...
Cihat demek; sabır, metanet, irade, direnmek, göğüslemek, hissetmek, hassasiyet, ahlak, adalet, empati, hoşgörü ve ilim ve medeniyet vb. gibi birçok özellik ve niteliği bünyesinde barındırmak demektir.
Bu tür özellik, güzellik ve nitelikleri bünyesinde barındırmayan, sert, kaba saba, haşin, şiddet, baskı, dayatma içeren hiçbir eylem, cihad kısmına girmez. Bu tür şeyler olsa olsa zulüm, taciz, baskı terör olur...
Cihaddan kasıt, insanları kula kul yapan, köleleştiren, etkisizleştiren tüm şeytani, tağuti plan, proje, düşünce, inancın tahakkümünden, tasallutundan ve de tasavvurundan kurtarma eylemidir.
İnsanları özgürleştirme, sadece Rabbine kul etme eylemidir. Bunu yaparken baskı, terör, şiddet kullanarak! değil, sevgi, şefkat, merhamet, adalet, ilim, ahlak, merkezli, tabanlı medeniyet inşa etmeye yönelik bir eylem arınmışlık ve adanmışılıktır Cihad.
İnsanın nefsi ile mücadelesi ve cihadı da, en önemli Cihad türlerinden birisidir...
"Müminler ancak o kimselerdir ki; Allah’a ve Resûl’üne iman etmiş, sonra da şüpheye düşmeden Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad etmişlerdir. Bunlar, sadık olanların ta kendileridir." (49/Hucurât, 15)
Selam ve dua ile
