100 yıla yaklaşan Cumhuriyet dönemimizde ne yazık ki hakimiyetin sahibi olduğu yazılan, söylenen milletimiz kendi iradesi ile kendi anayasasını yapamadı, kabul edip uygulamaya koyamadı.
TBMM'nin daha Cumhuriyet kurulmadan 23 Nisan 1920’ de Ankara'da toplanan ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri üyelerinden oluşan TBMM üyelerince kabul edilen anayasa sivil bir anayasa idi.
Daha sonraki dönemde 1924'te yapılan anayasa, atanmış olan meclis üyelerinin kabul ettiği halka danışılmadan hazırlanan ve yürürlüğe konan anayasa olarak tarihteki yerini alıyor.
1961 Anayasası 27 Mayıs 1961 kanlı darbesinin ardından millete sorulmadan darbeciler tarafından siparişle hazırlatılıp millete zorla kabul ettirilip yürürlüğe konan bir darbe anayasasıdır.
1982 yılında yürürlüğe giren anayasa ise 12 Eylül 1980 kanlı darbesini yapan Kenan Evren başkanlığındaki kanlı darbecilerin Orhan Aldıkaçtı başkanlığındaki bir ekibe hazırlattığı ve anayasaya oy vermeyenin kanından şüphe ederim, bu anayasanın kefili benim diye Kenan Evren'in kefaletini üstlendiği bir darbe anayasasıdır.
Demek oluyor ki bugüne kadar Türkiye'de, meclisinde Hakimiyet Milletindir diyen Türk milleti kendi hür iradesi ile sivil bir anayasayı yapıp hür iradesi ile kabul edip yürürlüğe koyup sivil anayasa ile idare edilememiştir. 20 yıla yaklaşan bugünkü iktidar döneminde de ne yazık ki darbe anayasalarına dokunulmamış bu köhnemiş anayasalarla idare edilir olagelmişizdir.
Geçen günlerde Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Türk Parlamenterler Birliği’nin İstanbul Şubesinin düzenlediği “Hukukun üstünlüğü ve yargı reformu” konferansında yeni anayasa ihtiyacından bahsederek hazırlanacak anayasa için “Herkesin işte benim anayasam budur” diyeceği anayasa olmalıdır dedi. Bugünkü iktidarın millet tarafından göreve getirilişinin üzerinden 20 koca yıl gibi çeyrek yüzyıla yakın bir zaman geçmesine, kalkınma alanında büyük mesafeler alınmasına rağmen adalet ve hukuk alanında ortaya bir şey konulamamasına rağmen yine de umutlu olmak istiyoruz.
Keşke diyorum kendi içinde Cumhurbaşkanından bakanına, belediye başkanından milletvekiline, bürokratına kadar darbe mağduru olan (28 Şubat1997 postmodern darbesi) bir iktidarın kalkınmaya verdiği güzel ve takdire şayan emeği, yeni ve milletin bugünkü ihtiyaçlarına cevap verecek, anayasa ve hukuki düzenlemelere de verse idi, yeni anayasa çalışmasını öncelikli hizmetler olarak görebilse idi.
Ne yapalım çıkmadık canda ümit var, geç kalmış olsa da SİVİL, İNSANA DEĞER VEREN, BENİM ANAYASAM denecek anayasaya yapılırsa evet diyeceğiz.
Selam ve dua ile
