Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Prof. Dr. Bilal SAMBUR


Yapay sinir ağlarıyla dindarlığı keşfetmek mümkün mü?

Yazarımız Bilal Sambur'un "yeni" yazısı...


Bilgisayar devrimi, insan hayatını radikal bir şekilde değiştirmektedir. İnsanlık, bütün işlerini artık bilgisayarlar üzerinden yapmaktadır. Bilgisayarın olmadığı bir hayatı düşünmek, artık mümkün değildir. İnsanlık, makinaların da insan gibi düşünebileceği fikrinden hareketle, kendisine ait bütün özellikleri makinalara aktarma konusunda büyük arayışların içine girmiştir. Cansız nesnelere yapay zeka ile can katma arzusu ve isteği, günümüzde bir hayal olmaktan çıkıp bir gerçeğe dönüşmek üzeredir. İnsanoğlu, yapay zeka sayesinde yaptıklarını bilgisayarlara yaptırmayı hedeflemektedir. Yapay zeka sayesinde bilgisayar, artık bir makineden fazla bir insanımsı bir canlıya dönüşmektedir.

Yapay sinir ağları teknolojisi, insanın sinir yapısını bilgisayarlara aktarma çabasının bir sonucu olarak gelişmiştir. Yapay sinir ağları, insanların akıllı davranışlarını yapay olarak üretmeyi amaçlayan bir yaklaşımdır. İnsanın biyolojik sinir ağları model alınarak oluşturulmuş bilgisayar programlarına yapay sinir ağları denilmektedir. Biyolojik sinir sistemi nöron, dentrit, hücre gövdesi, aksonlar ve sinapslardan oluştuğu gibi, yapay sinir sistemi de eleman, toplama fonksiyonu, yapay nöron çıkışı ve ağırlıklardan oluşmaktadır. Yapay sinir sisteminin yapay hücreleri süreç elemanları olarak isimlendirilmektedir. Dış dünyadan yapay sinir hücresine gelen bilgiler, ağırlığına göre hücre üzerinde etkili olmaktadır. Ağırlığına göre hücreye giren net girdi hesaplandıktan sonra hücrenin bu girdiye karşılık olarak verdiği çıktı bulunmaktadır. Yapay sinir hücresi, ürettiği çıktıyı, dış dünyaya veya başka bir hücreye göndermektedir. İnsanın sinir sisteminde olduğu gibi yapay sinir ağları, bilgiyi alan, alınan bilginin hızlı ve tam bir şekilde işleyen ve yeni bir bilgi olarak tekrar üretilmesini gerçekleştirmeye çalışan bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Kendisine, hayata ve canlılara baktığında ağlardan başka bir şey görmeyen insanoğlu, yapay zeka teknolojisinin önemli bir alt alanı olan yapay sinir yaklaşımını da kendisinden hareketle bir ağ olarak tasarlamaktadır.

İnsanın kendisine özgü bir düşünme ve davranma biçimi vardır. İnsanlar, dindarlıklarını, felsefelerini, ahlaklarını, sanatlarını, bilimlerini, anlamlarını ve değerlerini insanca ve akıllıca düşünmekte ve sonrada düşündüklerini insanca ve makul nitelikte bir davranış kalıbına dönüştürmektedirler. Bilgisayarların yapay sinir ağları sayesinde insanca ve akıllıca düşünüp düşünmeyeceği, yapay sinir ağlarında alınan, işletilen ve üretilen bilginin insanca ve makul bir şekilde davranışa dönüşüp dönüşmeyeceği sorusunun cevabı henüz kesin olarak verilmiş değildir. İnsanın bir ruhu olduğu gibi, bilgisayarların da bir ruhu olup olmayacağı sorusu, bu bağlamda tartışılması gereken hayati bir sorudur. İnsana ait düşünme ve akıl etme fonksiyonunun insan tarafından bilgisayar gibi bir makineye verilmeye çalışılması, hayata dair bütün geleneksel anlayışları sarsan bir girişimdir.

Yapay sinir ağları yaklaşımının uygulanmaya çalışıldığı alanların başında dindarlık tecrübesi gelmektedir. Dindarlık tecrübesi, yoğun bir duygusallığı, düşünmeyi ve davranmayı kapsayan özel bir deneyimdir. Yapay sinir ağlarının dindarlık tecrübesine uygulanması, heyecan verici bir çalışma alanı olarak gelişmektedir. Yapay sinir ağları yaklaşımını dindarlık tecrübesine uygulayan öncü bir çalışmayı Doç. Dr. Muhammet Kızılgeçit ve Murat Çinici birlikte gerçekleştirmişlerdir. Kızılgeçit ve Çinici’nin “Koronavirüs (Covid-19) Sürecinde Yapay Sinir Ağları Yöntemiyle Bireylerin Dini Başa Çıkma Düzeylerinin Tahmini” isimli çalışma, İlahiyat Tetkikleri Dergisinin 54. sayısında yayınlanmıştır.

Kızılgeçit ve Çinici, yapmış oldukları çalışmada COVID-19 salgınının dünyayı esir aldığı zor bir zamanda 15 demografik değişken ışığında insanların dini başa çıkma biçimlerini yapay sinir ağları modeliyle tahmin etmeye çalışmışlardır. COVID-19 gibi çetin bir krizle karşı karşıya kalan insanların yalnızlıkları ve çaresizlikleriyle baş etmede dinin bir başa çıkma faktörü olarak öne çıkıp çıkmadığı sorusunu araştırmak önem taşımaktadır. Araştırma sonuçları ışığında Kızılgeçit ve Çinici, dini başa çıkmayı etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve dini başa çıkmanın yordanması çalışmalarında yapay sinir ağları yaklaşımının güvenilir bir şekilde kullanılabileceğini söylemektedirler.

Dindarlık tecrübesi gibi insanın en gizemli, derin ve özel alanını oluşturan bir alanın yapay sinir ağları gibi bilgisayarlara ait bir yaklaşımla araştırılmasının mümkün olacağının iddia edilmesi önemlidir. Dindarlığımız dahil bize ait bütün tecrübelerin yapay sinir ağları gibi bilgisayar teknolojileri tarafından inceleneceği ve değerlendirileceği bir döneme doğru gitmekteyiz. İnsanın dinle ve maneviyatla hakikat iddialarının insan zihninden nasıl kaynaklandığının yapay sinir ağları gibi yapay zeka teknolojileri yardımıyla incelenmesi, insanlığın dindarlık tecrübesini anlamamıza katkı sunacaktır. Din dahil insana dair hiçbir şeyin, bilgisayarların dünyasında gizemli kalmayacağı şeklinde güçlü bir olasılığın ortaya çıktığı yeni bir döneme doğru gidiyoruz. 

Kaynak: Milat Gazetesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR