Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Nevzat KAYA


Vicdan Sahibi İnsanlara Bir Çağrı!

Müslümanlar dünyada bu kadar şiddetli zulümler devam ediyorken sıcak yataklara mahkum olamazlar, boş işlerle uğraşamazlar, sadece kendi menfaatlerini, çıkarlarını ve eğlencelerini düşünemezler.


Alıştık.

Yapılan zulümleri görmeye artık alıştık.

Daha doğrusu hergün aynı görüntüleri göre göre, izlettirile izlettirile alıştırıldık.

İlk gördüğümüzde şiddetli bir şaşkınlık ya da tepki oluşturan olaylar, bir süre sonra rutin konulara dönüşüyor.

Süregelen savaşları, çatışmaları her akşam haber bültenlerinde bir dram filmi gibi izliyor, o an birazcık yüzümüzü buruşturuyor, sonrada yürekten gelmeyen! bir ah çekiyoruz.

Dram bitince de sırtımızı kanepeye dayayıp tv kanallarını karıştırıyoruz. Ya bir dizinin, ya bir Amerikan filminin ya da heyecanlı bir maçın verdiği hazı, demli çaylarımızla taçlandırıyoruz..!

Gün yoktur ki insanlar öldürülmesin, kadınlar tecavüze uğramasın, çocuklar kurşunlara hedef olmasın.

Fakat tüm bunlar zamanla sıradanlaşır. Hatta gazete manşetlerinde savaş haberlerinden çok, yan sütunda yer alan magazin içerikli haberler nedense daha çok ilgi çeker..!

Nereden başlasam bilmiyorum. Doğu Türkistan mı diyeyim, Suriye´den mi bahsedeyim, Yemen´i mi söyleyeyim, Mısır´ı mı anlatayım, yoksa Filistin´den mi yakaralım.

Bir de unutulanlar var. Bosna, Çeçenistan, Keşmir, Afganistan, Moro, Cezayir, Tunus ve daha niceleri.

Kara insanların toprakları ise orda kalsın. Eritre, Etiyopya, Cibuti, Sudan, Somali, Ruanda ve daha niceleri sözkonusu bile değil.

Artık ardı arkası kesilmeyen haberler zaman içinde dikkatleri çekmez oldu. İnsanların ilk günde verdikleri tepkiler yerini garip bir duyarsızlığa bıraktı.

Dahası bu vahşetler uluslararası ajanslarda sanki makul birer siyasi gelişme gibi gösterilir. Sonrası bildik işler işte.

Dostlar pazarda görsün, kınama mesajları falan yaparlar bazı ülkeler. Ama nedense bu kınamalar hiçbir zaman birer devlet politikasına dönüşmez.

Nedeni nedir biliyor musunuz?

Çünkü yeryüzünde zulme, katliama, işgale, göçe zorlananlar genelde müslümanlardır da onun için. Evet, ekonomik ya da iç sorunlardan öte asıl sebep, bu insanların temsil ettikleri müslüman kimliğidir..!

Melekler mi haklı çıktı yoksa Allah´tan bizim bilemeyeceğimiz bir hikmet mi tezahür ediyor yeryüzünde.

Doğrusu hiçbir şey O´nun iradesinin ve kontrolünün dışında değildir. Ve haşa O´nun için işler çığırından da çıkmış değildir.

Sadece Kabil´in Habil´le savaşı hiç bitmedi o kadar. Kıyamete kadar da bitmeyecek. Bizim payımıza ise karganın öğretisiyle mevtalara çukur kazmak düştü..!

Ashab-ı Uhdut ölmedi. Kıtalar dolaşıyor. Zaman değişik ama zulüm hiç değişmedi.

Sırf Rabbimiz, Allah´tır dedikleri için yurtlarından çıkarılanları, ateş kuyularına atılanları artık kitaplardan okumuyoruz.

Zulüm videolar dolaşıyor. Zulüm artık cebimizde. Bir cep kadar yakın bize.

Maalesef müslümanlar sadece Allah´a iman ettikleri için ve biz müslümanız dedikleri için bu zulümlere uğruyorlar.

"Katından bize bir yardımcı gönder" diye yalvar yakar yapanlara, bil mukabele "Ya Rab! Onlara yardım et" diyerek sorumluluğu Allah´a yükledik.

"Sen ve Rabbin gidin savaşın" diyen Yahudiler cehenneme, maç kadar gündemimizi işgal etmeyen, mazlumların ahlarına merhem olmayan/olamayan/olmak istemeyen bizler ise cennete öyle mi?

Oysa iman eden bir insan her duyduğundan ve her gördüğünden sorumludur. Bana neycilik Yahudilerin teamüllerindendir. Bizim kitabımızda böylesi yoktur.

İman edenler ve daha ötesi vicdanı körelmemiş tüm insanlar, olup bitenler karşısında körlere ve sağırlara oynayamazlar.

Müslümanlar dünyada bu kadar şiddetli zulümler devam ediyorken sıcak yataklara mahkum olamazlar, boş işlerle uğraşamazlar, sadece kendi menfaatlerini, çıkarlarını ve eğlencelerini düşünemezler.

Maalesef içinde yaşadığımız devir, gaflete, umursamazlığa, tembelliğe, sessiz kalmaya, dünya hayatının peşine düşmeye, nefsani arzular ve çözüm getirmeyen kısır tartışmalarla vakit öldürmeye müsait hale gelmiş bir fitne dönemidir.

Oysa "içimizde yalnızca zulmedenlere değmeyecek bir fitneden sakınmamız gerektiği" ile ilgili sünnet değişmiş değil.

Milyonlarca müslüman büyük bir zulüm altındayken, bu zulmü ortadan kaldıracak bir çabanın içinde olmayanlar büyük bir vicdansızlık örneğidirler. 

Hemen şimdi!

Yarın aynı musibet başımıza gelip "bu da nereden çıktı" dediğimizde, "bu kendi ellerinizle hazırladığınız şeydir" diye bir nidanın tokatını yüzümüzde hissetmemek için, elimizden ne geliyorsa hemen şimdi ortaya koymamız gerekiyor.

Haykırmaksa haykırmak, dua ise dua, para ise para, can ise can ortaya koymanın gayrı zamanı gelip geçmiştir.

Sonrası "Allah´ın bizim mücadelemize ihtiyacının olmadığını, bilakis bizim ilahi rızanın teveccühüne mazhar olmamız için, sorumluluklarımızın bilincinde olan bir hayatı ortaya koymamız gerektiğini" bilmekle ve anlamakla alakalı bir kavrayış.

Mamafih, Allah bizi öldürüp sonra tekrar diriltip, "Yeryüzünde nefis sahibi bir yaratık yaratacağım" diye bize nida etse, hemen " Ya Rab! Kan dökecek birini mi yaratacaksın" diye cevaplardık herhalde.

Kahrolsun kan dökücü insan suretli vampirler!

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR