İzmir’in kurtuluşunun yüzüncü yıl kutlamalarına densizin birinin hakaretleri damgasını vurdu. İşkenceci babasının izinden giden Venizelolos’un bizim topraklara bıraktığı oğlu, Osmanlımıza hakaret etmiş ve demiş ki: “100 yıl önce bu toprakları yönetenler gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları hiç düşünmediler. Sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar.” Şaşırdık mı? Elbette hayır. Bunun diğer kardeşinin dediklerini bildiğimiz için herhalde şaşırmadık. Olimpos’un çocukları, 8 Temmuz 1920’de Bursa’yı işgal ettiklerinde ordunun başında bulunan Yunan Kralı Venizelos’un oğlu, bizdekinin diğer kardeşi Sofokles’in ilk işi Osmanlının kurucularının mezarlarına saldırmak olur. Osman Gazi’nin türbesine girer ve: “Kalk ey koca sarıklı, koca Osman. Kalk da torunlarının halini gör! Kurduğun devleti yıktık. Seni öldürmeye geldim!...” Sofokles ordu fotoğrafçısına şöyle seslenmişti: “Çek bakalım bir Bursa hatırası…” Sofokles çektirdiği fotoğrafı Atina’ya gönderirken arkasına şunları yazacaktı: “Ordularımız Bursa’ya hâkimdir. Şu anda Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman ayaklarımın altındadır. Bizans’ın intikamını aldım.” Babaları Venizelos da şöyle demişti: “Asıl mesele Osmanlıyı yıkmaktı. Osmanlıyı yıktığımıza göre mesele kalmamıştır.”
Eli arkasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunun karşısındaki soysuz İngiliz subayı
Fatih Sultan Mehmet Han hazretlerinin Türbesinde bir başka hadsiz.
Babasının ve ağabeyinin izinden giden densiz, güzel İzmir’imizin kurtuluşunu kutlamıyor, zaferimizi kutlamıyor, Osmanlımıza saldırıyor. Anadolu’nun masum halkına yaşatılanları bir tarafa bırak: “İzmir, Manisa, Uşak, Afyon, Eskişehir, Bursa, Bilecik ve çevresinin masum halkını 3,5 yıl kırıp geçiren; çocuk, kız, kadın, yaşlı demeden süngüleyip tecavüz dâhil her türlü alçaklığı sistematik olarak işleyen Yunan’a laf söyleme ama Osmanlı’ya hakaret et."(1)
Meseleyi çok güzel özetleyen Neyzen Tevfik diyor ki: “Geldikleri gibi gitmediler; kimi itini bıraktı, kimi bitini. Kimi de p…ni bıraktı!.. Yoksa bu kadar şerefsizin bizden olması mümkün değil!” Tarih bilinci yalan ve iftira kaynağı olan darbecilerin dayattığı TC. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitabının ötesini görmeyen kafalara cevap ise kendi mahallelerinin makullerinden olan ”Prof. Dr. İlber Ortaylı’dan geliyor: “Ben Osmanlı Devleti’nin çocuğuyum ve benim için Osmanlılık her şeyden daha temeldir. Biz Osmanlı’nın sayesinde varız. Osmanlı’yı anlamayanın İskenderiye hamalı kadar değeri yoktur.” Size söyleyecek o kadar güzel cümlelerimiz var; ne yazık ki bu yazının hacmini aşıyor.
Kraliçe Elizabet öldü, yaşadığı çağın tüm zulümlerini duymamış gibi, görmemiş gibi davranarak sessizce onayladı. Hangi haksızlığa, hangi zulme karşı çıktığını duydunuz? Şerefli Türk televizyonları (!) methiyeler dizip ağıtlar yakıyor. Güzellemeler yaptığınız bu zalim, Avrupa’nın ortasında Bosna’da Müslümanlar katledilirken neredeydi? ABD’nin işgal ettiği Müslüman topraklarında sistematik olarak insanlar katledilirken, kadınlar tecavüze uğrarken bu zalim neredeydi? Mazlum Afrika halkı, Emperyalist dostları tarafından iliklerine kadar sömürülürken bu zalim neredeydi? Saltanat sürdüğü 70 yıl boyunca yaşanan tüm kötülüklerin destekçisi olmuştur. Sevenleriyle birlikte Milletler Topluluğu’nun sancağı altında toplanacak ve topluca cehenneme zumera…
Bizde Saltanatı kaldırtan onlar, Hilafeti kaldırtan, Fener Rum Patriğine dokundurtmayan onlar, Osmanlı ailesini sürgün ettiren onlar, benliklerinde olan gayrimeşru hiçbir değeri terketmeyen yine onlar. Bizimkiler Osmanlı saltanatına küfrettiler, Hilafete küfrettiler. Hadi İngilizlerdeki Saltanata da sövsenize. Ama siz İslam/Müslüman olunca söversiniz, derdiniz İslam’la/Müslümanla. İngiltere’de 70 yıl hüküm süren Kraliçeye söven bir İngiliz bulamazsınız. Prusya Krallığı’na, Hitler’e söven bir Alman bulamazsınız, 24 savaş kaybetmiş Korsikalı Napolyon’a söven bir Fransız bulamazsınız. Sahi siz neden sadece bizde varsınız?
Cumhuriyetin Onuncu yıl marşında “On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan.” diyorsunuz. Hayır, kimseyi kandırmayın. Siz on yılda atalarına sövecek on beş milyon insan yetiştirdiniz. Osmanlının subayı olan Mustafa Kemal’in “İstikbal göklerdedir.” vecizesini göğe doğru yükselen heykeller yapmak ve LGBT’ye destek olarak anladınız. Böyle anladığınız için siyaseten zilletten kurtulamadınız.
Şimdi ne yapalım? Osmanlıya olan sadakatimizin, Sultanlarımıza olan muhabbetimizin dozajını biraz daha artıralım. Sizin bize düşman olduğunuzu adımızı bildiğimiz gibi biliyoruz. Elinizden gelse bizi bir çay kaşığı suda boğacağınızı da biliyoruz. 1950 Beyaz Devriminden bu yana bize kin biriktirdiğinizi de biliyoruz. Osmanlıya, Osmanlı sevdalılarına ve onların yolundan gidenlere yani bize kin biriktirenlere son sözümüz: “Kininizde boğulun.” demek olacaktır.
1 - Tarihçi-Yazar Mustafa Armağan
