Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


İsmail Hakkı Güleç


ÜÇ TEMEL GIDA

İsmail Hakkı Güleç'in yeni yazısı


 

Rabbimiz (cc) insan'ı yaratırken, onu çok yönlü, çok fonksiyonlu, bir takım nitelik, özellik, meziyet vasıf, sıfat ve de yeteneklerle beraber yaratmıştır.

 İnsan, çok yönlü, üretebilen, seçme, araştırma, kabul etme, reddetme, inanma, inanmama, araştırma, eleştirme, keşfetme, geliştirme, soruşturma, sorgulama, öğrenme vb.  gibi birçok özelliği sayesinde diğer yaratıklardan ayrılan üstün bir varlıktır.

 Kur'an'ın ifadesiyle; yani halifedir. Yeryüzünü İmar ve İnşa etmekle sorumludur. Allah adına, yeryüzünde adaleti, insanlığı tesis etme, kulluk görevini sadece ona yapmak, onun koyduğu kural, ilke, kanun, yasa ve anayasaya göre bir hayat yaşamak, bir toplum oluşturmak ve de sistem oluşturmakla mükelleftir.

Bu açıdan, insan birçok şeye ihtiyaç duyduğu gibi, bir takım gıdalara da ihtiyaç duymaktadır. Bu gıdalar üç boyutlu olarak ele alınabilir.

a) Bedenin gıdası,

b) Aklın gıdası,

c) Ruhun gıdası

a) Bedenin gıdası: Bu gıdaların başında, insanın yaşaması için, bedensel anlamdaki gıdalardır. Yani et, ekmek, süt, peynir, tereyağı, bulgur, pirinç ve su vb. Gibi bütün bunlara ihtiyaç duyar. Bir bedenin gıdası bunlardır. İnsanın sağlıklı olabilmesi ve hayatını devam ettirebilmesi, yeryüzünde halifelik misyonunu ifa edebilmesi için, bedenini doğru bir şekilde, Rabbimizin vermiş olduğu nimetlerle beslemesi gerekir.

Çünkü beden insana verilmiş bir emanettir.

b) Aklın gıdası: İkinci olarak, insan akıllı bir varlıktır ve aklıyla birçok şeyi öğrenebilir, araştırabilir, geliştirebilir, yol yöntem öğrenebilir, sistemler düzenler kurabilir, çeşitli aletlere yön verebilir. Bunun için akıl da beslenmesi gereken diğer bir emanettir, nimettir.

 

Bu açıdan, aklın gıdası ise; öncelikle okumak, araştırmak, düşünmek, tefekkür, tezekkür, tedebbür, tefekkuh etmek vb. gibi.

 İnsan beyni, gerçekten çok mükemmel ve harika bir şekilde yaratılmıştır. İnsan aklı ve insan beyni, bugün geldiğimiz noktada, tarihte olduğu gibi, özelliklede son yüzyılda olağanüstü gelişmeler, aya çıkma, füzeler yapma, kıtalar arası balistik, nükleer füzeler, uydular, sesten hızlı giden uçaklar yani teknolojik anlamda, her şeyi yapma, bu akıl sayesinde söz konusudur.

c) Ruhun gıdası: Ruh, İnsana verilmiş en büyük nimetlerden birisidir. İnsanoğlu daha yaratılmadan önce, ruhlar âlemi dediğimiz, yerini, zamanını, mahiyetini, ne şekilde, nerede, ne zaman olduğunu bizim bilmediğimiz, ama Rabbimizin (cc) şüphe olmayan kitabı, Kur’an-ı Kerim'de bize bildirdiği bir gerçek olan, ruhlar alemi vardır.

Ruh bedende çok önce yaratılmış olan bir öz ve cevherdir. Ruhlar Rabbimizin kendi katından üflediği, bizlere görünmeyen, nesnel olmayan, mana ile alakalı bir şeydir.

İnsanoğlu ruhunu da göremez akıl da olduğu gibi. Ondan dolayı psikolojik olan fizyolojik olandan daha üstündür. Allah (cc) insanı yarattığı zaman, ona tertemiz bir kalp ve ruh vermektedir. Aslında ruhun mekânı kalptir. Aklın mekânı beyin, o açıdan ruh kalple alakalıdır. İnsan kalbini beslemezse şayet, elbise gibi yıpranır, eskir, özellik ve niteliğini kaybeder, çoraklaşır, söner, etkileşimde bulunmaz iletkenliğini kaybeder, cazibesini, cevherini, özünü, etkileşimini ve de fonksiyonunu yitirir.

 Ruh aynı zamanda ikiye ayrılır;

a) Mü'minin ruhu

b) Kâfirin ruhu

Ruhun gıdası Kur'an okumak, okuduğunu anlamak, düşünmek, tezekkür etmek, sürekli Allah'ı (cc) zikretmek, her türlü kötülükten, günahtan, masivadan ve hevadan uzak durmak, kalbi karartan tüm yolları kapatmaktır.

“... Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur..” Rad-28

Bu zikir akıldan, okumaktan, tefekkür, tedebbür ve tefekkuh gibi, bir takım ameliyelerden yoksun, sadece dilin bir takım kelimeleri, telaffuz etmesi anlamında değildir.

Bu açıdan ruhi gıdamız hepsinden daha önemlidir. Bugün çağdaş! Medeniyet ruhu ötelenmiş, onun ihtiyaçlarını ertelemiş, onu önemsememiş, onu ihmal etmiş ve bundan dolayı ruhsal problemler çoğalmıştır.

İnsanlar her şeye sahip olduğu halde, mutsuz durumdaysa, bu ruhun ihmal edilmesinden kaynaklanan bir durumdur. Ruhun ölmesinin, imanın kaybolmasının temel sebeplerinden birisi de, dünya sevgisi, dünyevileşme, bireyselleşme, bencilleşme ve sekülerleşme hastalıklarıdır.

 Bunun çözümü de, bunları terk ederek, dünyaya hükmedip, dünyadan nasibimizi unutmadan, ahirete yakini bir ilim ve iman ile bakmamız ve hazırlanmamız gerekir..

Dünyanın geçici olduğunu, ölüm gerçeğini unutmadan, ıskalamadan buranın bir sınav olduğu inancını, iyice içimize yerleştirmemiz gerekir...

“Müminler o kimselerdir ki, Allah’ın adı anıldığında yürekleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır. Onlar yalnızca rablerine güvenirler.” Enfal-2

Selam ve dua ile...

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR