Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Necla Arpa GÜLAÇAR


TOPLUM VE KADIN

Necla Gülaçar'ın Yazısı; Bir Fransız düşünürü "bir medeniyetin kalitesi o medeniyette kadınların oynadığı roller ile ölçülür!" der.


Bir Fransız düşünürü "bir medeniyetin kalitesi o medeniyette kadınların oynadığı roller ile ölçülür!" der.
Bu ölçüye göre değerlendirme yapılacak olursa, Batı medeniyeti bu konuda örnek olamamıştır. Mesela Fransa'da kadının kocasından bağımsız olarak kendi malları üzerinde tasarrufta bulunabilmesi için 20. yüzyılın başlarını İtalya'da da kadının boşanma hakkına sahip olması için 20. Yüzyılın en son üçte birini beklemek gerekmiştir. Halbuki İslam dini onbeş asırdan beri bu hakların ikisine de kadına tanıyor kadının ekonomik faaliyete girişi Avrupa'da kapitalizmin başlangıcından bu yana "iş piyasasına" boğaz tokluğuna çalışan bir emekçinin katılması şeklinde ortaya çıktı.

Benzer nitelikli işleri yaptıkları halde kadın erkek arasındaki ücret eşitsizliği bugün sanayide hala açık bir şekilde devam ediyor. Yönetici mevkilerde bulunan kadınların oranı erkeklerinkinden nispetle daha düşüktür. (büyük ve orta işletmelerin yöneticileri arasına kadın oranı %2 dir)

Fakat işin pazarlama kısmında hep kadın vardır. Reklamdan, basına, sinemaya ve yayıncılığa kadar cinselliğin ticari alanlarda kullanılışı kadını  yalnızca vucuduna indirgemiş bir ticaret malı, bir tüketim maddesi haline getirmektedir.

Kadınların bu durumuna karşı feminist hareketlerin haklı protestosu uzun zaman sadece kadınların "eşitliği" isteği üzerinde düğümlenip kalmıştır.

Kadının gayesi bir erkek olmak olamaz!
Egemen olan pozitivizm ve bireycillik yüzünden en gerçekçi boyutlarından koparılmış alınmış adam olmak... olamaz !

Zorunlu eşitliğin ötesinde birbirini tamamlayıcılık esas alınmalıdır: Bu anlamda erkek kadına "eşit" değildir.
Erkek hakimiyetine dayalı Altı bin yıllık Ataerkil toplum yapısından bu yana insanlık kadın boyutu yönünden kötürümdür.
Kadının esas itibarıyle erkekten aşağı görülmesini kutsal bir inanç gibi benimseyen, İbrani soyunun temsilcisi bir halka Saint- Paul'un (Aziz pavlus'un) aşırı derecede kadın düşmanlığı hıristiyanlığın anlayışındaki bir kavme... Erkeğin hakimiyetine bağlı kabileci geleneği içinde hayatını sürdüren Arap yarımadasının araplarına Grek ve Roma toplumunda kadının durumunu hatırlatmaya gerek var mı? Bir Grek yazarı şöyle yaza biliyordu. "Bize çocuk verecek eşler, bizleri okşayarak sevecek metresler ve bizleri eğlendirecek kibar fahişeler lazım"
( Roger Garaudy/ İslam ve İnsanlığın Geleceği)

Batıda, Arap Yarımadası'nda kadın bu denli değersizdi ve kız çocukları doğar doğmaz diri diri toprağa gömülürdü. Tüm bu değer vermemişliğe  rağmen ilk Müslüman bir kadındır. Hz Hatice Annemiz.
Tüm peygamberleri doğuran kadındır.
Bir mucizeye sözkonusu olan yine bir kadındır.
Hz İsa (Aleyhisselam'ın) annesi Meryem dir.
İslam'ın ilk alim kadını Hazreti Aişe'dir.

Yüce Allah kadını ve erkeği tek bir candan yarattı (Nisa Suresi 1. Ayet)
Erkek ve kadın birer rakip değil birbirlerini tamamlayıcıdır insan olarak tek varlıktır saygı değerlik bakımından eşit  sadece görevleri bakımından iki farklı varlığa bölünmüştür.
Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) kadını sosyal hayatın içine dahil etmiştir.
Hz. Ömer Medine pazarının genel denetimine  bir kadını getirerek bir ilki gerçekleştirmiştir.

Kadına karşı ayrımcılık tarihte olduğu gibi günümüzde de hala yapılmakta, haksız yaptırımlar davranışlar sergilenmektedir.
Kadını uğursuz sayan toplumların inancı cahil kavimler tarafından hala revaç görmektedir.
"saçı uzun aklı kısa.
Eksik etek "gibi aşağılayıcı deyimler.
İslam alimlerine atfedilen "kadına danış ama onun dediğinin tersini yap" kadının da kendisini eksik yetersiz hissetmesine sebep olmuştur.
Oysaki kadın anadır. Dünyayı doğurgandır. kutsaldır, savaşları kavgaları bitirendir. Kadın'ın bu kutsallığına rağmen Afrika'da birkaç çocuk doğurduktan sonra tıbbi yardım alamadığı için rahim sarkması yaşayan 25-30 yaşlarında olan  kadınlar Afrika'nın coğrafik özelliklerinin verdiği yoksulluğun etkisi ile rahim sarkması yüzünden idrarını tutamaz etrafa kötü koku yayar tedavi olasılığı olmayan bu kadınlar kocaları tarafından çölde ölüme terk edilir.
Birçok kadın güneş ışığına maruz kaldığı için hastalığından dolayı görme yetisini kaybeder.
Yani kadın işe yaradığı sürece vardır.
Kadın emekçidir tandır başında.
Kadın emekçidir pamuk tarlasında.
Kadın emekçidir çocuğunu doğurduğunda.
Kadın emekçidir çocuğunu emzirdiğini de.
Kadın emekçidir yemeğini pişirdiğinde.
Kadın emekçidir iş hayatında.
Yaşamın her alanında olması gereken yerde olmalıdır kadın.
Mirastan hakkını alabilmeli.
Boşanmak istediğinde öldürülmemeli.
Şiddete maruz kalmamalı. Kadınların, anneliğin onur'u korunmalıdır.
Sevgi ve merhametten yoksun nesillerin türemesi için aile çatısının korunması gerekiyor. Kadına özgürlük vaadinde bulunup  onu sıcak yuvasından alıp iş hayatının uzun mesai saatlerinde boğmamak  gerekiyor.
Dayatmacı değil paylaşımcı bir yöntem ile iş hayatında olan kadınların yükünü hafifletmek gerekiyor.
Doğum izninin, emzirme saatlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.
Gerçek emekçi olan ev kadınlarına devletin destek verip evdeki emeğine iltifat etmesi gerekiyor.
Aile içi şiddetten korunması gerekiyor.
Kadını hala mal gibi gören zihniyetin iyileştirilmesi gerekiyor.
Güçlü bir toplumu oluşturan kadındır.
Bu minvalde kadınlarına yatırım yapan toplumlar refah düzeyini sağlar ve sağlıklı adımlar atar.

Bütün dünyadaki emekçi kadınlarına ithaf ettiğim bir şiirimle yazımı sonlandırayım.

BEN BİR KADINIM

Ben bir kadınım nasırlıdır ellerim.
Ellerim gibi nasırlıdır yüreğim.
Acılar kabuk bağlamıştır içimde.
Yaşanmışlıklar var özlemlerimde.
Kimi gün yuvamda sıcak bir çorbayım.
Öteki gün kör ve sağır bir sandığıyım.
Hayallerimde alabildiğine hürümüdür.
Gerçeğim de "eline sağlık" sözüne bağımlıyım.
Hangi yerde olursa olayım ben anayım.
Eşim ,yaren'im ben barış'ım.
Ayaklarımın altında saklı bir cennet.
Kıymeti bilinmeyen rüzgarsız sükunet.
Ben bir kadınım yüz elim vardır.
Bir elim özenle evladımı sarar.
Öbür elim yüz makinenin işini yapar.
Gözlerimde hep bulut vardır.
Fark edilmese de ben bir kadınım.
Acı sözlerden ağrır her bir yanım.
Şefkatim, merhametim tükenmez.
Esaretler içinde umut bekleyen bir kadınım...
(N.A.G) 8 Mart 2020

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR