Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


İsmail Hakkı Güleç


TEVHİT AKİDESİ VE KULLUK GERÇEĞİ - (3)

İsmail Hakkı Güleç'in yeni yazısı


 

Bir kişi, ya da toplumun, birilerini ilah, ya da rab edinmesi, onlara (ilah, rab edindikleri) bugün bizim anladığımız manada, tapmasını, secde etmesini, itaat, ibadet yada kulluk, kölelik yapmasını gerektirmez...      

      Allah'a (cc) rağmen! onların helal dediklerini helal, haram dediklerini haram kabul ediyor, onları yegane yetki, emir, kanun, kural koyma selahiyet vede yetkisine haiz, caiz görüyor, onları bu şekilde kabul ediyor, yetkilendiriyorsanız siz onları ilah yada rab ediniyorsunuz demektir... 

         O ilah, rab edindiklerinize, hiçbir zorlama (ikrah) olmadan, gönülden, kendi istek ve iradenizle itaat ediyor, boyun eğiyorsanız, işte bunu yapanlar, ne zaman, nerede, hangi ülke, coğrafaya, asır, medeniyette olursa olsun farketmez, o yetkiyi verip, gönül hoşnutluğu ile onlara itaat ediyor, boyun eğiyorsanız, işte sizler o kişi, yada otoriteyi vb.lerini, Allah'tan (cc) başka "ilah" yada "rabler" edinmiş oluyosunuz demektir...

       Aynı zamanda, o kişi, kurum, alim, abi, üstad evliya, gavs, kutub, yönetici, kral, cumhurbaşkanı, lider, yönetici, kurtarıcı, önder, imam, halife ya da haz, hız, çağdaşlık, laiklik, demokrasi, kominizim, kapitailizim, kemalimiz, aşk, tutku, nefis, heva, arzu, istek, moda, spor, sanal alem, müzik gibi(bu gibi şeyler, sizin tüm benliğinizi sarmış, aşk/tutku, bağımlılık haline gelmiş, sizi Allah'tan, imani, İslami görev ve sorumluluklarınızdan alıkoyuyorsa şayet (?) daha birçok konuda Allah'ın! (cc) haklarında herhangi bir hüküm indirmediği, biz insanların, gerek bugünkü, gerekse tarihte atalarımızın, kendi arzu, istek, zan gibi şeylerle icat ettiği, hak vede hakikatla ilgisi, alakası, bağı, bağlantısı bulunmayan vb.şeyleri ve daha nicelerini, şanı yüce Allah'a (cc), eş, ortak, şirk, koşuyorsunuz, onları haşa ilah, ilahe ve de rabler ediniyorsunuz demektir... 

       Velev ki, bunu yapanlar, ilah yada rab edindiklerine, bu gibi şeyleri, yakıştırmaları kulluk, ibadet niyetiyle, bu gözle yapmadık, yapmıyorduk ya da yapmamıştık deselerde, hiçbir şekilde durum değişmez, farketmez...

     Ayrıca, bunu yapanların dilleriyle kelimeyi tevhidi (!) hem de hiç durmadan, dinlenmeden, gece gündüz demeden, sürekli, devamlı, biteviye tekrar etmesi, bu konuda namaz kılma, oruç, tutma, hacca gitme kurban kesme, infak etme, zekat verme gibi ameli şeyleri yapması onu kurtaramayacak, Allah'tan başkalarını haşa, ilah yada rab edinme işi, akidesi, uygulaması, bu yanlış, cahilce, sapkın, zulüm, şirk, bozuk akide ve iman (!) olduğu sürece sağlam ve sahhih bir kulluk mümkün olmayacaktır...

       Şayet, bunu yapan sizler, gerçek bir tövbe(nasuh tövbe) ile yaptıklarınızdan (şirk, zulüm, küfür, isyan, bidat, hurafelerinizden, uzaklaşır, vazgeçerseniz, vb.) umulur ki, tevbeleri çokça kabul eden (tevvab), aynı zamanda günahları, çokça affeden (ğafur) olan Rabbiniz (cc) (sizi affeder, bağışlar), yoksa bunun dışında ne bir özür, pişmanlık, nedamet, kaçış, çözüm ve çare, kurtuluş yolu da yoktur... Bunula ilgili Kuran'da (tövbe 31'birde, Nisa 48,116)'ya bakılabilir... 
 
      Hayat boşluk kabul etmez. Şayet insan, yaratıcısı, yöteticisi, dua ettiğinde cevap veren gerçek İlah'ını (cc) Rabbi'ni (cc) bulamaz, kıblesini, yolunu, yönünü, çizgisini yapması, uygulaması gereken ya da kaçınması, korunması gereken hususlarda, yeterli bir bilgi, bilince sahip, doğru bir seçimde bulunmaz ise, Allah'tan (cc) başka, sahte ilah, rab vede dinlere, putlara yönelecek çözümü, çareyi vede kurtuluşu onlarda, oralarda! arayacaktır... 
    Yüce Rabbimiz (cc) Zariyat suresi 56. ayetinde şöyle buyuruyor;                          

      Ben, İnsanları ve Cinlari ancak ve sadece bana kulluk (itaat, boyun eğme, dua, yalvarış, yöneliş, sığınma, kural, kanunlarına uyma, tevekkül vede tam bir teslimiyet vb.) için yarattım... 

        Kul demek; gönülden köle olmak, boyun eğmek, gönülden bağlanma, itiraz etmeden itaat etme, teslim olma, tabi olmak, zillete bürünme demektir... 
  
        Kulluğu birkaç madde ile kategorize etme yada sınıflandırmak gerekirse, 

1. Allah'a (cc) kulluk
2. Şeytana kulluk   
3. Tağuta kulluk
4. Nefse kulluk
5. Şehvete, hevaya kulluk
6. Kula kulluk
7. Alime, abiye, şeyhe, hacıya, hocaya, dedeye, ağaya, rahibe, hahama, gavsa, evliyaya, yöneticilere, putlara, mala, mülke, servete, şöhrete, makama, paraya vs... kulluk
8. Çevreye, geleneğe, töreye, dünyaya kulluk.   
9. Modaya, eşyaya, kıyafete, eve, arabaya vs... 
10. Sosyal medyaya, mecraya kulluk. (Facebook, Tivitter, İnstagram, Youtube, Tiktok vs.) 
      Andolsun ki biz her ümmet arasında: “Allah’a ibadet/kulluk edin ve tağuttan kaçının.” (diye tebliğ etmesi için) resûl göndermişizdir....)  (Nahl-36)

     Allah'tan (cc) başka şeylere kulluk, Allah'a (cc) rağmen, haşa bir başkasına, bağlanma, itaat etme, boyun eğme, helal haram belirleme gibi ya da, nefis, şeytan, şehvet, haz, hız tutkusu, teknoloji, heva, arzu, tutku, istek, kadın, mal, makam, sulta, saray, saltanat, iktidar, şehvet, şöhret, istek gibi insanın gündemini, beynini, akıl, irade, fikir vede ruhunu, sağduyu gibi her şeyiyle, işgal, meşgul, istila, ibtila, iptal eden, bir nevi akli, fiziksel vede ruhi açıdan, çok ağır bir dugudurum, psikolojik, psikiyatral bir kişilik bozukluğu vede hastalığıdır.... 

      Kulluk ve kıble krizi, bulaştığı aklı, kişiyi, nefsi, nesli, toplumu, her konuda, ifsat, felç eden, dumura uğratan, aklı,  fikri, sağduyuyu, iradeyi yok eden, kişi yada toplumu krize, bunalıma sürükleyen, belirsizlikler, bilinmezlikler dehlizlerinde ya da girdabında çözümsüz, çaresiz bırakan, denge, hedef, yol, yöntem, kök, dengesizlik, tatminsizlik, huzursuzluk vb. gibi akli, ruhi, manevi bir hastalık... Devam edecek.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR