Kur'an girişinde bize kendisini anlama ve yaşama hususunda yol göstermektedir. Kur'an’ı kimler daha iyi anlayacak ve yaşayacak? Bu sorunun cevabı kitabın kapısının hemen eşiğinde belirtilmektedir; Muttaki
“İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir.” Bakara/2
Muttaki kimdir? Bu sorunun cevabı, kapı açıldıktan sonra karşımızdaki levhalara işlenerek verilmektedir. Kur'an bize erdemli yaşamın güzergahını gösteren bir haritadır. Nasıl ki bir haritada dağları, ovaları, denizleri, karaları gösteren renkler ve yükseklikleri, alçaklıkları gösteren rölyefler gibi Kur'an’da da insan için belirlenen kırmızı, yeşil ve sarı çizgiler vardır. Bununla birlikte insanlığın alçaklığına ve yüksekliğine işaret eden simgesel kavramlar vardır.
İşte takva yolu, insanın dünya güzergahında ilerlerken kendisini ne gibi tehlikelerin beklediğini ve nerelerden giderse korkusuzca ilerleyeceğini gösteren bir haritadır.
Evet Kur'an bir yaşam haritasıdır. İnsanı ve kainatı en iyi tanıyan bir Alim-i Mutlak tarafından tasarlanmış bir harita…
Bilinmez bir yolculuğa çıkan seyyahlar için o yöreyi tanıtan harita ne kadar önemliyse, Kur'an da insanın yaşamında güvenli bir serüven için de o kadar önemlidir.
Takva yolu nedir ve insanları neye davet etmektedir. Bu yolun sonunda insanları neler beklemektedir.
“İman edip takva yolunu tutanlar için elbette ahiret mükafatı daha hayırlıdır.” Yusuf/57
Takva yolu dünyadan geçmektedir. Bundan dolayı dünyayı ihmal etmekten ve dünyadan el etek çekmekten geçmez. Ancak dünyayı ahirete tercih etmek anlamına da gelmez.
Takva yolcusu olan kişi yani muttaki için tek bir ölçü vardır; Allah’ın rızası.
Muttaki, O’nun rızasına muhalif olan bir şey karşılığında bütün dünya serveti de verilse önemsemez. Çünkü bilir ki bütün dünya inandığı O kudret karşısında bir hiçtir.
Takva yolunda ilerlerken karşımıza bir çok tehlikeler çıkacak ve bilmediğimiz yerden ayağımızı sıratı müstakimden saptırmak için çelmeler gelecektir. İşte tam da bu noktada tutunacağımız dal vahyin temel ilkeleri ve peygamberin (as) uyarılarıdır.
“İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.”[1]
Evet günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmak veya bu çizgiyi takip etmek insanı takva yolundan ayağını kaydıran önemli unsurlardır. Günah nedir? Allah’ın rızasına muhalif olan ve kişiyi Rabbine karşı mahcup edecek her türlü davranıştır. İnsanı bu davranışa sürükleyecek duygu da görünmez düşman olan İblisten gelmektedir. İblisi arkadaş edinenlerin bu yolda sabit kalması mümkün değildir.
Ve iblisi dost edinenler düşmanca duyguların yüreklerinde tohumlanmasına engel olamazlar.
Takva yolundan düşmek üzere olan kişinin elinden peygamber (as) tutmaktadır.
“Nerede ve nasıl olursan ol, Allah’tan kork! Kötülük işlersen, hemen ardından bir iyilik yap ki, o kötülüğü silip yok etsin. İnsanlara karşı da güzel ahlakla muâmele et!”[2]
Takva yolcusu Allah’tan korkmalı mıdır? Veya takvaya sadece korku ve sakınma olarak mı anlamalıyız? İnanan insanı Allah’ın razı olduğu bir hayatta istikrar ve istikamet sahibi yapacak olan takva aslında allah2a karşı sorumluluk bilincidir.
Allah’a karşı sorumluluğunu kaybeden birinin ne korkusu, ne saygısı ne de hayatında O’nun bir karşılığı kalır.
Takva yolcusu, Allah’ın sevgisini kaybetmekten korkarak, O’nun sevgisi uğruna fedakarlıkta bulunabilmelidir.
Takva yolcusu, Allah’ın rızasını kaybettirecek her türlü davranıştan sakınarak, O’nu yaşamının baş tacı edinebilmelidir.
Güzel insanların takvayla ilgili betimlemeleri de oldukça ilginçtir. Hz Ömer bir gün Ubey bin Kab’a; takva nedir? Diye sormuş. Aslında kendisi de takvayı en derin yaşayanlardan birisi olmasına rağmen geleceğe bırakılacak bir ibret ve ders olmasını istemiştir.
Übey, bu soru üzerine ona gülümseyerek bakmış; “Sen hiç dikenli bir yolda yürüdün mü?” Hz Ömer de; “Evet yürüdüm” Übey; “Peki ne yaptın?” deyince Ömer; “Elbiselerin dikenlere takılmasın diye dikkat ettim.” Übey; “İşte takva budur!”
Takva, günah tellerinin, dikenlerinin imanımıza, insanlığımıza zarar verecek her türlüsüne karşı dikkatli olmaktır.
Takva yolcusu; imanı, ibadeti, insanlığı, sorumluluk bilncini, yardımlaşmayı, paylaşmayı, iyiliği, erdemi, rızayı, şehadeti, ihsanı, ihlası, infakı, isarı, adaleti önemser.
Takva yolundan uzaklaşanlar ise; Lüksü, şatafatı, modeli yüksek arabaları, makamı, şöhreti, nasıl olduğunu önemsemeden daha çok kazanmayı, adam kayırmayı, rüşveti, bedelini önemsemeden dünya cennetini önemser.
Ve takva yolu Kur'an haritasındaki çizgileri dikkate alarak gerçekleştirilen bir yaşamla sonu ebedi cennet olan bir yoldur.
“Kötülüklerden sakınanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" denilince: "Hayır indirdi" derler. Bu dünyada güzel amel işleyenlere güzel bir mükafat var. Elbette ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Allah'tan korkanların yurdu ne güzeldir! O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altından ırmaklar akar. Orada Allah'tan korkanlara diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandırır. Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarını hoş ve rahat halde alırlar. "Selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennet'e..." derler.”[3]
Yolu takva olanın akıbeti cennettir. Yolu iblis olanın akıbeti ateştir.
