İnsanların yaşadıkları, vatan bildikleri topraklardan başkaları tarafından zorla koparılarak başka yerlere gönderilmesinin adıdır sürgün. Bizim tarihimiz de Tatar sürgünü (Kırım), Çerkez sürgünü (Kafkasya), Ahıska sürgünü (Gürcistan) ve daha nice acılarla dolu sürgünler vardır.
Timur tarafından Altınordu Devleti'nin yıkılması ile güneye doğru ilerleyen Ruslar, Çarlık döneminde Tatar ve Çerkez sürgününe imza atarak milyonlarca insanı acımasızca vatanlarından söküp atmışlardır. Bu alışkanlıklarını Bolşevik devriminden sonra da devam ettiren Ruslar, 14 Kasım 1944'te zalim lider Stalin'in kararı ile (Sözüm ona sınır güvenliğini tehdit ettikleri gerekçesiyle) Gürcistan'ın Ahıska Bölgesi'nde yaşayan on binlerce Türk’ü sürgüne gönderdi.
Yük vagonlarını bindirilerek trenlerle yola çıkarılan mazlum Ahıskalılar, 1 aydan fazla süren bir yolculuğun ardından Orta Asya'nın uçsuz bucaksız bozkırlarına bırakıldılar. (Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan) ve diğer topraklar. Zamanla buralarda hayata tutularak yaşamlarını devam ettirdiler.
77 yıl önce bin bir zulüm ve işkenceyle topraklarından koparılan, zamanla hayata tutunan Ahıskalı Türkler, bugün ABD, Türkiye, Rusya, Ukrayna, Kıbrıs, Gürcistan (Ahıska) Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan ve dünyanın birçok ülke ve bölgesine dağılmış olarak hayatlarını devam ettiriyorlar.
2000'li yıllardan sonra Ahıska Türklerinin anavatan bildikleri Türkiye'ye yerleşme talepleri Türkiye yöneticileri tarafından yerinde bulundu. Özellikle Ukrayna'da yaşayan binlerce Ahıska Türkünün Türkiye'ye getirilmesi sağlandı. Erzincan ilinin Üzümlü ilçesinde TOKİ tarafından yapılan (İçinde cami, okul, çocuk parkları da olan) yerleşim yerlerine yerleştirilen Ahıskalılar, bir yandan vatanlarına dönmenin diğer yandan sahip çıkılıp yeni yuvalarına kavuşmanın mutluluğunu yaşadılar.
Uzun yıllar önce İHH'nın Kurban Bayramı organizasyonu ile Kırgızistan'a gitmiştim. Ahıskalı soydaşların yaşadığı iki köye hem kesim yapmak hem de yardım dağıtmak için gitmiştik. Burada gördüğümüz ilgi ve yakınlığı asla unutamam. Türkiye Türkçesini çok iyi konuşan bu İnsanlar dürüst ve çalışkan aynı zamanda çok misafirperver insanlardır.
Bizimle yakından ilgilenip bizlere sahip çıkmaları, Türkiye'ye özlem duymaları, Türkiye bize çifte vatandaşlık versin (Hem Türkiye hem Kırgızistan vatandaşı olma) taleplerini asla unutamıyorum. Daha sonraki yıllarda benim orada tanıştığım Ahıskalı kardeşlerimizin çocuklarını Türkiye'deki uluslararası imam hatip liselerinde tahsile gönderdiklerine de şahit oldum. Kayseri'deki Germirli İmam Hatip Lisesi'ne oğlunu gönderen Bişkek'te yaşayan Ahıskalı bir kardeşimizin Kayseri'de beni ziyarete gelmesini de unutamıyorum, gönlüne sağlık olsun.
Ahıska sürgününün 77. yıldönümünde sürgünde hayatını kaybeden tüm Ahıskalı kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Sürgüne karar veren zalim lider Stalin'i de şiddetle kınıyorum ve diyorum ki bugün Orta Asya'dan ABD'ye Asya ve Ukrayna'dan Kıbrıs'a kadar tüm Ahıskalılara selam olsun, Tatarlar gibi Çerkezler gibi Ahıskalı kardeşlerimizde benliklerini, kültürlerini unutmasınlar yeni nesillere aktarsınlar. Zira inancımız gibi meşru olan kültürümüz, yaşanan sıkıntı ve sevinçlerimiz de unutturulmazsa yaşamaya devam eder.
Selam ve dua ile
