Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Prof. Dr. Bilal SAMBUR


Siber güvenliği anlamak

Yazarımız Bilal Sambur´un "yeni" yazısı...


Devletler, çoğu zaman kendilerinin hayati sırları olduğunu iddia ederler ve halkları devlet sırlarının kutsallığına ikna etmeye çalışırlar. Wikileaks belgelerinin ortaya saçılmasıyla Amerika ve İngiltere gibi devletlerin sır dediği şeylerin aslında onların karanlık ve kirli faaliyetleri olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Siberleşen dünyada devletler, artık sır dedikleri karanlık işlerini ve ilişkilerini gizleyememektedirler. Siber alemde kendilerini güvende hissetmeyen aslında devletlerdir, bireyler değildir. Kendilerini güvende hissetmeyen devletler, siber alemi kontrol etmeye ve sınırlar çizme çabasının içindedirler. Devletlerin, siber alemi kontrol etme çabası ulusal güvenlik tehdit altındadır gerekçesiyle meşrulaştırılmaktadır.

Siber güvenlik ve siber savaş olguları, dünya siyaset ve istihbarat tarihinde bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. Siber uzay olgusu, her şeyin birbirine bağlandığı bir insanlık durumunu ortaya çıkarmıştır. Siber güvenlik ve siber savaş kavramları, günümüzde ve gelecekte en çok üzerinde tartışılan olgular haline gelmişlerdir.

Siber güvenlik olgusu önümüze üç çetin soruyu koymaktadır. Birinci soru, siber güvenliğin nasıl çalıştığıyla ilgilidir. İkinci soru, siber güvenliğin niçin önemli olduğu hakkındadır. Üçüncü soru siber güvenlik konusunda bizim neler yapabileceğimiz şeklindedir. Siber güvenliğin önemini anlama konusunda bu alanın teknik bilgisine sahip olanlar ile bu konuda yeterli bilgisi olmayan toplumun büyük çoğunluğu arasında büyük bir farklılık bulunmamaktadır. Siber güvenlik konusunda toplumda bir farkındalık oluşturmaya, toplumun bu konunun önemini anlama ve bu konuda neler yapılabileceği konusunda herkesin düşünmeye ve siber güvenlik konusunu ciddiye alması gerekmektedir. Siber güvenlik konusunun, teknik ve mekanik bir konu olmanın ötesinde insani ve sosyal boyutlarıyla ele alınması gerekmektedir

Siber alem, bilgisayar ağlarından oluşan bilginin depolandığı, paylaşıldığı ve iletildiği bir dünya olarak tanımlanmaktadır. Sanal alemi oluşturan unsurların sanal olmadığının, gerçek olduğunun fark edilmesine ihtiyaç vardır. Sanal alemde yaşayan, depolanan ve paylaşılan insanın kendisidir. Siber uzay, internet iletişimini sağlayan teknik bir hayata ve fiziksel bir realiteye sahiptir. Sanal alemde her şey sanal değildir. Siber alem, siber bir coğrafyaya dayanmakta, bu coğrafyanın fiziksel bir altyapısı bulunmaktadır. Siber uzayın fiziksel coğrafyası anlaşılmadan siber güvenliğin ve siber savaşın önemini kavramak zor gözükmektedir.

Siber uzay, 21. yüzyılın yeni savaş alanıdır. Sanal saldırganların taktik ve stratejileri klasik savaş ve çatışma taktiklerinden çok farklıdır. Sanal alemde saldırıda bulunan bir saldırgan, bütün fiziksel engellerden ve kısıtlamalardan bağımsız bir şekilde operasyonunu gerçekleştirmektedir. Siber savaşta hedef, stratejik askeri birlikler ve hedefler değil, doğrudan doğruya bilgisayarlar ve onlarda depolanan bilgidir. Siber savaş, depolanan bilgiyi hedef alan bir savaştır. Siber savaş, klasik reel savaşlardan daha az bir maliyete sahip olduğu gibi, hedef alınan bigisayar ağı üzerindeki etkilerini tahmin etmek de nerdeyse imkansızdır. Siber alemde kimin kime saldıracağı belli değildir. Kimin kime saldıracağının belli olmaması, siber güvenlik ve savaş konusunu çok kaygı verici sorunlar hale getirmektedir. Siber alem, sadece siber savaştan ibaret değildir. Siber alemdeki siber suçlar, siber terörizm ve siber casusluk önümüze çıkan yeni gelişmelerdir. Siber alemdeki her şey kolaylıkla bir güvenlik ve risk unsuruna dönüşmektedir.

Siber güvenlik konusunda neler yapabileceğimiz sorusu ciddi bir şekilde gündeme getirilmelidir. İnternetin güvenli hale getirilmesi ve siber savaşın engellenmesi, insanlığın önünde duran önemli meydan okumalardır. Devletler, güvenliklerine tehdit duydukları olaylar karşısında internetin fiziksel altyapısına müdahale etmek gibi girişimlerde bulunmaktadırlar. Dünyada internetin düzenli ve güvenli bir şekilde işlemesini sağlayan ve herkese sorumluluk yükleyen küresel bir mutabakat yoktur. Sanal alemde siber suçların önlenmesi konusunda neler yapılabileceği, bir başka önemli meydan okumadır.

Siber güvenlik, devletleri, kişileri ve kurumları her açıdan ilgilendirmeye devam etmektedir. Siber alemde kullandığımız şifreler, sanal aleme taşıdığımız bilgilerimizi daha güvenli hale getirmemektedir. Siber alemde dolaşanların hepsi insandır. Gerçek hayatta olduğu gibi, siber alemde de insan, insanın kurdu olmaya devam etmektedir. Siber alemde bize ve bizden gelip giden her şeyi, tehlikesiz, önemsiz ve risksiz olarak değerlendirmek, aslında siber güvenliğimizi sağlıklı değerlendirmeme anlamına gelmektedir. Siber alemde her şeyin önemli ve tehlikeli olduğunu unutmamak lazımdır. Siber alemdeki riskleri ve tehlikeleri bildiğimiz takdirde, güvenliğimiz konusunda yapabileceğimiz çok şeyin farkında olmamız gerektiği konusunda kendimizi sürekli olarak geliştirmeliyiz.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR