Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Prof. Dr. Bilal SAMBUR


Savaşa hayır! Emperyalizme hayır! Militarizme hayır!

Yazarımız Bilal Sambur'un "yeni" yazısı...


Rusya, hukuku ve ahlakı çiğneyerek bağımsız bir ülke olan Ukrayna’yı işgal etti. Rusya’yı Ukrayna’yı işgale sürükleyen ana dinamik, Rus emperyalizmidir. Putin ve ekibi, artık dünyaya hükmetmek istiyor. Putin ve ekibinin kafasında Rusya, sınırları olmayan dünyadır. Sınırsız büyük güç Rusya hayalini gerçekleştirmek için sahip oldukları savaş ve vahşet makinesini harekete geçiren Rusya, Ukrayna’yı işgal etmiştir. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, dünya kamuoyunda savaşa, emperyalizme ve militarizme olan karşıtlığı harekete geçirmiştir. Dünyanın dört bir tarafından savaşa hayır çığlıkları yükselmektedir. Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline gösterilen tepkiler Rusya’nin kirli, karanlık ve kanlı yüzünü deşifre etmiştir. Arundhati Roy’un şu sözleri, savaşa hayır çığlıklarının Rusya’yı düşürdüğü durumu çok iyi anlatmaktadır: “Biz, İmparatorluk’u kendi av sahası içinde durduramayabiliriz. Ancak, yine de şunu başarmış olduğumuzu söyleyebiliriz: Onu “soyduk”, maskesini düşürdük! Onu sahneye çırıl çıplak çıkmak durumunda bıraktık. O, şimdi dünya sahnesinin tam ortasında tüm şaşkın, günahkar çıplaklığıyla karşımızda duruyor. O, savaşa girebilir; ancak, bu çıplaklıktan kurtulamaz.”

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucu her an medyaya düşen çocukların, kadınların, yaşlıların ve sivillerin görüntülerini izliyoruz. Ukrayna’dan gelen savaş görüntülerini izledikçe Nükhet Duru’nun Harp ve Sulh isimli olağanüstü eserini hatırlıyorum: “Bir tarafta bombalar / Bir tarafta çocuklar / Şaşıran, ağlayan çocuklar / Yangınların ardından / Titreşen ihtiyarlar / Enkazların altından / Seslenen insancıklar / Bir tarafta tüfekler / Bir tarafta çiçekler / Ezilen, çürüyen çiçekler / Acı çeken insanlar / Açlıktan kıvrananlar / Gözü yaşlı analar / Vedalaşan aşıklar / Ayırmayın bizi, şu ellerimizi / Umut verin bize, şu kalplerimize / Güzelliğe hasret o gözlerimize / Cehennem harbini göstermeyin gene / Bombalar düşmesin gül bahçelerine / Nefreti sokmayın insan sevgimize, içimize / Şu tarafta insanlar / Bu tarafta insanlar / Her iki tarafta da insanlar / Kollarında ölüler / Kollarında bebekler / Kimler için savaşır / Birbirini sevenler / Haydi insanlar sarılın birbirinize / Haydi insanlar kin tutmayın birbirinize.”

Dünya savaşlardan, şiddetten, silahlardan, güç mücadelelerinden ve militarizmden bıkmış yorulmuş durumdadır. İnsanlık, her açıdan savaş yorgunudur. İnsanlığı tüketen savaşa karşı insanlar arasında güçlü bir savaş karşıtlığı fikri geliştirilmelidir. Betrizasyon, silahsızlanma ve şiddet karşıtlığı ve pasifizm gibi kavramlar savaş karşıtlığını ifade etmek için kullanılmaktadır. Savaşı ortadan kaldırmak ve savaş karşıtı olmak için bütün orduların ve devletlerin savaşlarına ve silahlarına karşı olmak lazımdır. Bir ülkenin ve ordunun silahlarına, şiddetine ve savaşına karşı çıkarken kendi savaşını ve silahını yüceltmek savaş karşıtlığı değil, kendi zafer ve hegemonyasını istemek anlamına gelmektedir. Savaş ve militarizm karşıtlığı, dünyadaki bütün devletlerin ve orduların sonu gelmeyen vahşetlerine ve şiddetlerine karşı ilkeli ve ahlaklı bir şekilde karşı çıklıması durumunda ancak gerçek anlamda bir savaş ve şiddet karşıtlığı anlamına gelebilir.

Albert Einstein, savaşın, şiddetin ve militarizmin her türlüsüne karşı çıkan ilkeli bir savaş karşıtıdır. Einstein, savaş ve militarizm karşıtlığını çarpıcı bir şekilde ifade etmektedir: “Eğer bir adam marşla uyum içinde yürüyebiliyorsa, o değersiz bir yaratıktır. Kendisine yalnızca bir omurilik yeterli olabileceği halde her nasılsa yanlışlıkla bir beyni olmuştur onun. Uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir. Emirle gelen kahramanlıktan, bilinçli ve bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nefret ediyorum. Ben savaşı ve o soğuk silahları öylesine tiksindirici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi yok ederim daha iyi... Benim anlayışıma göre sıradan bir cinayet, savaşta adam öldürmekten daha kötü değildir.” Einstein, her türlü şiddete, herkesin savaşına ve bütün militarizmlere karşı çıkmaktadır. Tarih, kültür, kutsal, gelenek ve eğitim kullanılarak savaş, şiddet ve militarizm yüceltilmekte meşrulaştırılmaktadır. Einstein, savaşa, şiddete ve militarizme sıcak ve manevi duygularla ve düşüncelerle yaklaşmanın insanı vahşiliğe götüren bir yolu açtığını söylemektedir.

Savaşa, militarizme, faşizme ve emperyalizme karşı çıkmak, insan olmanın olmazsa olmazıdır. Büyük bir savaş karşıtı ve barış yanlısı olan Cahit Irgat’ın İthaf şiiriyle içimizi insanlıkla dolduralım: “Niçin yaşadığını, öldüğünü bilmeyen / Dert çeken dost / Çürüyen dost / Sizin için söylüyorum / Milyonlarda harp ölüsü adına / İyiliğin, kardeşliğin, ümiden / Aynı hakkın, hürriyetin / insanlığın şarkısını…Biz insanlar / Bir avucun / Beş parmağı kacar kardeş / Boyun eğmiş, razı olmuş / Gömülmüşüz çamuruna alın terinin / Mayasına hamuruna kara ekmeğin / Anne girmem bu oyuncak dükkanına / Orda toplar, tayyareler, tanklar var / Seviyorum söğüt dalı atımı / Tekme atmaz, ısırmaz / Ben yaşamak istiyorum / Ağaç gibi sessiz sessiz ve rahat / Karınca kararınca değil / serile serpile boylu boyumca / Anne girmem bu oyuncak dükkanına / Orda toplar, tayyareler, tanklar var / İnsan insan paylaşalım / Yaşamayı, komşuluğu, dostluğu / Bağdaş kurup yan yana / Bir sahandan yiyelim / Dünyamızın sofrasında.”

 

Kaynak: milatgazetesi.com

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR