Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Prof. Dr. Bilal SAMBUR


Sadık yâr toprak, yok oluyor!

Yazarımız Bilal Sambur'un "yeni" yazısı...


17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olarak kutlanmaktadır. Kuraklaşan, verimsizleşen ve çölleşen yeryüzü topraklarının tekrar yaşam için uygun sağlıklı ve verimli topraklara dönüştürülmesi ve iyileştirilmesi gerekmektedir. Çölleştirdiğimiz ve çoraklaştırdığımız toprakları sağlıklı hale getirmeden küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yavaşlatılması, doğal çeşitliliğin ve gıda güvenliğinin korunması mümkün değildir İnsanlar, yeryüzünün toprak olan bölümünün dörtte üçünü altyapı inşası, hammadde bulmak, binalar inşa etmek ve gıda yetiştirmek gibi gerekçelerle geri dönülmez bir şekilde değiştirdiler. Değiştirilen, çürütülen, çoraklaştırılan ve çölleştirilen yeryüzü topraklarının mevcut hali, insanlığın ve dünyanın varlığını sürdürmesine yetmemektedir. Dünya devletleri, çölleşen ve çoraklaşan toprakları yeniden iyileştirme ve verimli hale geirme sözü vermelerine rağmen, bu alanda hiçbir şey yapmamaya devam etmektedir. Kısa vadede yeryüzünde Çin büyüklüğünde çölleşen toprağın tekrar iyileştirilmesi ve verimli hale getirilmesi gerekmektedir.

Toprağın çoraklaşması, verimsizleşmesi, kuruması ve kuraklaşması, insan faaliyetlerinin ve iklim değişikliklerinin bir sonucudur. Yeryüzünün çölleşmesi, gerçek anlamda küresel bir faciadır. Yoksulluk, siyasal ve ekonomik güç mücadeleleri, yanlış sulama ve tarım yöntemleri yüzünden yeryüzünün sınırlı olan verimli toprakları çölleşmektedir. Toplumun, toprakların verimsizleşmesine, kuraklaşmasına ve çölleşmesine karşı insani ve sosyal dayanışma içine girmesi gerekmektedir. İnsanlığın en önemli sorunlarının başında iklim, çevre, kuraklık ve çölleşme sorunları gelmektedir. Topraklar verimsizleştikçe ve kuraklaştıkça, kendi içinde barındırdığı doğal kaynaklarda yok olmakta, doğal çeşitlilik azalmakta, yaban hayatı bitmekte ve doğa kirlenmektedir. İnsanlar, yaşamak için toprağın ve suyun değerini fark etmelidirler. İnsanlar, toprağı yok ettikçe aslında kendilerinin sonunu hazırladıklarının farkında değildirler. Toprak çölleştikçe, alarm zilleri bütün insanlık için çalmaktadır.

Çölleşmenin bütün dünyada arttığını göseteren bilimsel araştırmalar yayınlanmaktadır. Küresel ısınmanın en önemli sonuçlarından biri, küresel çölleşmedir. Mevsimler artık öngörülememekte, okyanuslar ve denizler musilaj ve asidifikasyonla kurumakta, buzullar erimektedir. Yeryüzünün birçok bölgesi, geri dönülmez bir şekilde çölleşme tehlikesi ile yüz yüzedir. Asya, Afrika ve Avrupa’nın bugünkü hallerinden eser kalmadığı çöl kıtalara dönüşme tehlikesi bulunmaktadır.

Çölleşme, hiçbir şekilde ihmal edilemeyecek bir felakettir. Kuraklığın, çölleşmenin ve sıcaklığın arttığı yerlerde hiçbir şey yeşermemektedir ve toprak, suyu kendisinde tutamamaktadır. Ormanların yok edilmesi, toprağın istismar ve iğfal edilmesi, toprağa yapılan yapay müdahaleler ve yüklenmeler, çölleşmeyi arttırmaktadır. Küresel çölleşmenin en önemli nedeni, insanın toprağı hor, cahilce, vahşice istismar ve iğfal etmesidir. İnsanın istismar ve iğfal ettiği topraklar, çölleşmekte ve çoraklaşmaktadır.

Tarım arazilerinin yok edilmesi, gıda ve su ihtiyacının karşılanmaması gibi nedenlerden dolayı ilerleyen yıllarda büyük nüfus hareketlerinin gerçekleşeceği öngörülmektedir. İnsanlar, çölleştirdikleri ve verimsizleştirdikleri topraklardan kaçarak hala verimli ve kullanılır topraklara göç edeceklerdir. İklim göçü denilen olgu, küresel çölleşmenin ve çoraklaşmanın bir sonucu olarak gerçekleşecektir.

Toprak; hayat, hürriyet ve selamettir. Toprağı hoyratça ve vahşice kullanmanın bedelini insanlık, topraksız ve hayatsız kalarak yok olma şeklinde ödeyecektir. Yeryüzü topraklarının verimsizleştiği, kuraklaştığı ve çölleştiği bir ortamda Aşık Veysel’in dünyasında hayatın kaynağı olan toprak bilincini yeniden kazanmalı ve toprakla uyumlu doğal bir yaşam tarzı oluşturmak için harekete geçmeliyiz. Sözü Veysel’e bırakalım: “Dost dost diye nicesine sarıldım/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Beyhude dolandım boşa yoruldum/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Nice güzellere bağlandım kaldım/ Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum/ Her türlü isteğim topraktan aldım/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Koyun verdi kuzu verdi süt verdi/ Yemek verdi ekmek verdi et verdi/ Kazma ile döğmeyince kıt verdi/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Âdem'den bu deme neslim getirdi/ Bana türlü türlü meyva yedirdi/ Her gün beni tepesinde götürdü/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Karnın yardım kazmayınan belinen/ Yüzün yırttım tırnağınan elinen/ Yine beni karşıladı gülünen/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ İşkence yaptıkça bana gülerdi/ Bunda yalan yoktur herkes de gördü/ Bir çekirdek verdim dört bostan verdi/ Benim sadık yârim kara topraktır/ Havaya bakarsam hava alırım/ Toprağa bakarsam dua alırım/ Topraktan ayrılsam nerde kalırım/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Dileğin varsa iste Allah'tan/ Almak için uzak gitme topraktan/ Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Hakikat ararsan açık bir nokta/ Allah kula yakın kul da Allah'a/ Hakkın gizli hazinesi toprakta/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Bütün kusurumuzu toprak gizliyor/ Merhem çalıp yaralarımı düzlüyor/ Kolun açmış yollarımı gözlüyor/ Benim sâdık yârim kara topraktır/ Her kim ki olursa bu sırra mazhar/ Dünyaya bırakır ölmez bir eser/ Gün gelir Veysel'i bağrına basar/ Benim sâdık yârim kara topraktır.”

 Kaynak: Milat Gazetesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR