Ey her anı bir ömre bedel olan zaman ülkesinin kadir taçlı gönül sultanı kalbimize, ruhumuza, aklımıza, bedenimize, evimize, hayatımıza, dünyamıza hoşgeldin, sefalar getirdin.
Emin ol ki gidişin bizi çok üzmüştü. Geride bayram sevinci bırakmamış olsaydın bizi hüzün deryasında boğulmaktan hiç kimse kurtarmayacaktı. Tam 11 aydır hasret ile dünyamızı yeniden teşrif etmenizi bekliyoruz.
Bugünlerde herşey seni hakkı ile ağırlamak, şanına yakışır bir şekilde uğurlamak için. Yedi iklim dört bucakta bulunan inanmış gönüller gelişini büyük bir sevinçle karşılıyor.
Çocuklarımız bir sen geldiğin zaman seviniyor, bir de kar yağdığı zaman; Teravih namazlarında camilerde bir o yana bir bu yana koşturmak ve neşe dolu sesleri ile cemaati coşturmak için dört gözle seni bekliyordu yavrularımız.
İçinde ibadet edecek rahmanın kullarını aziz tutmak için camileri daha temiz tutmuş mabet bekçileri. Kur’an bülbülleri aşkla şakımak için Gülistan’daki yerlerini aldılar. Camiler için bir zinet, anlayanlar için bir hikmet ve yaşayanlar için bir nimet olan mahyalar gözlere ve gönüllere huzur ve sürur saçıyor.
Sahurda çalan davullar, mübarek bir düğünden esaslı haberler veriyor. Çarşıdaki hareketin, pazardaki bereketin sebebi senin gönlümüzdeki muhabbetin.
Ey dünyevileşmenin yakıp kavurduğu, yüreklere hayat vermek için öteler ötesinden çağlayıp gelen esenlik, erdem ve fazilet ırmağı. Sen zahmet etmiş bizim için 11 aylık yoldan gelmişsin, yemin olsun ki ne pahasına olursa olsun bizde sana geleceğiz.
Kadirini bulabilecek miyiz bilemiyorum fakat hiç şüphen olmasın ki kadrini de kıymetini de bileceğiz. Andolsun ki her anını bir servet, bir devlet, bir saadet bileceğiz. İncir çekirdeğini bile doldurmayan boş beleş gündemlere seni kurban etmeyeceğiz. Andolsun ki zahmetini rahmet, mihnetini cana minnet bileceğiz. Kutlu emanetinin hafızı ve muhafızı olmak için gecemizi gündüzümüze katacağız. Hayat meydanında nefsin arzularına karşı oruç kalkanı ile cihat edeceğiz. Varlığımızda verdikçe infak etmenin sırlarına ereceğiz. Kitaba ve sünnete sadakatten asla ayrılmayacağız. Orucumuzu sadece belirli azalarımızla değil, tepeden tırnağa baştan ayağa aşk, azim ve şuurla tutacağız.
İşte o zaman bizi kimse tutamayacak. Kaynak. Yeni Söz Gazetesi
