Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Selvigül ŞAHİN


Ramazan geldi haydi eve gidelim

Yazarımız Selvigül ŞAHİN'İN 'YENİ' YAZISI...


“Haydi eve gidelim

Yaklaştı iftar vakti

Sofraların en şahi kurulacak birazdan

Çoluk çocuk kim varsa bekliyorken ezanı

Şukür bu olsa gerek.

Elhamdulillah Allah’ım.” Süleyman Çelik

 

Ramazan gelir…

Durulmuş zamanlardan akan, derin vadileri aşıp gelmiş, berrak kar suları ile köpük köpük arıtan nehirler gibi yürür yaşam damarlarımıza. Şimdi evlerimize yürüdü arıtmak için kutlu ay.

Yüreklerimizin katılaşmış hallerine, buza kesmiş demlerine, soğuktan yarılmış, kabuk bağlamış yaralarına ve dahi dermansız sancılarına doğru ılık, arıtan şifa duruluğunda bir ırmak boşalır gibi gelir Ramazan… Gamlı, yaslı günlerimize şifa akıtır gibi geldi. Ölüm soluyan zamanlara diriliş aşısını taşır gibi öylece nazenin aktı, incitmeden, dua gibi…

Ey yolcu Ramazan arıtmak, diriltmek, inşirahlara taşımak için gelir… Ramazan dumura uğramış nice sancılı, kirden ve kinden katmerleşmiş ağulu zamanlarımıza, ölüm sessizliği ve korkusu ile kasılmış bedenlerimize gelir. Senin de zamanların vardır. Günah zamanların, ihmal zamanların, hırs ve tamahkârlık giydirdiğin zamanların, ihtiras ve arzu zamanların vardır. Kinlerinin ve kirlerinin yüreğine bir muska gibi takıldığı zamanların vardır ey yolcu.

İnsansın sen, âdemsin. Yaratılmış, kul olarak her daim Rabbimin çağırdığı bir acizsin sen ey yolcu. İşte sana sunulan zamanların içinde mübarek vakitler gelmiştir. Kurtuluş zamanları vardır Ramazan’ın, salah eyleyen zamanları, diriliş zamanları, inşirah zamanları, sessiz ve derinden akan ırmaklar gibi seni arıtan zamanları vardır. Geceleri uzun secdelerde akıttığın gözyaşı ırmaklarına bırak o vakit tövbelerini. Sahur vakitlerinin tenhalıklarına, karanlığın içinden sana gülen ayın on dördünün muhteşem aydınlığına bırak duaların ey yolcu…

Baharın diriliş aşısı değince toprağa, ağaca, çiçeğe, lirik yağmurlar boşalınca toprağın bağrına, buğu buğu insanı silkeleyen bir koku yayılınca tabiata, seni yeniden dirilten Ramazan soluğuna bırakırsın kendini ey yolcu…

Mayıs çiçeklerinin tüm renklerini, tüm kokularını kuşanmış halde gelen mübarek zamanlar, oruçlunun dualarına, sancılarına şifa, kayıplarına derman gibi durmaksızın akar.

O halde nereye gidiyorsunuz?” (Tekvir; 26) diye seslenen ayetlerin sarsan yankısı yüreğine ayrı bir dokunuş bırakır. Soluksuz akan gündemler, aktüel haberlerle ölüm haberleri sarstığında, gün ağarırken, akşam inerken, mevsim dönerken insan yola revan olduğunda Ramazan gelir, mübarek vakitler gelir…

Bitmeyen sancıların, kangren olmuş yaraların, coğrafyanda ve ülkende tükenmez dertlerin olsa da, tüm dünya kavrulsa da küresel kabusa dönüşen salgınla kuşatır mübarek zamanlar sancılı zamanlarını. Yüreğine katman katman birikmiş yüklerinle gelirsin kapısına mübarek ayın, kabuk bağlayan nice yaran kanar ve sızlar, seni senden eder dertlerin ama yüreğine çerağ gibi akar mübarek ayın bereketi.

Kutlu bir işaret gibi ay belirdiğinde, Furkan’ın indiği zamanlardır bilirsin, anlarsın ki Kadir Gecesi gizlidir ve senin araman yollara revan olman gerekir ey yolcu… İş o zaman bilirsin ki yüreğine eşsiz zamanların Hızır soluğu dokunur, aziz ve mukaddes beldelerden dualar gelir, sırlar ayan olur, dertlere derman Ramazan şifa olur…

Ayrı düşmüş, dertlenmiş kalpleri secdelerde cem eyleyen, teravileri, sahurları ve dahi iftar sofralarının bereketindeki Ramazanı özlersin. Teselli ile evine, evinin tenhalarına konuk edersin mübarek ayı ve evini namazgah eylersin.

Gecenin en karanlığındasındır bilirsin ama ruhun en aydınlık zamanların şuur duraklarında medeniyetin dirilten soluğu ile bitimsiz sevinçlerin durağına taşınır. Ruhlar bir şölene hazırlanır gibi gecenin karanlığında bir bir yanan evlerin kandilleriyle akarlar sahur sofralarına.

Ramazan gelir, zaman bereketlenir, sabah, kuşluk, öğle, ikindi, akşam, yatsı vakitleri mübarek arıtan vakitler olarak seni âb-ı hayat suyuyla arındırıp, eğiterek kâmil duraklara taşır. Acılar olsa da bu akış değişmez, ölümler aksa da durmaksızın ekranlardan mübarek gündem değişmez.

İnsanlığın tükenmiş zamanlarına akmak, inanmışların ruhuna şifa için, salah için, bereket soluğunu durmaksızın akıtır, vaktini şaşırmaz oruç.

Ölümsüzlükten bir cüz gibi, arıtan ruhu yüceleştiren, maddiyatın, nefsani arzuların, maişetin sarsan arzulu zamanlarında ruhsal yüceliğe, salt insan olmanın erdemli ve soylu zamanlarına taşır inanmışları.

Ramazan adeta insanlığa sunulmuş bir ruh şöleni gibi kuşatır, sarar, onarır, eğitir durmaksızın. Akan kana, dinmeyen sancılara, bölünmüş ümmete, pare pare olmuş vatanlara iner Ramazan.

Şimdi ahir zaman vebası gibi kuşatan salgının kavurduğu yaktığı yaralı yüreklerine, gamlı gönüllerine iner Ramazan. Biliriz ki ümmet yaralı zamanlarını sarmak için bekler Ramazan’ı. Kutlu ayın şahitliği vardır sonra.

Coğrafya kader midir, keder midir bilinmez ama zor zamanlarda vahdet gerekir, zor zamanlarda dua gerekir, zor zamanlarda inşirah gerekir ey yolcu. Zor zamanlar her daim kuşatır ümmet coğrafyasını Ramazan şifa iklimiyle…

Merhamet sahibi yüce Rabbim gönderir bereketli onaran diriliş zamanlarını. Ramazan topyekûn birikmiş acılarımızın üzerine doğru akan bir şefkat ırmağı gibi derman olup akar durmaksızın.

Kudüs’ün Miraç zamanlarına inen Ramazan vakitleri kutlu beldeyi bayram sevincine taşır, dirilişin her dem coşkulu, ilham veren, aydınlık eyleyen zamanlarına taşır.

Ramazan. Hızır soluğu değmiş yağmurların ıslattığı müminler, camilerde cem olurlardı o zamanlar gelir aklına o zaman cem olmayı özlersin. Akşam inince, minarelerden ezanlar şehirlerin üzerine akınca cennet yankısında, yemeden içmeden kesilmiş ruhunu inşa eden meleklerin hasletlerine özenen insanın ruhuna doğru akar Ramazan vakitleri.

Oruç diriltir sonra, çökmüş medeniyetleri diriltir yeniden… Tıpkı ateşler içinde kalmış Şam, Bağdat, Kudüs, Gazze’yi dirilttiği gibi İstanbul’u diriltir, Gaziantep’i, Diyarbakır’ı ve dâhi Edirne’yi diriltir...

İftar vakti, susuzluktan çatlamış dudaklarını abıhayat ırmağına uzanır gibi, tüm susuzluğuyla uzanıp kana kana iç rahmet ırmağından…

Kur’an yolculuğu başlar o vakit ki; yolculukların en hayırlısıdır. Gecelerin içinde saklı bir gece vardır bin yıldan daha hayırlı eşsiz bir gece. O geceyi aramayı unutma ey yolcu. Olur ki rastlarsın, olur ki bir anın değer o gecenin tılsımlı kanatlarına. Ve an gelir ırmak olup akmış gözyaşın gecenin mübarek zamanlarına akar da dualarına şifatap zamanlar değer.

Kur’an okursun ey yolcu… Mübarek zamanların bir hediyesi gibi Efendimizin yüreğine dökülen ayetlere tutunarak okursun tek tek, yanarsın, akarsın durmaksızın gecelerin, seherlerin arındıran zamanlarına.

Ramazan mübarek ve kutlu olsun. Arınma ve yeniden diriliş olsun. Yeniden muhasebe, yeniden başlangıçlara vesile olsun…

Kaynak: Milat Gazetesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR