Hac ve umre Âdem peygamberle başlayan bir ibadet ve eylemdir. Bireysel olmakla beraber küresel sonuçları olan bir eylemdir. Bu eylemin tavaf, say, vakfe, kurban ve traş olmak gibi uygulamaları vardır. İştehac ve umrenin zorunlu, olmazsa olmaz uygulamalarından biride ihramdır. Hac ve umre sembollerle oluşan daha çok görseller eşliğinde insanlığa/Müslümanlara mesaj sunan bir ibadet ve davranışlar bütünüdür. İhram bir semboldür ve içerisinde felsefi, ahlaki, sosyal ve hukuki bir dünya barındıran semboldür.
Hac ve Umre niyetiyle, beyaz renkli ve kefene benzeyen; çobandan cumhurbaşkanına, işçiden işverenine, yoksuldan zenginine, erinden generaline kadar; kadın ve erkek herkesin (kadınların doğal elbiseleri) giymek/bürünmek zorunda oldukları iki parça örtüye ihram denilir. İhram giysisi üzerinde rütbe bulunmaz. Flama, figür ve bayrak işaretleri de yer almaz. Hiçbir kimsenin ne fakirliği, ne zenginliği, ne soyu, ne ırkı bilinmez.
Marks Hac ibadetinin/eyleminin unsurlarından olan İhram giymenin sosyo-psikolojik boyutunun farkında olsa Diyalektiği yazmazdı.
Huntigton ihramın insanlığın kardeşlik tesisindeki rolünü bilseydi medeniyetler çatışması isimli kitabını kaleme almazdı.
Güney Afrika İhramın niteliğini anlasaydı Land Act yasasını, ilk siyah - beyaz ayrımcılığını, siyahların yaşam alanları belirleyerek uygulamaya geçiren yasayı ?apartheid? dayatmazdı.
Yahudiler, ihrama iman etselerdi, Tanrı tarafından koşulsuz olarak seçilmiş üstün ırk olduklarını Siyonizm´e dönüştürmezlerdi. İsrail Parlamentosu (Knesset), tartışmalara neden olan ?Yahudi ulus devlet´ yasasını kabul etmezdi.
?Bir Alman dünyaya bedel? demezdi Almanlar; ?Bir Türk dünyaya bedel? demezdi Kemalistler; ihramın kuşatıcılığını bilselerdi.
Irkçı Kürtler ihramın yüceltici/erdem rolünün farkına varsalardı, Aryen/ari ırk olmaya yeltenmezlerdi.
İşverenler ihramı anlasalardı işçilerine alın terleri kurumadan hak ettikleri ücreti verirlerdi.
Yönetenler ihram giymeyi bilselerdi, yönetilenlere köle muamelesi yapmazlardı.
Müslüman olduğunu söyleyen zenginler ihramın şerefini bilselerdi, fakirlere karşı servette onur aramazlardı.
Ahrete iman ettiğini söylediği halde; diploma ve kariyeri ebedi makam zannedenler, ihramın sunduğu cennet makamlarının bilincinde olsalardı, kariyerlerinin putsallığına tapınmazlardı.
İhram ahlak, eşitlik ve adalet sunma adına hiçbir felsefe ve beşeri din/ideolojilerde olmayan bir mesaj ve görsellik sunar; insanlığa. Bu yalnızca İslam´a ait ahlaki, insani sosyo-psikolojik bir yasadır. Başka din ve inanç/felsefelerde bunu görmek mümkün değildir.
Protokolü olmayan bir ibadettir umre ve hac. Kâbe´ye gelenlerin bir önceliği yoktur. Kim önce gelirse Hacer-ül Esved´e gelir biat´ini yeniler ve oturur. Kimse kimseyi yerinden kaldıramazorada. Kendine, efendisine, şeyhine, kaymakamına, valisine, bakanına ve cumhurbaşkanına yer isteyemez. Protokol yapamaz. Bir başkasına yer vermesini isteyemez. İşte ihram bunu engeller. Zaten bu Kâbe´nin kurallarına aykırıdır. İhram tüm benlikleri/bencillikleri ve şöhret tutkularını sıfır rakamıyla çarpar. Ve herkesi eşit ve kardeş kılar.
İhram bu bilinci yükler Kâbe´ye misafir olana. Üstünlüğün ne meşrepte ne meslekte olduğunu; üstünlüğün ancak insanlıkta yani takva da olduğunu söyler; ihram.
Protokolü olmayan bir eylemdir; hac.
