Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Sait ALİOĞLU


PKK İle Demirtaş/HDP Arasındaki Gerilim Neye İşaret Ediyor?

Sait Alioğlu'nun "yeni" yazısı...


Toplumsal hak taleplerinde haklı ya da haksız olsunlar, “alınması gerektiği”ne inanılan hakka yönelik mücadele eden siyasi yapıları iki ana grupta değerlendirebiliriz…

Bunlar; İlk grup olarak; toplumsal talepleri, yürürlükteki mevcut yasalara ve anlayışlara kısmen ters düştüğü halde, mevcudu zorlama yoluyla kendi tabanına ve toplumun geri kalanına alan açmaya çalışan yapılar.

Bu yapılara, hiçbir ideolojik angajmanı öne çıkarılmadan değerlendirilecek olan tüm siyasi partiler apaçık bir şekilde örnek verilebilir/verilmelidir.

İkinci grup ise, hiçbir meşruiyet zemini olmadığı halde, silahlı mücadeleyi kendine bir hak olarak tanıyan ve onu yine “kendi gerçekliği içerisinde” değerlendiren yasa dışı silahlı/terör yapıları.

Konumuz açısından belirtirsek, ilk gruba HDP, ikinci gruba ise PKK girer.

PKK bildiğiniz, kendi ezberini ideolojik okuma yöntemiyle oluşturan ve bunu hiç bozmadan sürdüren “sözde” dünyanın gelmiş olduğu noktayı anladığını belirten, onun gereklerini uygulamaya çalışan bir yapı olduğunu çoğu kez de hal diliyle, bazende kal diliyle anlamaya çalışmaktadır.

Ama gerçek öyle mi?

Tabii ki de hayır!

O, durum ne olursa olsun, adeta II. Abdülhamid’in devr-i istibdadında devrin değişen şartları ve sayıları artan yeni gazeteler karşısında tutunamayan, on dokuzuncu sayısından sonra gazetesini kapatmak zorunda kalan Basiretçi Ali Efendi rolünü sürdürüp duruyor.

Tek bir farkla, Ali Efendi postu daha fazla deldirmeden kendi uzlet köşesine çekilmişti. PKK ise eski ve köhnemiş ideolojik okumalarına berdevam diyor.

Tabii ki, PKK bu ideolojik okumalarını sürdürürken, yeri geldiğinde kendi lehine de yarayan kararların alındığı dünya ve bölge konjonktüründen de yararlanabiliyor.

Özellikle, On Beş Temmuz sonrası TSK’nın alabildiğine hareket ve manevra alanı kazanıp kendisini dağda köşeye sıkıştırmasına karşılık olarak, Suriye’de ABD’nin de yardımıyla geniş bir alana hükmetmekte ve icrayı faaliyette bulunmaktadır.

Diğer gruptaki yapılar ise, HDP ile onun selefi olan ve gerek toplum açısından ve gerekse de devlet ve kendi tabanı açısından PKK ile ontolojik bağının bulunduğu apaçık ortada olan siyasi yapılar.

Gerek parti ve gerekse de şahıslar bazında istisnası olmakla birlikte, HDP öncesi partilerin kahir ekseriyeti, yapmış oldukları siyasetin bir amacının meşru yollara tevessül edilerek Kürt sorununun çözümü iken, PKK ile kendi aralarında bulunan ilişkiyi bir türlü kesmemişlerdi.

Bu durumun açıklanabilir tarafları da vardı. Bunlardan biri, Türk ulusalcı reflekslerle Kürt halkının meclis çatısı altında temsil etmesini istemeyen ulusalcı/milliyetçi çoğunluğun yeri geldiğinde devletin imkanlarını da kullanmasıyla alakalıydı.

Bu durumun, son dönemde PKK’nin aruzunun hilafına görüş belirten ve şu an Edirne Cezaevi’nde bulunan bir önceki HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutumunu anlamadığı gibi, farkında olmadan PKK’nin ekmeğine yağ sürmektedir.

PKK, şiddeti artarak devam eden yurt içinde ve yurt dışında yapmaya çalıştığı askeri operasyonlarla köşeye sıkıştığında, yine eski mesleğini eline alıp saldırılar düzenlemeye çalışmaktadır.

En son Mersin’de emniyet birimlerine karşı yapılan silahlı terör saldırısı, belki birçok çevreden geçerli onay almış olabilir, ama uzun bir zamandır silahlara veda” noktasına gelen Demirtaş ve HDP’nin tepkisini çekmişti.

Demirtaş, tutuklu olmasına rağmen, gerek iktidara ve gerekse de partisine “kullanılışlı” aparat olarak bakan, ama yine ulusalcı reflekslerle araya mesafe koymayı da ihmal etmeyen “Millet İttifakı”nı oluşturan partilerle uğraştığı gibi, bir de PKK ile uğramaktadır.

Daha doğrusu PKK Demirtaş ile uğraşmaktadır. Kürt siyasetinin meclis ayağı, yani HDP makul ve anlaşılır ve toplumun tüm katmanlarında karşılık bulmasını istediği halde, bu siyasetin Kandil ayağı ise, en yetkili ağızlardan, onu “ukala olmaktan” tutunda literatüre geçecek oranda onu siyasi münafıklıkla ve sinmişlikle alenen tahkir etme yoluna giderek, onu etkisiz eleman konumunda görmek istediğini belirtiyor.

Bir ara bir siyasi şahıs, PKK’yi ovaya inip meşru zeminlerde siyaset yapmaya davet etmişti.

Bununla birlikte yasal zeminlerde siyaset yapan HDP, epey zamandır doğuda olduğu kadarıyla, büyük oranda metropollerde yaşamaya başlayan geniş ve aynı zamanda, dilin değişmesi sonucunda sistem içi istekleri oluşan ve bunları talep ettiği oranda da giderek kentli bir profile sahip olan Kürt kitle, zannedildiğinin aksine giderek PKK ile arasına mesafe koymakta ve yüzünü meşru siyasete döndürmektedir.

Bu durum, eğer bir yerden tıkanmazsa, Kürt kitlenin bölgede ve metropollerde giderek PKK ile arasına, eskiden olmadığı oranda epey mesafe koymasını sağlayacaktır.

Epey zamandır meşru siyaset yapmanın tadına varan, yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde kilit parti konumuna erişen ve dolayısıyla var olan birçok dengenin değişmesini tetikleyebilecek bir HDP’nin, bunları tersyüz ederek tekrardan PKK’ye yönelmesi mümkün görülmemektedir.

Bununla birlikte PKK’nin, şu ya da bu oranda gücü eline geçiren ve kendine bir hakimiyet alanı oluşturup kendini meşru görmeye alışkın, ama değişen konjonktüre yenileceği mukadder olan tüm siyasi yapıların(devlet ve parti) yaptığı üzere elinde bulundurduğu silahı bırakmamaktadır.

Bu durum aslında meşruiyet yitimi olarak okunmayı hak ediyor. Buna karşın, Demirtaş’ın, salt bir parti eş genel başkanlığı konumunu aşarak artık “vazgeçilmez” siyasi bir lider olarak tebarüz etmesi onu ve partisini fazladan kilit parti konumuna yükseltmektedir.

Bu da PKK’yi kızdırmakta, öfkelendirmekte ve Demirtaş üzerinden Kandil’i giderek iplemeyecek olan partili güce karşı “ukala ve siyasi münafık” yaftalarını vurmasına sebep olmakta ve kendi zeminini giderek kaybetmesine ve Kürt gerçekliği açısından inisiyatifin meşru siyaset yürütmeye çalışan partiden ve onun liderinden/olası liderlerinden olacağını göstermektedir.

 

Kaynak: farklı bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR