Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


İsmail Hakkı Güleç


PEYGAMBERLER VE TEVHİT MÜCADELESİ

İsmail Hakkı Güleç'in yeni yazısı


 

         Tarih boyunca tevhit şirk mücadelesi hiç bitmemiş, bundan sonrada bitmeyecektir.

         Tevhidi mücadele, hak, hukuk, adalet üzerine inşa edilmiştir.

         Bu büyük mücadele tevhid’in öncüsü Peygamberler ile küfrün, şirkin, zulmün temsilcisi olan kâfir, zalim, müşrik önderler arasında vuku bulmuştur.

         Bu mücadele hak ile batıl, tevhit ile şirk, iman ile küfür mücadelesi. Tevhit hakkı, şirk ise batılı temsil eder.

         Tevhit vahdeti, birliği, tekliği ifade eder, şirk ise kesreti, çokluğu ifade eder.

         Tevhitle, şirk hiçbir yerde uzlaşmaz, anlaşmazlar. Tevhid Allah'ın vahdaniyeti esasına dayanır. Allah’tan başka yaratıcı, rızık verici, öldüren, dirilten, yaşatan, düzenleyen, kural ve kanun koyan başka bir güç ve otorite yoktur.

         Şirk çokluğu, kesreti, dağınıklığı ifade eder. Şirkte Allah kabul edilmekle beraber onun bazı yetkileri gasp edilerek bir başkasına verilir, ya da sevgide şirk, itaatte şirk, korkuda şirk gibi. Bu ve benzeri konularda yegâne yetki Allah'a aitken şirkte ya bir puta, ya bir kişiye, ya da bir insana tevdi edilir.

         Allah'ın yetkilerini gasp eden müşrikler ve oluşturdukları beşeri sistemler insanları ve insanlığı sürekli köleleştirmekte, ezmekte, onların her türlü emeğini, hakkını gasp etmektedirler.

         Şirkin elebaşı olan zalim diktatörler yönettikleri halkları sürekli olarak tevhidi hakikatlerden bi haber, habersiz bırakmakta, cahil bırakarak sömürmektedirler.

         Şirk zulmü karanlığı ifade eder. Allah’ın hakkını gasptır, ihlaldir. Allah (cc) buna müsaade etmez. Ve ilhakı, gaspı Allah (cc) asla affetmez.

         Bütün tevhidin elçileri, davetçileri şirk içinde yüzen, yaşayan, boğulan kitleleri ve onların liderlerini bir olan Allah'a imana teslim olmaya, tabi olmaya davet etmişlerdir.

 “Andolsun ki biz her ümmete, “Allah’a kulluk edin, sahte tanrılardan (tağut) uzak durun” diyen bir elçi gönderdik. Onlardan kimini Allah doğru yola iletti, kimileri de saptırılmayı hak ettiler. Yeryüzünü dolaşın da hak dini yalanlayanların akıbetinin ne olduğunu görün.” (Nahl-36)

         Şirk; Allah'ın özellikle yönetme, kanun koyma, hayat tarzı belirleme yetkisine bir saldırıdır. Bu ve diğer konularda Allah (cc) asla ortak kabul etmez.

         O hem mülkünde tektir, hem de hükmünde. Hüküm ancak Allah'ındır! Onun hükmüne aykırı veya onun yerine geçecek bir hükmü kimse koyamaz, buna yeltenemez asla.

         Allah'a alan tahsis edemeyiz mülk onundur. Hâkimiyet sadece ona aittir. Göklerin ve yerin hâkimi O dur. Ondan başka İlah yoktur.

         Allah (cc) için sevmek ibadet haşa Allah gibi sevmek şirktir. Bizler Allah'tan korkar gibi, Allah'tan umar gibi, bekler gibi hiç kimseden ne korkarız, ne umarız ne de bekleriz.

         Allah'la beraber başka bir ilaha sakın sarılma. O sahte ilahlara meyletme.

         Bizler bu ülkede dini imanın altı şartı. İslam'ın beş şartı ya da otuz iki farz, elli dört farz gibi ilmihali bir takım bilgilere sahiptik. Daha sonra bir kısım arkadaşla tanıştık onlar İslam’ı, tevhidi bir hayat tarzı, nizamı olarak ele alıyorlardı. Bizde onların davetine icabet ettik ve tevhidi bir uyanış süreci başlattık.

         Tevhidin hakikatini öğrendik bizde birer muvahhit olarak bu yola baş koyduk.

         Şirk bir değirmen gibi insanları, fikirleri, inanç ve düşünceleri eritir yok eder. Hakka, hakikate asla tahammül etmez, daha küçükken onu yok etmek ister, ona savaş açar.

         Günümüz müşrikleri de atalarından pek farklı değiller. Bunlar da tevhit ehline karşı çok gaddar, çok acımasızlar. Çok korkaklar. Küçük çocukların Kur’an okumalarından ya da başlarını örtmelerinden bile korkarlar.

         Put kıran İbrahim (as) bu tevhit mücadelesinin önderlerinden biridir. O içinde doğup büyüdüğü toplumu bir olan Allah'a iman etmeye, ondan başka itaat edip, kulluk ettikleri tüm azgın tağutları ve putları reddetmelerini söyledi. Onun bu davetine karşı büyük bir tepki gösterdiler.

         “Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse hakkında bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.” (Nisa-48)

         Tevhit mücadelesi sabır, metanet ve büyük bir iman ister. Bedel ödemek ister. Can ister, mal ister, kan ister. Bu mücadele sadece sözlü bir davet mücadelesi değildir.

         Tevhit mücadelesi bir hayat nizamını inşa etmeyi gerektirir. Bundan önceki tüm tevhit davetçileri bunu böyle yaptılar. Gerek gece, gerek gündüz, gerek açık gerek gizli sürekli bir davet.

         Hiç kimse ona inanmasa da o davetine devam etmeli, sağa sola bakmamalı onların hidayet bulup hakikate kavuşmaları için biteviye bir davet yapmalıdır. O davetten sorumludur, usulüne, üslubuna dikkat ederek davetini sürdürmeli, sonuç ise tamamıyla Allah'a aittir. Davetçi karşısındakinin hidayetinden değil davetinden mesuldür.

         Tevhit mücadelesi önce davetle başlar, sonra inananların eğitimi, kadrolaşma, hicret, devlet aşamaları gibi aşamaları vardır.

         Tüm Peygamberler içinde bulundukları toplumu la ilahe illallah demeye davet etmişlerdir. Yani Allah’tan başkalarına meyletmeyin, itaat etmeyin, boyun eğmeyin, tedeyyün ve tebeyyün etmeyin. Sadece Allah’a göre bir yaşam, teslimiyet, tabiiyet.

         Bu bir inkılaptır, değişim, dönüşümdür. Halden hale geçmektir. Hayatını, zihnini, bakış açısını değiştirmek. Önce yürek fethi, kalp inkılabı, zihinsel bir devrim…

         Bura da asıl maksat insanları şirk bataklığından kurtarmak, çekip çıkarmak, tevhidin aydınlığına çıkarmak. Yani onların hidayetine vesile olmak…

         Bu noktada tevhit önderlerinden birisi de Nuh (as)'dır. 1300 Yıllık ömrünün 950 yılını davetle, tevhit mücadelesi ile geçirmiş, takriben seksen bir kişi iman etmişti.

         Bu mücadelenin önderlerinden biriside Hz. Muhammet (as)'dır. O (as) on üç yıl Mekke de, on yıl Medine de olmak üzere insanları bir olan Allah'a iman etmeye, ona hiçbir şeyi eş, ortak koşmamaya yalnız ona güvenip dayanmaya davet etmişti. Selam ve dua ile

        

 

 

 

 

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR