Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Halil ÇİFTÇİ


Nelere Kadirsin İstanbul?

Yazarımız Halil Çiftçİ´nin ´yeni´ yazısı...


İki kıtayı bir arada tutan, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış eşsiz şehir İstanbul. Adına birçok şiir ve kitabın yazıldığı nostalji beldesi. Anadolu´nun Avrupa´ya açılan kapısı olması ve paha biçilmez boğaz manzarasının varlığı bu kenti biraz daha cazip kılıyor. Filmlerin ve dizilerin otantik mekan arayışları içinde yegane yerlerden biri her zaman için. Bu yönüyle şehrin sahibi Anadolu´nun sahibi, Anadolu´nun sahibi de Avrupa´nın ve Asya´nın hakimi olmaya muktedir olmuş çağlar boyu.


Muktedir olma bir şekilde yönetimi elinde bulundurmaya zorunlu kılar. 31 Mart seçimleri ile muktedir olma kavgasının ortasında kalan İstanbul belirsizliklerin kapısını araladı. Seçimlerin YSK tarafından tekrar edilmesi kararı ile beraber yoğun bir seçim çalışmasına girişildi. İki büyük ittifakın adaylarının yarıştığı belediye başkanlığında son düzlüklere doğru ilerlemekteyiz. Millet ittifakının adayının 19 gün gibi kısa süre içinde giriştiği çabalardan bazıları halkta olumlu etkiler bıraktığını yapılan anket çalışmalarında görmekteyiz. Bunlar içinde ulaşım ücretlerinde indirimler ve içme suyunda yapılan fiyat düzenlemesi gibi çalışmalar İstanbul halkının teveccühüne mazhar olduğunu anket sonuçlarından anlamaktayız. Özellikle ekonomik daralmanın yaşandığı bu günlerde ailelerin sırtındaki yükü bir nebze azaltmış olmasının Ekrem İmamoğlu lehine dönüşlerin yaşanabileceğini bize göstermektedir. Aslında İmamoğlu´nun kısa süreli belediye başkanlığında kendi adına yapılan birçok menfi durum Ak parti eliyle gerçekleştirildi. Bazı örnekler verecek olursak; Öğrenci ulaşım kartlarında yapılmak istenen 50 TL´lik fiyat ayarlamasına Ak partili meclis üyeleri reddedip 40 TL yapmak istemeleri halk nazarında şu fikri düşünceye insanları sevk etti ?mademki yapabiliyordunuz neredeyse 18 senelik bir belediye yönetimine sahip olduğunuzda neden yapmadınız? sorusunu akıllara getirmiş bu gayri ahlaki durum halkın nezdinde Ekrem İmamoğlu lehine dönüşlerin artmasına sebep olmuş, diğer bir hadise ise belediye veri tabanın kopyalanmak istenmesidir. Peki veri tabanı neyi ifade ediyor; özetle geriye dönük belediyede yapılmış ve yapılacak tüm ihale ve işlemlerin ortaya çıkarılarak teker teker incelenmesi anlamına gelmektedir. İmamoğlu bu bilgiler sayesinde geriye dönük usulsüzlükleri ortaya koyacağı endişesi ile bir takım siyasi erkler tarafından bu bilgilere erişim Danıştay tarafından durduruldu. Bu da İstanbul halkında acaba bu kadar büyük bir yolsuzluğun varlığı yargı eliyle durdurularak örtbas mı edilmek isteniyor sorusunu akıllara getiriyor. Türkiye Ak parti ile eski Türkiye´yi geri de bırakma trendini yakalamaya çalıştı. Birçok tarihi proje ve kalkınma hamlesi milletin hizmetine sunuldu. Ak parti her daim böyle hatırlandı ve tarihte de böyle hatırlanmaya devam edebilir. Fakat bazı iş bilmez siyasilerin, dalkavukların varlığı bütün bu birikimi bir anda yok etmek için kasıtlı bir çaba içine giriyor. Bu durum kendi eliyle ayağına sıkma hadisesin den başka bir şey değil. Tarih aslında tekerrür ediyor. Neredeyse 4 döneme varan bir iktidarın varlığı kökleşmiş ve çıkarcı çevrelerin bir şekilde birikmesine sebep olmuş?

İstanbul´un bu haliyle çıkar gruplarının yegâne adresi olması, sahip olduğu eşsiz özellikleri varlığı ile orantılıdır. Öyle ki bu kentin her bir karışı büyük bir servete karşılık gelmekte. Bunun sonucunda imar rantı ve savaşlarına sahne olmakta. Buranın kaybedilmesi temel rant kaynaklarının kaybolmasına kapı aralayacak. İlçe belediyelerinin belli başlı imar düzenlemelerinde İstanbul büyükşehir belediyesinden onay alma zorunluluğu da İstanbul´un kadrini biraz daha kıymetli kılıyor. Belediye bünyesindeki birçok işletme ve iştirakların yıllık kazançları partilerin bu kenti ele geçirmedeki iştahlarını biraz daha kabartmaktadır. İstanbul´a iller bankasından aktarılan yıllık paranın birçok bakanlıktan fazla olduğu gerçeğinden hareketle bu kente başkan olan bir nevi bakanlık bürokrasisi gibi bir teşkilatın da yöneticisi olmaktadır.

Seçim yarışında Cumhur İttifakının iki ana destekçisi olan MHP ve Ak Parti yenilenmesi kararlaştırılan bu seçimle beraber seçim stratejisinde U dönüşü yaşadı. İlk büyük olay yıllardır İmralı´da tutulan PKK kurucusu olan Abdullah Öcalan´ın avukatları ile uzun (8 yıl) bir aradan sonra görüşmesi oldu. Bu olay aslında İstanbul´da desteğini çeken Kürt seçmene bir cevap mıydı bilinmez ama İstanbul seçimlerinin birçok siyasi manevraya kadir olduğunu bizlere göstermektedir. Yine Cumhur ittifakı Anadolu´ya açılarak hemşericilik ile İstanbul´daki insanların oyuna talip olmaya çalışması da önemli bir adımdı. Çünkü İstanbul Anadolu´nun küçük bir mozaiği, Bu çalışmaların yapılması ile kararsızların ve sandığa gitmeyenlerin bir şekilde cumhur ittifakı etrafında buluşması hedeflenmektedir. Hedefler ortada dururken bu hassas dönemde yapılan her hareket ve söylev halk nazarında özellikle %20 civarında kararsız seçmeni etkilemektedir. Bir dönem Recep Tayyip Erdoğan´a yapılan siyasi engellemelerin hepsi Ekrem İmamoğlu´na yapılmak isteniyor. ?İmamoğlu proje adamdır? ifadesi de bir dönem Erdoğan için söylenmişti. Yine belediye başkanlığının elinden alınması gibi hadiselerde İmamoğlu´nun popülaritesini mağduriyet üzerinden arttırmaktadır. En son yapılan VIP krizi de aslında birileri projeyi devlet eliyle mi yürütüyor sorusunu akıllara getiriyor. Şu anda mağduriyet edebiyatı ile beraber İmamoğlu rüzgârı arkasına almış durumda. Bu rüzgârın getirisi en son alınan TV´de karşılıklı münazara yapma planı ile suya düşer mi ya da her iki ittifakın adayı açısından neler getirecek bunu da seçim sonuçları ile müşahede edeceğiz.

Anadolu´nun kaderi aslında İstanbul´daki bu seçim sonucu ile belli olacak burada ipi göğüsleyen parti veya partiler kendi vitrinleri için 5 yıllık bir yönetimi 82 milyona göstermiş olacak. Bu yönüyle yapılacak her türlü siyasi manevra lehte veya aleyhte olabilir. Ama şurası bir gerçek ki mağduriyetin yarattığı atmosfer her şeyden üstün bir getiri sağlamaktadır. Televizyon kanallarındaki kirli bilgi akışı, asparagas haberler, yalan dolan ithamlar ve en son olarak sosyal medyada girişilen linç girişimleri halk nazarında tercihlerin mağdurdan yana kaymasına kapı aralayacak. Onun için her şeyi, akışına bırakmak ittifaklar açısından oy kaybını önleyebilir. Nihayetinde yapılacak her türlü gayri ahlaki hamle İstanbul seçimleri ile beraber bir liderin doğuşuna kapı aralayabilir. Bunun en son örneğini Şimdiki Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan´ın siyasi serüvenindeki kariyer basamaklarında görmekteyiz?

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR