Tıpkı hiç bitmeyecek bir ömür gibi bize ‘'merhaba'' diyen 11 ayın sultanı Ramazan-ı Şerif sanki hiç gelmemiş gibi göz açıp yummadan ‘'elveda''deyip gitti.
Gelişiyle bize nice güzellikler getiren Ramazan-ı Şerif giderken de bize nice kıymetli hatıralar ve hediyeler bırakarak aramızdan ayrıldı.
Bendeniz Ramazan ayını şu iki başlıkta mütalaa edip, bu tasnif üzerinden yazımıza başlık olan suale cevap aramaya gayret göstereceğim.
1-RAMAZAN'LA GELENLER
‘Hani eli boş gidilmez gidilen yere' şeklinde muhteşem bir usulümüz var ya bizim; ramazan ayı bu usulün tam manasıyla hakkını vererek her yıl bize muhteşem hediyelerle elleri dolu dolu gelir...
Bu hediyeler takvaya ulaştıran oruçtur.
Bütün kitapları onu hakkıyla anlamak için okuduğumuz kerim kitabımız Kur'an'dır.
Rabbi'nin sözünü tutmak gayesiyle kendini tutanlara açılan reyyandır.
Zincire vurulan şeytan, mümine açılan meydandır.
Sabrın besmelesi sahur, selameti iftardır. Dede ile torunun, kaynana ile gelinin içinde buluştuğu ve coştuğu teravihtir.
Fakirle zengin arasına gönül köprüleri kuran fitre ve zekattır. Ramazan deryasında oruç gemisiyle zamanın kadrini bulma arayışıdır.
Rahmettir, mağfirettir, cehennemden azat olmaktır.
Ve nihayet Rabbini bilen kendine gelen, zamanın kadrini bulan, Kur'an'la hemhal olan, Rahmana el açarak affedilmek için huzura gelen bahtiyarlar için Ramazan'ın son hediyesi sonsuz esenlik yurdu olan cennet ve nimetlerinden haberler veren bayramdır.
Ramazan'la gelenler bunlar, bunların ne kadar farkına varabildik? Kadir ve kıymetini ne kadar bilebildik? Bu suallerin cevapları o mübarek ayı nasıl idrak ettiğimiz sorusuna verdiğimiz cevapta saklı.
2-RAZMAZAN'DAN KALANLAR
Şimdi vakit ramazan ayında yapabildiklerimizle övünme, yapamadıklarımıza dövünme vakti değil. Elbette, bu muhteşem ve muhterem ayda yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı esaslı bir muhasebe ve murakabe süzgeçlerinden geçirerek, yapmamız gereken en önemli şey olan kulluk performansımızı ciddi bir şekilde değerlendirmeye tabi tutacağız.
Bütün bunlarla birlikte bugünlerde yapmamız gereken mühim bir şey var.
O da şu; Ramazan'dan kalanlara dikkat etmek,sahip çıkmak,korumak .
O halde nedir Ramazan'dan Kalan?
Ramazan'dan kalan; tuttuğumuz oruçların mana ve hikmetlerine tutunarak hareket edip, evimize ,dilimize, belimize, halimize, yolumuza, nefsimize ve neslimize sahip olmaktır.
Ramazan'dan kalan oruç ibadetinin insana kazandırdığı sabır, sebat, tevazu, aczinin ve fakrının farkında olma, içinde bulunduğu nimetler deryasının idrakinde olma gibi erdem ve melekeleri kaybetmeden onların hayatımızı güzelleştirmesini sürdürmektir.
Ramazan'dan kalan gece kaim, gündüz saim olabilme cehdini her daim devam ettirebilme şuurudur.
Ramazan'dan kalan; her gece sahurdan sehere gerçekleştirdiğimiz seferdir. Bize düşen son nefesimizin sonsuz mutluluğa attığımız adım olduğunu görünceye kadar bu yürüyüşü Bırakmamak. Yani kutlu zafere erişinceye kadar sefer halinde bir nefer olmayı sürdürmektir.
Ramazan'dan kalan; indiği geceyi gecelerin, indiği ayı ayların, indiği peygamberi peygamberlerin ,indiği ümmeti ümmetlerin hayırlısı kılan Kerim kitabımızla hem hal olup, hafızların kıraatine mukabele ettiğimiz gibi ahkamıyla da muamele etmek tevhid ve adaleti ayakta tutmak için şirk ve zulümle mücahede ve mücadele etmektir.
Ramazan'dan kalan;fakire yaklaşmanın, yoksulla kucaklaşmanın ,miskinle kaynaşmanın hasılı kelam elimizde olanları ellerinde olmayanlarla paylaşmanın, kalbimizde, gönlümüzde ve ruhumuzda estirdiği iyilik, mutluluk ve esenlik rüzgarlarıdır.
Ramazan'dan kalan; aile boyu, bir ay boyu Ramazan'da işlediğimiz salih amelleri bir ömür boyu devam ettirebilmek, bu yolda müstakim kalabilmektir.
Ramazan'dan kalanların bayramla gelenlerle birleşerek, bizi 2 cihada aziz kılmasının duasıyla...
