Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Nezir ERGENÇ


MÜTEMADİYET

Nezir Ergenç'in yeni yazısı;


 

Bu mefhumu Sadettin Ökten hocadan ödünç alıyorum. Hoşuma gitti. İstikrar kelimesine denk bir anlamı var; devamlılığı ifade eder. Yaygın olmasa da “Mütemadiyen” şeklinde kullandığımız olur.
İstikrar, kararlılığa işaret eder; ancak İstikarar daha istekli bir ruh halini ve daha uzun bir zamanı kapsar. 

İstikrar bu sebeple sürekliliği yani sürekli yükselişi, gelişmeyi, artırmayı içerecek şekilde bir gidişatı dikte eder.

Bir önceki yazımızda “iki günü müsavi olan ziyandadır” Peygamber sözünü anlamaya çalışmıştık. Mütemadiyet'i buna bir zeyl olarak görelim.

Müslüman Mütemadiyet halinde olandır. Sürekli kemâle doğru- ki bu Allah’a yakınlaşma/ Kurbiyet olarak da kavramlaştırılabilir-  bir yürüyüş halindedir. Son nefesini verdiğinde bu yakınlaşma da sona erer; varılan yer onun makamıdır; bu makama göre de Allah indinde bir cezaya/ karşılığa tabi kılınacaktır.

Mütemadiyet, elbette pek çoğumuzun anladığı şekliyle “değişmemek” anlamında değildir. Nedense Müsümanların bir kısmı yıllarca aynı yerde, aynı düşüncede, aynı halde, aynı makamda kalmayı bir marifet sayıyorlar. “ben değişmedim, aynı yerimdeyim” ifadesi elbette söyleyenin niyetine ve bağlamına göre farklılık arz etse de cümle doğasında bir eksikliği ve yanlışlığı içermektedir.

Allah’ın en temel yasası kuşkusuz “değişim”dir; yani hareket halinde olma durumudur. Sabit, durağan, hareketsiz hiçbir yaratılmış varlıktan bahsedemeyiz. Haddi zatında mahiyetini bilmesek de Allah dahi sabit, hareketsiz değildir. Rahman suresinde geçtiği üzere: O her an bir şe’n/ yaratma üzerinedir. Yaratmanın bizzatihi kendisi harekettir, değişimdir ve biz insanlar dahil her şey her an değişim halindedir.

Tabi ki esas olan değişimin bizzat kendisi değil, hangi yöne doğru sürdüğüdür; ileriye, kemale, yükselişe, artırmaya mı yoksa geriye, bozmaya, esfele, azaltmaya mı evriliyor buna bakmak lazım. 

Farkında olsak da olmasak da sürekli değişiyoruz; yani yol alıyoruz.
Müslüman yaşamındaki değişimin bir farkındalığa, bir bilince yani bir delile dayandığını söylememiz lazım. “Değiştim” iddiasında bulunan bir Müslümanın değişimine sebep olan her neyse onu bir bilinç zeminine oturtması zorunludur; daha önceki hal, durum, makamını delillendirdiği gibi şimdikini de delillendirmesi gerekir. Delil derken heva, çıkar ve cehaletten bağımsız bir tercih sebebini kast ettiğimizi belirtelim.

Değişimin önceki durumuna zıt bir hal olması durumunda da aynı gerekçeleri isteriz. Ancak bizim burada vurgulamak istediğimiz değişim Mümince bir hayatın mütemadiyen kemalata yürüme ameliyesidir. Her anda ve her mekânda bir sıçrayış halinde olmak bütün unsurlarıyla Müslümanın bir teyekkuzda/ uyanışta olduğunun da göstergesidir; hem Allah’ın her an yaratmasına şahit olmakta ve hem de kendi ilerleyişinin, yakınlaşmasının.  

Şehitlerin son nefeslerini vermeden önce cennetin kokusunu aldıklarına dair rivayetler var. Acaba diyorum mütemadiyet halinde olan Müslümanlar da ölmeden önce bu kokuyu alı(yo)rlar mı?

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR