Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Celal TAHİR


Menemen’de Ne Oldu?

Yazarımız Celal Tahir'in Özgün İrade Dergisi 2020 Yılı Ocak sayısında yayımlanan yazısı...


Menemen-Kubilay hadisesi, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın feshedilmesinden yaklaşık bir ay sonra İzmir’in Menemen ilçesinde 23 Aralık 1930 tarihinde meydana gelen hadisedir.

Hadisenin tutanaklara geçmiş bulunan öyküsü şöyledir: Esrarkeş olduğu ve yanındakileri de esrara alıştırdığı savcılık raporlarında da ifade edilen Derviş Mehmet ve arkadaşları sabah namazından sonra üzerinde Kelime-i Tevhid yazılı sancağı alarak dışarı çıkarlar, dışarıdaki cemaate “ey Müslümanlar! Ne duruyorsunuz, Halife Abdülmecid Efendi hududa geldi. İşte Sancak-ı Şerif çıktı, gelin toplanın, şeriat isteyelim” diye bağırmaya başladılar. Meydanda kendilerine katılan bir takım cahil kimseler ile sayıları yüzü bulan Derviş Mehmet ve arkadaşlarına civardaki kışlada nöbetçi olarak bulunan Yedek Subay Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay bir manga askerle müdahale eder. Ancak askerde tatbikat mermisi vardır. Dolayısıyla müdahale gerçekleşemez. Önce silahla yaralanan Asteğmen Kubilay’ın başı kesilerek feci bir şekilde öldürülür. Akabinde ilçeye giren askeri birlikler duruma şiddetle hâkim olur.

Derviş Mehmet ve iki arkadaşı bu arada öldürülür. 31 Aralık 1930 günü Menemen ilçesi ayrıca Manisa ve Balıkesir’in merkez ilçelerinde 2. Ordu Kumandanı Orgeneral Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan edilir. Ve General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir divan-ı harp kurulur neticede 3-4 Şubat gecesi 28 kişi idam edilir. 73 kişi muhtelif hapis cezalarına çarptırılır, hadise ile zorlama yollarla ilişkilendirilen Erbilli Şeyh Esat Efendi hapishaneden kaldırıldığı hastanede ölür, asılanlar arasında Esad Efendinin oğlu Ali Efendi de vardır.

Menemen-Kubilay Hadisesi Hakkında Belli başlı İki Yorum Vardır                                                                                                                       1. Resmi görüş: Bu görüşe göre hadise bir irticai kalkışmadır-ki aşağıda aktaracağımız Orgeneral Fahrettin Altay’ın anılarında bu açıkça dile getirilmiştir.

2. Menemen Olayı’nın bir kurgu neticesinde gerçekleşen bir tertip olduğunu savunanlar hadisenin önceden kurgulanarak bir senaryo oluşturulduğunu ve bunun neticesinde hayata geçirildiğini iddia edegelmişlerdir. İşin ilginci Genelkurmay belgelerindeki bir takım bilgiler de bunu doğrular mahiyettedir.

“Şu mes’ele’ de çok şayan-ı dikkat ve mühim gördüğüm noktalar Manisa'da ilk önayak olarak ortaya atılan bu şerirlerin Manisa'da iken bir esrarkeş kahvesinde daimi surette içtima ederek orasını tekke haline getirdikleri ve son zamanlarda hepsinin sakal bırakmak suretiyle bütün bütün calib-i şüphe vaziyet aldıkları ve bu hal Manisa zabıtasınca da malum olduğu halde Manisa'dan birdenbire gaybiyetleri ve hatta bu gaybiyetlerin aileleri tarafından hükümete malumat verilmesi üzerine Manisa hükümetinin bunlar için hiçbir teşebbüste bulunmaması ve civar kazaların nazar-ı dikkatleri celbedilmemesi gerek Manisa'da gerekse haricinde teşkilatların olup olmadığı hakkında tahkikat ve tetkikat yapılmayarak işin tesadüfe bırakılması Manisa'dan ayrıldıktan sonra Paşaköy, Yağcılar, Bozalan, Çukurköy ve civarlarında on beş gün dolaşarak ahaliye birtakım telkinatta bulunmalarından hiç kimsenin haberdar olmaması 23.12.1930 günü sabah namazına doğru musellahan ve birlikte sabah namazını kılarak ve camiden ellerine bir de bayrak alarak yine ahali ile camiden çıkışlarından ve sabahleyin hükümet konağı önüne kadar gelişlerinden Menemen hükümetinin hiçbir suretle malumat almaması... " Menemen kaymakamı beyin, hükümet konağı cihet-i askeriye tarafından işgal edildikten sonra ancak hükümete gelmesi ve bu zamana kadar adeta seyirci vaziyetinde kalması ve bir silah arkadaşı koyun gibi karşısında boğazlanırken Menemen jandarma kumandanının dört neferi ile hükümet konağı içerisine girerek kadın gibi saklanması..." Raporun 7. maddesinde ise Kubilay'ın askerlerinin neden cephanesiz olduğu sorgulanıyor: "Sevk u idare hatalarına alaydan telefonla kuvvet talep eden jandarma kumandanı şu kuvvetin ne için ne maksatla ve ne gibi bir vaziyet karşısında talep edildiği hakkında alayı tenvir etmemiştir. Jandarma kumandanının noksan olarak verdiği bu malumat alayca gönderilen ilk bölüğün cephanesiz olarak yola çıkarılması kuvvetlerin vaziyeti hâkim olmasına sebep olmuştur."[1]

İster Derviş Mehmet ve avenesi bu hadiseyi kendi inisiyatifleri ile gerçekleştirmiş, isterse de bir şekilde yönlendirilmiş bir hadise olsun, netice de mevcut siyasi iktidar hadiseyi kendi maksadı istikametinde ustalıkla değerlendirmeyi bilmiştir (Halkın, Serbest Cumhuriyet Fırkası’na olan teveccühünü unutmamak gerekir. Ayrıca “yüksek katlar” da muhalefetin cümlesine özellikle de dini, tasavvufi çevrelere açık bir gözdağı verilmesi her halde gerekli görülmekteydi.)

Fahrettin Altay’ın Anıları İtiraf Niteliğinde

Şimdi Fahrettin Altay Paşa’nın hatıratında hadisenin nasıl değerlendirilip neticeye bağlandığına bakalım. Bu anılar olayı tüm boyutlarıyla ile kavramamıza imkân verecek konumdayken (Özetleyerek verilmiştir)

“Öğle vakti Başbakan İnönü, Meclis Başkanı General Kazım Özalp, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, Savunma Bakanı Zekai Bey’lerin katıldığı toplantıda Menemen Vakası Konuşuldu. Bu konuşma bana bir talimat mahiyetinde olduğundan not ettim. Şimdi tarihi bir belge olarak bu notları aynen naklediyorum.

İsmet Paşa

Şarktaki şeyhlerin, Ermenilerle nasıl birleştikleri vesaire hakkında Divanı Harbe malumat verelim. Daha evvel bir tertip olduğu aşikârdır. Köylüler bir jandarma karakolunun basılmasını teklif ediyorlar, bunlar [mürteciler] “jandarma ile işimiz yoktur” diyor. Kuvvete çarpmak istemiyorlar, sonra bir subayı vuruyorlar, irticaî bir hareketle büyük bir halk kitlesini elde etmek istiyorlar, askeri de tabiatı ile alacaklar Teşkilatı Ele alalım. Rovelverle vurulmuş olması ahali tarafından vurulduğunu gösteriyor. Tetkiki lazımdır.

Gazi Hazretleri

Politika Memba-ı Umumidir (kökeni geneldir)? Esas tetkikat bu olacaktır. Ceza edilemeyen kesif yerler de örfen dağıtılmalıdır, mahkûm olanları birer ikişer tezci etmelidir (cezanın hızla uygulanması)  hepsi nihayete bırakılmamalıdır, en az kabahati seyirci kalmış Menemen halkı orayı terk etmelidir. Hepsi müttehimdir (itham altındadır)… Terakkiperverlerin bir kısmı behemehal  (mahkeme böyle bir sonuca ulaşmamıştır, Menemen olayıyla terakkiperver fırka ve K. Karabekir arasında bir irtibat görülmemiştir. Ancak ilginç olan araştırmacılar da bu husus üzerinde pek durmamışlardır y.n) FETHİ BEY DEĞİLDİR KAZIM KARABEKİR “hür adam”da imzasız makaleler yazmaya başladı, hükümeti düşürmek için bir harekettir. Şimdiye kadar çıkaramaması ve şimdi çıkarması cüret ve cesaret-i umumiyeti arttırmaya sebep olmuştur. Bu gazetecilere de temas etmek ve hiçbir şey yapılmasa bile Divan-ı Harb’de sorguya çekmek lazımdır…

İsmet Paşa Fransızların neşriyatı

“Gazi ve İsmet Paşalar Serbest Fırkayı ezmek için bunu tertip ettiler. Doğru mudur?”  diye soruyorlar, bu bir propagandadır  ( bizim görebildiğimiz kadarı ile yakın tarihi yazanlar ve araştırmacılar arasında sözü edilen Fransızca gazeteleri inceleyen olmamıştır. Bu bizim tarihsel hadisleri ne kadar derin! ele aldığımızın da bir göstergesi sayılabilir y.n.*)

Gazi Paşa

Kısa zamanda bu işi bitirmeli. Her şey çıkmasa da zararı yok; ayrı bir safha olur.

Kazım Paşa

Nakşibendi Teşekkülü Siyasidir bütün isyanlar bunun hareketi ile başlamıştır. ABDÜLHAMİT DE bundandır. Eski ihtilallerde öne düşen şeyhler hep Nakşibendi’dir. Bu malumatla divan-ı harp bu isyanı yapan bu tarikatın siyasi olduğunu ve tekkeler kapandıktan sonra faaliyetlerini bir irtica hareketi olduğunu tespit eder. Şeyhleri mevkufen (tutuklu) mahkemeye alır. Tarihi ananeler böyledir. Tekkeler ya mektep yapılmalı yahut YAKILMALI. Bunlarla irtibatı olan diğer şahıslar da etraftan celbedilmelidir…

Şükrü Kaya

Bayburt İhtilal inde askerimizi kesenler Nakşibendilerdi 31 Mart Vakasında Vahdeti de Nakşi idi.

Kazım Paşa

Bitlis’de de büyük bir isyan oldu. Bozkır isyanını yapanlarda da Nakşibendiler vardır.

Gazi Paşa

Bu teşekkülde kadın mensuplar meselesi de mühimdir, bunlara müsamaha etmek doğru değildir. (Yıllar sonra 28 Şubatta da başörtüsü dolaysıyla kadın meselesi üzerinde durulması da tarihin sürekliliğini gösterir. y.n) KUMANDANLAR BİLMELİDİRLER Kİ BU TARİKAT YOK EDİLECEKTİR, Siyasi İrtibat aranacaktır.

Kazım Paşa

Bu tarikat muzır bir yılandır, mahvedilmelidir.

Gazi Paşa
Hiçbir yerde KUTUB ve KUTBU’L-AKTAB bırakılmamalıdır.

İsmet Paşa

Başkumandana seferde idam salahiyeti verileceği Teşkilat-ı Esasiye’ye girmelidir. Bunda İdam Cezası Meclise aittir.

Zekai Bey

Böyle bir kanun va’zı Teşkilatı Esasiye’ye muhaliftir amma meclis çıkarmıştır. 595 sayılı kanundur.

İsmet Paşa

Teşkilat-ı Esasiye Menafidir (olumsuzdur) İdam cezaları bahsedilmemiştir. İcra Edilemez.

Gazi Paşa

İdam Cezasını Meclis tasdik etsin… (buna karar verildi)

Menemen ve Malum köyler ahalisinin kâmilen tehcirini Gazi Paşa çok şiddetle ileri sürüyordu. İsmet Paşa muhalefet ediyor, Kazım Paşa ile Şükrü Kaya İsmet Paşa ile beraber. Fakat Gazi mussır (ısrarlı) olmakla beraber, kış geçinceye kadar kalsınlar diye mühlet veriliyor.”

Hadisenin serüveni Fahrettin Paşa’nın anılarında açıkça ortadadır.

Son olarak bir de o dönem Milliyet gazetesinde çıkan şu habere dikkat çekilmesi gerekmektedir. 30 Aralık 1930 tarihli Milliyet Gazetesi’nde Menemen Jandarma Bölük Komutanı Yüzbaşı Fahri’nin olay karşısında gösterdiği tavır anlatılmaktadır. Hadiseden bir hafta sonra Milliyette, “Henüz üzerinden kalkmayan şüpheler” başlığıyla yayınlanan yazıda anlatılanlar oldukça dikkat çekicidir:

“Hadiseyi gören jandarma komutanı elebaşların yanına gelir. Ne istiyorsunuz? Diye sorar. Asinin “Şeriat istiyorum” cevabıyla karşılaşınca makamına dönüyor. Maiyetinde bulunan jandarma neferlerini odasına alarak kapıyı ve pencereyi kilitliyor. Pencereden Kubilay’ın başının kesilmesini seyrediyor. Yanındaki bir jandarma neferi dayanamayıp, pencereden olsun ateş etmek istiyor. Kumandan buna müsaade etmiyor. Bu iş sizin bildiğiniz gibi değil.”

 

[1] Büyük Erkan-ı Harbiye Riyaseti'nin 26/12/1930 tarihli ve 6747 No'lu tezkeresinin sureti.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR