Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


ALTAN TAN


Mehmet Eymür ve İşkence İtirafı

Bunca açıklamaya/itirafa karşı iktidarı ve muhalefeti ile siyaset dünyasının sessizliği. Hepsi ‘Görmedim, duymadım, işitmedim’ modundalar.


İşkencenin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eski.

Hemen herkes işkencenin alçakça bir insanlık suçu olduğunu söyler ancak ne yazık ki işkence bir türlü önlenemez, engellenemez.

Yedikule Zindanlarında bin bir türlü eziyetle öldürülen Genç Osman’dan bu yana Türkiye’nin siyasi tarihi de işkencelerle dolu.

18 yaşındaki kendi padişahına bile etmediği rezaleti bırakmayanlar sade vatandaşlarına neler yapmaz ki?

Neler, neler yaptılar!

Yeni Cumhuriyetin de bu konuda sabıka dosyası oldukça kabarık.

Türkeş dahil tabutluklarda yatırılan tırnakları sökülen Türk Milliyetçilerinden, Sansaryanhan’da, Ziverbey Köşkü’nde başlarına gelmedik iş kalmayan Komünistlere;

Yassıada’dan, 12 Eylül sonrası sağcı, solcu, İslamcı, Kürt, ağa, bey, işçi, köylü demeden Mamak’ta, Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi’nde ‘Fiks menü’ye tabi tutulanlara kadar uzun bir mağdurlar listesi var.

Üstelik bu rezaletleri işleyenlerin, Yassıada’da birkaç saat sonra idam edilecek Başbakan Adnan Menderes’in makatına prostat muayenesi bahanesiyle ellerini sokan doktor kisveli alçaklara kadar çoğunun adları, sanları da belli.

Binlerce kez yazıklar ve teessüfler olsun ki bu rezil oğlu rezillerin çok azı hariç büyük bir çoğunluğu hesap vermeden, hesaba çekilmeden öldüler.

Bunca insanlık dışı olayı her dönemin siyasileri  sürekli olarak inkar ettiler, üstünü örttüler.

Hatta Kenan Evren gibileri büyük bir pişkinlikle ‘Asmayıp da besleseydik mi’ dediler, diyebildiler.

Kenan Evren de, çetesi de hesap vermeden, hesap sorulamadan gitti.

Geçen hafta MİT mensubu Mehmet Eymür bu konularla ilgili önemli açıklamalarda, itiraflarda bulundu.

Türkiye devleti de dahil tüm devletlerde işkence olduğunu, ilgililerin gerek duyduklarında buna başvurduklarını, kendisinin de geçmişte işkence yaptığını söyledi.

Aslında itiraftan öte malumu ilan etti.

Tüm dünyanın bildiği gerçekleri bu kez bir devlet görevlisinin ağzından duymuş olduk.

Mehmet Eymür’ün kim, kimlerin adamı olduğu, yaklaşık 40 yıldır belli dönemlerde kritik açıklamalarda neden bulunduğu, bugün ise  böyle bir açıklama yapma ihtiyacını neden gördüğü ayrı bir araştırma konusu.

Ayrı bir araştırma konusu derken tabi ki bu soruların tamamı önemli ve mutlaka cevaplandırılmalı.

Ancak benim bugün esas gündeme getirmek istediğim bunca açıklamaya/itirafa karşı iktidarı ve muhalefeti ile siyaset dünyasının sessizliği.

Hepsi ‘Görmedim, duymadım, işitmedim’ modundalar.     

Aradan 24 yıl geçtikten sonra Çevik Bir ve arkadaşlarının rütbelerini sökerek hesap soran savcılar ve iktidar sözcüleri her nedense yüzlerini öte yana çevirmiş durumdalar.

Kimsenin aklına bizzat işkence yaptığını söyleyen Mehmet Eymür’den hesap sormak gelmiyor!

Veya en azından ‘Gel kardeşim, bizzat aktörü olduğun son 40 yıl ile ilgili neler biliyorsun? Bir anlat bakalım’ demiyor.

‘Ne kadar da safsın!

Sanki devlet son 40 yılı değil 140 yılı da bilmiyormuş gibi konuşuyorsun. Devlet her şeyi görürü, işitir, kaydeder, bir yana koyar; günü geldiğinde veya icap ettiğinde ise raftan indirir.

Mehmet Eymür ile ilgili;

Eski ‘büyüklerimiz gibi İslamcı ‘Büyüklerimiz’ de ‘Görmedim, duymadım, işitmedim’ modundaysalar vardır bir bildikleri!’ diyorsanız;

Allah sizi de ‘büyüklerinizi’ de  ıslah etsin!

 

Kaynak: Farklı Bakış

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR